Views: 0
Önerinin kabul edilebilecek bir yanı yok.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis’te temsil edilen parti liderleriyle bir araya gelerek BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute ile yapılan görüşmeler hakkında bilgilendirdi.
Bilgilendirme toplantısının ardından konuşan Akıncı, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere değinerek “Elimiz kolumuz bağlı bir şekilde beklememiz mümkün değil” dedi.
Guterres’ten olumlu yönde bir mektup aldıklarını söyleyen Akıncı, AB’nin mesajında Kıbrıs çevresindeki kaynakların her iki tarafa da ait olduğu düşüncesinin olduğunu belirtti.
Akıncı, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Önerinin kabul edilebilecek bir yanı yok. Bu konuyla ilgili, ‘Rum tarafının Türk tarafına bilgi verilmesi yönünde. Nüfus oranlarında paylaşım olabilir, ama bunun bir ön şartı var’ söylentileri var. Doğu Akdeniz’deki gaz konusunda 3 tane yol izlenebilir. Ya Kıbrıs sorunun çözümünü tüm taraflar bekler ya da bu işi birlikte yapar ya da ayrı ayrı yaparlar ki şu anda yapılan da budur. Biz ikinciden yanayız. Nimetlerden birlikte yararlanmadan yanayız. Ancak bu olamıyorsa, elimiz kolumuz bağlı bir şekilde beklememiz mümkün değil. Bizim önerimiz yankı buldu. Guterres’in mektubunda bu girişimin yararlı olduğu ima yollu olsa da onaylayan cevap aldık. En azından AB’nin mesajında da kaynakların her iki tarafa da ait olduğu düşüncesi var. BM Genel Kurulu’nda önerilerimizi tüm üçüncü taraflara daha iyi bir şekilde anlatmak için çabamızı sürdüreceğiz.
“PEŞİN HÜKÜMLE OLAYA BAKILMAMALI”
Lute’un temasları hakkında konuşan Akıncı, konuyla ilgili en net değerlendirmenin ‘peşin hükümle olaya bakılmaması’ olduğu vurgusunu yaptı.
Müzakereler hakkındaki ilkelerinin net olduğunu ve herkes tarafından bilindiğini söyleyen Akıncı, tekrar tekrar aynı şeyleri konuşmaya gerek duymadığını aktardı.
BM Genel Sekreteri Guterres ile telefon görüşmesi yaptıklarını ve Guterres’in New York’ta üçlü görüşme istediğini belirten Akıncı, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yapılmakta olan çaba tamamen altı boş bir çaba değil. Ancak şimdiden sonuç hakkında yorum yapmak doğru olmaz. Konu oluşum aşamasında olduğu için ayrıntılı bilgi veremeyeceğim. Oluşum halinde iken neyin görüşüldüğü hakkında siyasi parti liderler ile belli ölçüler içerisinde paylaştım. En tutarlı değerlendirme; peşin hükümle olaya bakmamaktır. Kesin yargıda bulunmanın yanlış olacağı kanaatindeyim. Belli ilkeleri gözeten tavır içerisinde olacağız. İlkelerimizi bilmeyen kalmadı, bunları yeniden seslendirmeye gerek duymuyorum. Bu yeni bir süreç olacak, netlik içerecek. Bizi ucu açık bir sürece sürüklemeyecek. O yüzden biraz daha sabırla konunun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Metin ortaya çıkmadan, kendi dünya görüşlerinde peşin yargılara haiz olan arkadaşlar olabilir, bu yanlıştır. Bundan sonraki süreç bizim New York’ta Guterres ile tekli olarak ayrı ayrı görüşmesi şeklinde gelişecek. Guterres’in geçtiğimiz günlerde telefonu oldu, orada referans kavramları hakkında konuştu. New York’ta 3’lü görüşme istediğini söyledi.
Bizim pozisyonumuz net. Yürüttüğümüz çalışmalardaki tutumumuz net. Bizim bu süreçte ne istediğimizi bilmeyen kalmadı. Kararlara etkin katılım zaten bir BM parametresidir, bu sürecin artık eskisi gibi olmayacağı da BM görüşüdür. Guterres’in raporlarına yansımış unsurlardır. Benim bu noktada her şey tam kelimelendirilmediği için temkinli yaklaşıyorum. İlkeler noktasında bir belirsizlik yok, ilkelerimiz zaten BM’nin de kabul edildiği unsurlardır. Biz ne istediğimizi biliyoruz. Ortaya ortak bir metin çıkarsa bundan sonraki süreç de başlamış olur. Bu çabayı sürdürmek için yeterli gerekçeler var.”