Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 17 Ocak’ta toplanıyor

28
reklam alani

Views: 0

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2019’un ilk asgari ücretini belirlemek üzere ilk toplantısını yaptı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı toplantı salonunda yer alan ve yaklaşık 2 saat süren yılın ilk toplantısına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler başkanlık etti.

İşçi ve işveren taraflarının önerilerinin yeniden değerlendirilmesi amacıyla Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 17 Ocak Perşembe günü saat 17.00’de yeniden bir araya gelme kararı aldı.

Toplantıya, İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Aroğlu ve Hür-İşçi Sendikaları Federasyonu Genel Sekreteri Ali Yeltekin başkanlığındaki sendika temsilcileri ile devlet temsilcileri katıldı.

Toplantının başında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Aroğlu ve Hür-İşçi Sendikaları Federasyonu Genel Sekreteri Ali Yeltekin birer konuşma yaptı.

ÇELER
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, yılın ilk toplantısının bugün yapıldığına işaret ederek, yeni asgari ücretin uzun süredir toplumun beklentisi olduğunu söyledi.

Belli noktalarda geç ve geri kalındığını ifade eden Bakan Çeler, göreve geldiği günden bu yana farklı bir asgari ücret değerlendirme sisteminin oluşturulması gerektiğini söylediğini ancak bunun uygulanamadığını kaydetti.

“SEKTÖREL BAZDA ASGARİ ÜCRET SİSTEMİNE GEÇİLMESİ GEREK, ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”

Sektörel bazda bir asgari ücret sitemine geçilmesi gerektiğini 2018’den bu yana söylediklerine, ancak konunun henüz beklenen olgunluğa ulaştırılamadığına dikkat çeken Çeler, geçen yılın son asgari ücretinin belirlenmesi ardından ciddi bir çalışma yaptıklarını, Bakanlık Müsteşarı Erçin Tekakpınar’ın bu konuda çalışmalar yaptığını ancak siyasetin üzücü noktalarının yarattığı sebeple görevden alınacak, alınmayacak endişesinin kendilerini belli noktalarda gerilettiğini aktardı.
Çeler, yapılan çalışmaların önemli bir noktaya geldiğini, bu ilerlemenin de önümüzdeki günlerde paydaşlarla tartışılarak, paydaşlarla tek tek görüşülerek, asgari ücretin artık sektörel bazda belirlenmesi için çalışmaları tamamlamak hedefinde olduklarını kaydetti.

Yeni sistem için Danimarka, İsveç ve Güney Kıbrıs’tan örnekler aldıklarını, çalışmanın ülkenin kendi yaşam tarzı da içine katılarak tamamlanacağını ifade eden Bakan Çeler, ticaret, sanayi, inşaat, turizm, eğitim yüksek-öğretim, bankacılık- finans, tarım ve hayvancılık gibi farklı sektörlerde bu sektörlerin temsilcileri ve devlet kanadının gücünün olacağı sektörel bazda belirlenme sistemine geçişin esas hedef olduğunu vurguladı.

Asgari ücretin sektörel bazda belirlenmesi konusunda örnekler veren Bakan Çeler, örneğin, sanayi alanında bir büyüme yaşanmışsa, belirlenecek taban asgari ücreti üzerinden, yine o sektörün işveren, işçi temsilcileri ve devlet temsilcilerinin o büyümeden emekçiye ne kadar yansıyacağını belirleyeceğini anlattı.

“SİSTEMİN ESASI TABAN ASGARİ ÜCRET VE TABAN MAAŞ BELİRLEMESİ İLE OLACAK”

Çeler, bunun tabi bazı kriterleri ve sınıfları olacağını ifade ederek, sistemin esasının taban asgari ücret ve taban maaş belirlemesi ile olacağını kaydetti.
İş barışının sağlanabilmesi ve tarafların doğru temsiliyetinin sağlanması açısından sürecin uzadığına işaret eden Bakan Çeler, ülkede özel sektörde sendikalaşmanın olmamasının da bu sürecin uzamasında rol oynadığına dikkat çekti.

Bunu artık birliklerle veya var olan sendikalarla tartışacaklarını ifade den Bakan Çeler, sektörlerin büyüme alanlarına göre, belirlenen taban asgari ücret üzerinden emekçisine artıracağı maaşın ne olacağının belirleneceğini söyledi. Çeler, bunun için yasal düzenleme veya bir tüzük düzenlemesine gidileceğini kaydetti.

EK MAAŞ DESTEĞİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çeler, yerel iş gücünün ekonomiye katılmasını sağlamak adına da öngörülen teşviklerin artık hayata geçmesi gerektiğine işaret ederek, ülkede yaklaşık 50 bin yabancı işçi bulunduğunu, her yıl ülkeden minimum 300 milyon Dolar’ın yurt dışına gönderildiğini kaydetti.

Yerel istihdamın önündeki en büyük engelin; i ş güvencesi, hak, çalışma saatleri ve çalışanları koruyacak yasaların bulunmaması olduğuna dikkat çeken Bakan Çeler, İş Yasası’nın değişmesi için Meclis’e gönderileceğini, emekçilerin özel sektörde çalışabilmesi için ek maaş desteği projesine de Başsavcılıktan olumlu görüş geldiğini aktardı.

Bazı kesimleri özel sektörde sendikalaşmadan korkuttuğunu ifade eden Bakan Çeler, bu tüzük çerçevesinde taraflarınca emekçilere ek maaş desteği verileceğini, bunun da İhtiyat Sandığı altında İstihdam Destek Merkezi Fonu’ndan karşılanacağını anlattı.

Bu fonun işverenlerin yurt dışından getirdiği her bir işçi için ek bir vergi niteliğinde, KKTC vatandaşlarının istihdamının önü kesildiği için, başka bir alanda kendilerine istihdam olanağı sağlanması amacıyla Sonay Adem döneminde başlatıldığını söyleyen Bakan Çeler, bu fonda 170 milyon TL gibi bir para biriktiğini ve her ay faizleri, mevduatıyla bu paranın arttığını söyledi.

“BURADA EMEKÇİLERİN HAKKI YENİR DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”

“Burada emekçilerin hakkı yenir diye bir şey söz konusu değildir” diyen Bakan Çeler, İhtiyat Sandığı’nın ayrı, bu fonun ayrı olduğunu kaydetti.
Tüzüğün Bakanlar Kurulu’na da gönderildiğini belirten Bakan Çeler, bu ek maaş desteğinden işverene de katkı sağlanacağını belirtti.

İŞVERENE DE DESTEK SAĞLANACAK

Tüm KKTC vatandaşı emekçilerin yüzde yüz, Sosyal Sigorta ve İhtiyaç Sandığı primlerinin de bu fon tarafından karşılanacağını söyleyen Bakan Çeler, cinsiyet ayrımı yapmadan, hem yeni istihdam edilecek KKTC vatandaşları, hem de hali hazırda var olan KKTC vatandaşları için uygulamanın geçerli olacağını söyledi.
Ek maaş ödeneği için bazı kriterler olacağını belirten Bakan Çeler, emekçinin KKTC vatandaşı olması, asgari ücretin 2 katının altında maaş alması, maaşının banka üzerinden yatırılması, toplu iş sözleşmeli veya sendikalı olması koşullarının aranacağını kaydetti.

Çeler, özel sektörde hem emekçilere hem de işverenlere katkı sağlanacağını, bu dengenin iyi görülmesi gerektiğini vurguladı.

Çeler, tüzüğe daha sonra engellilerin istihdamı için de bir madde eklenmesinin gerekli olduğunu belirtti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, ek maaş ödeneğinin 2 yıllık bir süreyi kapsayacağına da dikkat çekerek, bunun ekonomiye önemli bir katkısı olacağına inanç belirtti.

Bakan Çeler, bu ekonomik kriz içinde işçi maliyetini düşürecek bir sistemin sağlanacağını ifade ederek, sendikalaşmanın projenin sadece bir ayağı olduğunu, onun da işçinin kendini güvende hissedeceği ve daha yüksek maaş alırken bu hakkının da yenilmemiş olmasını sağlayacak, koruyucu bir önlem olacağını anlattı.

Çeler, ek maaş desteğinden faydalanacak sektörlerin sanayi, turizm, hizmet sektörü, marketler, perakende satış yapılan yerler, tarım ve hayvancılık alanındaki kurumlar olacağını kaydetti.

Her yıl dışarı gönderilen 300 milyon Doların, 200 milyona bile çekilmesi halinde önemli bir adım atılacağını ifade eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çeler, “İş barışını, emekçi ile işverenin barışını da düşünerek işlerini kaybetmeyecekleri, işvereni de batırmayacak, işçiyi emekçiyi işinden etmeyecek, aktöriyel dengeleri alt üst etmeyecek, gelir gider dengelerini ortadan kaldırmayacak, çok daha toparlanmış, çok daha önünü görebilen bir yapı yaratmak adına bugünkü toplantıyı açıyorum” dedi.

Çeler, ülkede bir şeyleri değiştirmek adına herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini sözlerine ekledi.

AROĞLU
İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Aroğlu, ülkenin bir refah ülkesi olması için hep birlikte gayret gösterilmesi ve çalışılması gerektiğine işaret ederek, bu çerçevede yapılacak olumlu girişimlere kendilerinin de destek olacağını söyledi.

Bugüne kadar umutlu olmalarını gerektirecek bir gelişme bulunmadığına dikkat çeken Aroğlu, ülkenin düze çıkabilmesi ve refah ülkesi olabilmesi için bugüne kadar çok gayret gösterdiklerini, ancak ilerleme kat edemediklerini belirtti.
Ülkede yaşanan ekonomik krize dikkat çeken Aroğlu, bazı işverenlerin krizin yanı sıra sermaye erimesi ile de karşı karşıya kaldıklarına işaret etti.

Aroğlu, ileriye doğru bakarken bir istikrar ve vizyona ihtiyaç olduğunu söyleyerek, iş hayatının önünün açılması gerektiğini, zorlukların ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti.
Haksız rekabetin önüne geçilmesinin önemini de vurgulayan Aroğlu, ücretlerin artması için milli gelirin de artması gerektiğine değindi.
Aroğlu, ücretler konusundaki temel prensiplerinin sürdürülebilir olmak kaydıyla en yüksek ücret verilmesi olduğunu kaydetti.

YELTEKİN
Hür-İşçi Sendikaları Federasyonu Genel Sekreteri Ali Yeltekin de, Eylül 2018’de asgari ücret belirlenirken, sektörel bazda asgari ücretin dile getirildiğini anımsatarak, bu konun çok önemli olduğunu, bu sisteme geçilmesiyle çalışan, işveren ve Maliye’nin ciddi anlamda bir gelire kavuşacağını söyledi.
Sektörel bazın bu ülkenin şu anada kriz döneminde çıkış noktasının en önemli başlangıcı olduğunu ifade eden Yeltekin, sektörel bazda en düşük ücreti belirleyerek, en yükseklere ulaşmanın herkesin kazanacağı gerçek bir uygulama olduğunu kaydetti.

Yeltekin, 1 Ocak itibarıyla yeni asgari ücretin bir an önce belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, DPÖ’nün verililerini de eleştirerek, asgari ücretlinin ülkedeki marketlerden aldıkları fiyatlarla aylık temizlik, besin fiyatlarını tablo halinde yetkililere ve basına sundu.

2018’in son asgari ücreti 1 Eylül 2018’de, 2 bin 620 TL brüt, 2 bin 279 TL net olarak belirlenmişti.

Paylaş