Views: 0
Doruk Vakfı ile Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği işbirliğinde “1963 Akritas Planı” konulu seminer düzenlendi.
Seminerin konuşmacısı, KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser 1963 Akritas Planı’nı bu dönemi birebir yaşayan insanlarla iletişime geçerek oluşturduğu özel arşivi aracılığıyla dinleyicilere sundu.
Rumların asıl planının, adada yaşayan bütün Kıbrıs Türklerini katletmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak (ENOSİS) olduğuna değinen Prof. Dr. Keser, bu plan neticesinde Kıbrıs Türklerine yönelik katliam girişiminin 21 Aralık 1963 günü başlatıldığını aktardı.
Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen seminer, KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser ve Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora tarafından verildi.
Yoğun ilgi gören seminere; Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, Milletvekili Bertan Zaroğlu, MDP Genel Başkanı Buray Büsküvütçü, Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora, Doruk Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Doruk Hastunç’un yanı sıra sivil toplum örgütleri ve çok sayıda konuk katıldı.
Töre: Ne vatandan vazgeçeriz ne de ana vatan Türkiye’den, çünkü biz bir milletiz.
Seminerin açış konuşmasını gerçekleştiren Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, Kuzey Kıbrıs’ın Türk milleti için milli bir dava olduğunu hatırlattı. Kıbrıs’ın üç yüz yedi sene Osmanlı Devleti’nin yönetiminde kaldığını ancak gelişen zor şartlar sonunda Osmanlı Devleti’nin adadan çekilerek, yönetimin geçici olarak İngiliz idaresine verildiğini dile getiren Töre, 1923 yılı Lozan Anlaşması’ndan sonra Kıbrıs’ın yönetiminin İngiliz idaresinde kaldığını söyledi. Meclis Başkan Yardımcısı Töre, Türk ordusunun 1878 yılında adadan çekilmesi sonucunda Kıbrıslı Türklerin zorluklarla mücadele ettiğini vurgulayarak, “Ancak bir gün Türk ordusu yine gelecek diye gözlerimiz hep yolda, Anadolu’yu bekliyorduk. Osmanlı döneminde gelemediler. Biz Türk ordusunu beklerken Rumlar ENOSİS peşindeydi. Bu süreçte On İki Adaları aldılar. Rumların düşüncesi Kıbrıs’ı on üçüncü ada olarak Yunanistan’a bağlamaktı.” dedi.
1960 yılında kapsamlı bir anlaşma ile Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunu aktaran Zorlu Töre, bu süreç içerisinde ENOSİS kavgalarının devam ettiğini dile getirdi. Töre, 1963 yılında “Kanlı Noel” ve “Akritas Planı”nın gündeme geldiğini vurgulayarak, on üç maddelik anlaşmanın Türk’ler tarafından reddedilmesi sonucu, Rum saldırılarının başladığını belirtti. 1974 yılında Rumların yeniden ENONİS’i ilan ettiğini ifade eden Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre şunları kaydetti:
“Bu dönemde Rum saldırıları arttı. Türk ordusu tarafından 1967 yılında planlanan ancak yapılamayan çıkarma 1974 yılında yapıldı. Türk ordusu hem havadan hem de denizden Kıbrıs topraklarına geldi. Artık Türk ordusu Kıbrıs’tan gitmeyecekti, çünkü biz bunu çok bekledik. Bu topraklar Türk toprağıdır. 20 Temmuz 1974’te Türk ordusu ile mücahitler birleşti. Bu vatanı kanı kana, canı cana katarak vatan yaptık. Ne vatandan vazgeçeriz, ne de ana vatan Türkiye’den, çünkü biz bir milletiz. Bizim görevimiz Kuzey Kıbrıs’ı bizden sonraki nesillere sağlam bir şekilde teslim etmektir.”
Bora: ENOSİS’in önünde bulunan en büyük engel, adada bulunan Türk askerleridir
Seminerin onur konuğu aynı zamanda konuşmacısı olan Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Genel Yılmaz Bora, Rumların iki kez hazırladığı ancak Türk halkının adadaki varlığını sürdürme azmi ve kararı neticesinde sonuca ulaşamadığı soykırım planından söz etti. ENOSİS’in önünde bulunan en büyük engelin adada bulunan Türk askerleri olduğuna vurgu yapan Bora, son zamanlarda masada ‘sıfır asker, sıfır garanti’ düşüncesi üstünde durulduğuna dikkat çekti.
“Bugünlere nasıl gelindiğini öğrenmez ve tedbirlerini alamazsak yok olmaya mahkumuz” diyerek konuşmasını sürdüren Yılmaz Bora, tarihin gidilecek olan yolu gösterdiğini ifade etti. Yakın tarihin öğrenilmesi gerektiğinin, öğrenilmemesi durumunda büyük bir boşluk oluşacağının altını çizen Bora, Akritas Planı’nı EOKA’cıların hazırladığını aktardı. Bora, Kıbrıs Türk halkının adada var olduğu günden bugüne kadar barış, huzur ve güven içerisinde yaşamaktan öte bir amacı olmadığını ifade ederek şöyle devam etti:
“Rumların bugüne kadar ENOSİS düşüncesi içinde olmaları bize çok şey kazandırdı. Kıbrıs Türk halkı egemen bir halk olarak ortaya çıkmıştır. Olayların gerçekleştiği tarihlerde kendimizi ateş çemberinin içinde bulduk. Kıbrıs Türk halkı olarak, İngiliz yönetiminde kalmamıza rağmen milli değerlerimizi hep koruduk. Bu anlamda öğretmenlerimiz bize yol gösterdi, eğitim toplumun geleceğidir. 21 Aralık toplumsal çatışmaların başladığı tarih değil, Rum saldırılarının başladığı tarihtir. Tahtakale’de başlayan olay daha sonra Kumsal ve Küçük Kaymaklıya dağılmıştır. Ama kahraman mücahit çok kısa bir süre içerisinde yer altından yeryüzüne çıkarak Lefkoşa’yı savunmuştur. Bizler, Kumsal mevkinde Lefkoşa savunmasını planlarken yeterince gücümüz yoktu. Bu bilgiyi alan Rumlar, saldırıya geçti ve hepimizin bildiği acı olay yaşandı. Burada, Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğu katledildi. Birçok masum insan esir alındı ve katledildi. Haberleşmenin mümkün olmadığı, iletişimin sağlanamadığı bir ortamda beş kişiden oluşan bir ekiple oraya gidilirken bu ekip Rumlar tarafından pusuya düşürüldü. Burada üç kişi şehit olurken, iki kişide yaralandı.”
1963 Akritas Planı’ndan 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar yaşananları ve Rum saldırılarını değerlendiren Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora, “Eğer bugün halkımız bütün bu zorluklara rağmen, soğuk savaşın en çetin dönemini yaşadığımız dönemde toplum olarak ayakta durabiliyorsa bu, Türk mücahitleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldığımız azim ve kararlılık ruhu sayesindedir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Keser: Katliam girişimi 21 Aralık 1963 günü başlatıldı
Seminerin konuşmacısı, KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser 1963 Akritas Planı’nı bu dönemi birebir yaşayan insanlarla iletişime geçerek oluşturduğu özel arşivi aracılığıyla dinleyicilere sundu.
Rumların asıl planının, adada yaşayan bütün Kıbrıs Türklerini katletmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak (ENOSİS) olduğuna değinen Prof. Dr. Keser, bu plan neticesinde Kıbrıs Türklerine yönelik katliam girişiminin 21 Aralık 1963 günü başlatıldığını aktardı. Keser, olayın başlamasının ardından kırılma noktasının Lefkoşa’da Kanlı Dere diye bilinen Dere Boyu’nda, Binbaşı Nihat İlhan’ın evde olmadığı bir zamanda Rumların saldırısı neticesinde eşi ve üç çocuğunun katledilmesi olduğunu dile getirdi.
1963 yılında tamamının açıklanmadığı Akritas planının, Kıbrıs Türklerinin adadan ilhak edilmesi amacını taşıdığına vurgu yapan Keser, Rum saldırılarının devam ederken Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Lefkoşa karargâhına bir haber geldiğini aktardı. “Kumsal baskını” olarak adlandırılan olayda, Kumsal bölgesine aralarında Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanlığı görevini yürüten Yılmaz Bora’nın da bulunduğu beş kişinin gönderildiğini söyleyen Keser, Rum saldırısı neticesinde üç kişinin şehit olduğu, iki kişinin de yaralandığı bilgisini paylaştı.
Rumların 1963 yılında başlayan ve 1974 yılına kadar devam eden ENOSİS düşüncesi karşısında Kuzey Kıbrıs halkının direnişi üzerinde duran KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser, konuşmasının sonunda konuklardan gelen soruları da cevapladı.
Seminere katılan konuklar, 1963- 1974 yılı olaylarının bilinmesi gerektiğinin altını çizerek, gerçekleştirilen seminer aracılığıyla Kıbrıs Türk halkının onurlu mücadelesi hakkında geniş ve aydınlatıcı bilgiler edindikleri vurgusunu yaptı.
Doruk Vakfı ile Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği işbirliğinde düzenlenen “1963 Akritas Planı” konulu seminer, Doruk Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Doruk Hastunç ve Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora’nın KAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Keser’e teşekkür plaketi sunması ile sona erdi.
HABER- FOTOĞRAFLAR: MİNE ÖZLEM GÜNDÜZ