Views: 0
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı 5 saatin ardından sona erdi.
Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri son gelişmeler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bölgedeki tek yanlı ve uluslararası hukuku çiğneme teşebbüsleri ile cepheleşme girişimlerinin bölge ve dünya barışına katkı sağlamayacağı, uluslararası hukuka uygun ve meclis iradesine dayanan kararlılığımızın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerine aykırı hiçbir gelişmeye müsaade edilmeyeceği teyit edilmiştir.” ifadelerine yer verildi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan toplantı sonrasında yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizin güvenliğini ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmeler bütün yönleriyle ele alınmış; FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, milli birlik ve beraberliğimizi tehdit eden tüm terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında icra edilen operasyonlar ile hudut güvenliği hakkında kurula bilgi arz edilmiştir. Suriye ve Irak’ta yuvalanan terör örgütlerinin varlığından kaynaklanan, Türkiye’nin güney sınırlarına yönelik tehdide karşı vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak maksadıyla mücadelenin kesintisiz ve kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır. Bazı ülkelerin, proje terör örgütleri FETÖ/PDY ile PKK/KCK’nın Suriye kolu PYD-YPG’yi terör örgütü olarak görmemesinin, terörizmle küresel ölçekteki mücadeleye büyük zarar verdiği hususu bir kez daha teyit edilmiştir. İstanbul’da düzenlenen dörtlü zirve neticesinde mutabık kalınan hususların, Suriye’ye ve bölge barışına katkı sağlayacağı; İdlib’te ağır silahlardan arındırılmış bölge oluşturularak ateşkesin kalıcı hale getirilmesinin önemi vurgulanmış; bu bağlamda alınması gereken ilave tedbirler üzerinde durulmuştur. Suriye’de kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla, birleşmiş milletler gözetiminde çalışacak Anayasa Komitesi’nin bir an önce oluşturularak, çözüm için belirlenen yol haritasının uygulamaya geçirilmesinin önemi üzerinde durulmuş; bunun için, taraflara makul ve süratli davranmaları yönünde çağrıda bulunulmuştur. Türkiye’nin, baştan beri Suriye’nin toprak bütünlüğünden ve siyasi birliğinden yana olduğuna, barışın tesis edilmesi için gayret gösterdiğine işaret edilerek, siyasi çözüme en büyük tehdidin Fırat’ın doğusundaki terör yapılanmasından geldiği belirtilmiştir. Suriye’de herhangi bir emrivakiye göz yumulmayacağı ve meşru müdafaa hakkının kullanılacağı vurgulanarak, PKK/PYD-YPG’nin bölge halkına zulmederek ve göçe zorlayarak değiştirdiği demografik yapıya karşı da duyarsız kalınmayacağı güçlü şekilde ifade edilmiştir. Irak’ta göreve yeni gelen hükümetle, güvenlik başta olmak üzere, tüm alanlarda iş birliğinin geliştirilmesi yönündeki irademiz teyit edilmiştir. Ülkemizin milli güvenliği için tehdit oluşturan PKK/KCK terör örgütünün Irak’taki mevcudiyetine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından icra edilen operasyonların devam edeceğinin altı çizilmiş; PKK/KCK ve DEAŞ dahil, tüm terör örgütlerine karşı Türkiye’nin ırak halkı ve hükümetinin yanında olduğu bir kez daha vurgulanmıştır. Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri son gelişmeler çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bölgedeki tek yanlı ve uluslararası hukuku çiğneme teşebbüsleri ile cepheleşme girişimlerinin bölge ve dünya barışına katkı sağlamayacağı, uluslararası hukuka uygun ve meclis iradesine dayanan kararlılığımızın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerine aykırı hiçbir gelişmeye müsaade edilmeyeceği teyit edilmiştir.”