Views: 0
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in “Suriye” meselesini ele alacakları Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi başladı.
Zirveden çıkacak sonuçların tüm dünya tarafından sabırsızlıkla beklendiğini ifade eden Erdoğan, alacakları kararlarla beklentileri boşa çıkarmayacaklarına inandığını söyledi. Başkan Erdoğan, “İdlib, sadece Suriye’nin siyasi geleceği için değil milli güvenliğimiz ile bölgenin barış ve istikrarı bakımından da hayati öneme sahiptir.” dedi.
‘Süreç çok riskli bir yere geldi’
Bugün gerginliği azaltma bölgelerinden geriye sadece İdlib’in kaldığını belirten Erdoğan, “Tabii burada muhalefet, bölgelerin tesisinin ardından yaşanan gelişmeler sebebiyle kendileri bu konuda aldatıldıklarını düşünüyorlar. Türkiye olarak şehitler verdiğimiz ve ciddi özveride bulunduğumuz bu sürecin şu an itibarıyla çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz.” diye konuştu.
İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı etkili mücadeledenin, zaman ve sabır gerektiren farklı yöntemlere ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu asgari müşterekler ise Suriye’nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl bir siyasi çözüm bulunmasıdır.”
‘İdlib’de makul bir çıkış yolu bulmalıyız’
İdlib’in kan gölüne dönmesinini asla istemediklerini, dostlarımızdan da bu çabalara destek olmasını beklediklerini dile getiren Erdoğan, “İdlib’de ortak kaygılarımızı dikkate alan makul bir çıkış yolu bulmalıyız.” dedi.
“Bu bölgenin ve ülkemizin sağladığı örtülü güvencenin, kendi halkına yönelik katliamları hala hafızalarımızda olan Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyiz.” diyen Erdoğan, Türkiye’nin, özellikle Suriye’nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlı olduğunu bildirdi.
‘PYD/YPG’ye ortak tavır almalıyız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PYD/YPG dahil Suriye’den kaynaklanan terörün her türlüsüne ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne kasteden girişimlere ortak tavır almalıyız.” diye konuştu.
Zirveden çıkacak sonuçların tüm dünya tarafından sabırsızlıkla beklendiğini ifade eden Erdoğan, alacakları kararlarla beklentileri boşa çıkarmayacaklarına inandığını söyledi. Başkan Erdoğan, “İdlib, sadece Suriye’nin siyasi geleceği için değil milli güvenliğimiz ile bölgenin barış ve istikrarı bakımından da hayati öneme sahiptir.” dedi.
‘Süreç çok riskli bir yere geldi’
Bugün gerginliği azaltma bölgelerinden geriye sadece İdlib’in kaldığını belirten Erdoğan, “Tabii burada muhalefet, bölgelerin tesisinin ardından yaşanan gelişmeler sebebiyle kendileri bu konuda aldatıldıklarını düşünüyorlar. Türkiye olarak şehitler verdiğimiz ve ciddi özveride bulunduğumuz bu sürecin şu an itibarıyla çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz.” diye konuştu.
İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı etkili mücadeledenin, zaman ve sabır gerektiren farklı yöntemlere ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu asgari müşterekler ise Suriye’nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl bir siyasi çözüm bulunmasıdır.”
‘İdlib’de makul bir çıkış yolu bulmalıyız’
İdlib’in kan gölüne dönmesinini asla istemediklerini, dostlarımızdan da bu çabalara destek olmasını beklediklerini dile getiren Erdoğan, “İdlib’de ortak kaygılarımızı dikkate alan makul bir çıkış yolu bulmalıyız.” dedi.
“Bu bölgenin ve ülkemizin sağladığı örtülü güvencenin, kendi halkına yönelik katliamları hala hafızalarımızda olan Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyiz.” diyen Erdoğan, Türkiye’nin, özellikle Suriye’nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıolduğunu bildirdi.
‘PYD/YPG’ye ortak tavır almalıyız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PYD/YPG dahil Suriye’den kaynaklanan terörün her türlüsüne ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne kasteden girişimlere ortak tavır almalıyız.” diye konuştu.
Garantörlerin Suriye’de yeni bir şiddet dalgası, insani kriz yaşanmasına izin vermeyeceği mesajının bu zirveden uluslararası kamuoyuna verilmesi gerektiğinin önemine değinen Başkan Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz konvansiyonel silahlarla öldürülenlere karşı veya öldürenlere karşı tavır almakta gecikiyoruz ama kimyasal silahlara karşı tavır koyuyoruz. Neticesi ölüm olduktan sonra kullanılan kimyasal olsa ne fark eder, konvansiyonel olsa ne fark eder.”
Erdoğan, Zirveden çıkacak sonuçların Suriyeli kardeşlerimiz için hayırlı olmasını, barış ortamının tesisine katkıda bulunmasını temenni etti.
‘Amerika’nın bir diğer terör örgütünü güçlendirmesinden rahatsızız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ tehdidi ve tehlikesinin kalmamasına rağmen Amerika’nın bölgede bir diğer terör örgütünü güçlendirmeye devam etmesinden fevkalade rahatsız olduklarını da belirterek, şöyle devam etti:
“Bizler İdlib’e odaklanırken ve dünya gözlerini buraya çevirmişken Fırat’ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor. Birtakım yabancı güçlerin bölgede DEAŞ’la mücadele bahanesiyle attığı adımların artık bambaşka bir istikamete yöneldiği gizlenemez bir gerçektir.”
‘Bombardıman durdurularak ateşkes sağlanmalı’
Erdoğan, İdlib’deki bombardımanların durdurularak bir ateşkes sağlanmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’deki bombardımanların durdurularak bir ateşkes sağlanmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.
Erdoğan, “Burada bir ateşkes ilanı yapabilirsek zirvenin en önemli adımlarından biri bu olacak ve sivilleri ciddi manada huzurlu kılacak, rahatlatacak.” dedi.
Putin: Ortak mutubakat siyasi çözüm sürecini ilerletti
Rusya Devlet Başkanı Putin de “Ortak mutabakatlarımızın başarılı şekilde hayat geçirilmesi siyasi çözüm sürecini ilerletebildi.” dedi.
Ruhani: Siviller zarar görmemeli
İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise “İdlib’te teröristlere karşı mücadele sivillere zarar vermemelidir ve yakıp, yıkıcı olmamalıdır.” diye konuştu.
Üçlü zirve öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması öncesinde Ruhani ve Putin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zirveden çıkacak sonuçlar sabırsızlıkla bekleniyor. İdlib’e yapılacak saldırı büyük bir katliamla sonuçlanır” dedi.
İLK RUHANİ KONUŞTU
Ruhani, “Umarım bu zirve başarılı bir zirve olur. Sayın Putin, Sayın Erdoğan ve değerli konuklar hoşgeldiniz” dedi.
“Biz barış için savaşıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Ruhani, “Suriye’nin yasal hükümetiyle işbirliği yapılmalıdır. İdlib’de terörizmle mücadele terör bitene kadar devam etmeli. açıklaması yaptı.
Cumhurbaşkanı Ruhani Tahran Bildirisi’nin başkanlar tarafından onaylandığını açıkladı.
ERDOĞAN’IN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ise konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi:
”Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından şu anda sabırsızlıkla bekleniyor. Alacağımız kararlarla bu beklentileri boşa çıkarmayacağımıza inanıyorum. Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bunlar ise Suriye’nin siyasi birliğinin sağlanması toprak bütünlüğünü korunması ve ihtilafa barışçıl siyasi çözüm bulunmasıdır.”
“Türkiye olarak şehitler verdiğimiz ciddi özveride bulunduğumzu bu sürecin şu an itibariyle çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz. İdlib sadece Suriye’nin siyasi geleceği için değil bizim milli güvenliğimiz ile bölgenin barış ve istikrarı bakımından hayati öneme sahiptir.”
“Her ne gerekçe ile olursa olsun İdlib’e yapılacak saldırı felaketle katliamla ve çok büyük bir insani dramla sonuçlanacaktır. İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı etkili mücadelede zaman ve sabır gerektiren farklı yöntemlere ihtiyaç var.”
“İdlib’in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. İdlib’de makul bir çıkış yolu bulmalıyız. Meseleyi Astana ruhuna uygun şekilde çözmeyi hedeflemeliyiz. Türkiye’nin bu konudaki hassasiyetinin doğru anlaşılmasını sizlerden özellikle rica ediyorum. Bizler İdlib’e odaklanırken Fırat’ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor. Amerika’nın bölgede bir diğer terör örgütünü güçlendirmeye devam etmesinden rahatsızız.”
“Türkiye, Suriye’nin siyasi coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır. Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre gereken adımları atmayı sürdüreceğiz.”
“Serbest ve adil seçimler yapılabilmesi için şartların bir an önce hazırlanmasına önem veriyoruz. Geri dönüş sürecinin gönüllülük esasına göre BM ile işbirliği halinde yürütülmesi esas olmalıdır. Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi 1915’te imzalanmış 1997 Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün kurulması… Kimyasal silahlarla ilgili tavırlar koyuyoruz, doğrudur. Konvansiyonel silahlarla, öldürenlere karşı tavır almakta gecikiyoruz ama kimyasal silahlara karşı tavır koyuyoruz. Neticesi ölüm olduktan sonra kullanılan silah konvansiyonel olsa ne fark eder kimyasal olsa ne fark eder?”
“12 maddelik sonuç bildirgesi var. Buna tabii ki Tahran Bildirisi diyeceğiz. Bunun tesirini de göreceğiz. Bundan sonraki toplantıyı Rusya’da yapacağız.”
“İdlib’deki bombardımanların artık bir ateşkese şu anda adım atılmasında büyük fayda var. Şu anda İdlib halkı ciddi manada bir korku sivil halkı kastediyorum burada bir göç başladı. Tekrar bunların gidebildikleri yer, bizim sınırlara doğru geliyorlar. Burada bir ateşkesin sağlanması terör gruplarına karşı da alınabilecek tedbirleri yine ilgili arkadaşların yapacakları çalışmalarla bunu yapalım. Ateşkesin sağlanması çok çok önem arz ediyor.”
“Burada bir ateşkes ilanı yapabilirsek inanıyorum ki bu zirvenin en önemli adımlarından birisi bu olacak ve sivilleri bu ciddi manada huzurlu kılacaktır, rahatlacaktır. Böyle bir ilanın yapılması bu zirvenin de zaferi olacaktır diye düşünüyorum.”
RUHANİ’NİN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI:
“Bugünkü zirve Suriye halkının çoğunun isteğine dayalı, terörizmle mücadelede ortak eylemlerimizin incelenmesi için fırsattır. Suriye’nin bütünlüğünü koruma ve ülkelerin kendi geleceklerini belirleme hakkına saygı duymak temel kriterdi. İlk başta Suriye krizinin sonuçlanması için askeri yöntemin etkisiz olduğunu savunmuştuk. Suriye krizinin ve bölgedeki diğer krizleri sonuçlandırmak için diyalogu kolaylaştırmak gerekiyor.”
“Suriye’deki savaş ve kan dökme ateşinin sona ermesine, Suriye’deki terör faaliyetlerinin sonlandırılmasına ve halk arasında yapıcı diyalog oluşturması inancındayız. Suriye milletinin iradesini dost millet olarak destekleştireceğiz. Suriye’nin açık isteği ve onayı alınarak yardımlarımızı sürdüreceğiz. Bölgedeki bazı ülkelerin terörizm endişesini anlıyoruz ancak bu endişelerin giderilmesi için en doğru yolun Suriye’deki yasal hükümetle işbirliğini öneriyoruz.”
“Barış ve istikrarın Suriye’ye geri getirilmesi mücadelenin önemli bir parçasıdır. Ama bu mücadele sivilllere zarar vermemeli. Terör örgütlerinin izlediği savaş için savaşmak yolunun yanlış olduğuna inanıyoruz. Biz barış için savaşıyoruz. Ama kalıcı bir barış elde etmenin terörizmle kesin mücadeleyle sağlanacağını biliyoruz.”
“İşgalci bir rejim olan siyonist rejimi teröristle mücadele edemezler. Kanunsuzca Suriye’de bulunan Amerika hükümetinden kalıcı barış yapıcı rol beklenemez. Uluslararası toplum yeniden onarım için Suriye hükümetine yardım etmelidir. Suriye’nin geleceği için her türlü yöntemde ilk ve son rol Suriye halkına aittir.”
“Libya’da dış müdahalenin hükümet ve siyasi birliğinin yok olmasının acı tecrübesi ders olmalıdır. Dünya ve özellikle bizim bölge tek taraflı ve keyfi müdahaleler yüzünden çok bedel ödemiştir. Terörizmin yok olması ve askeri galibiyet tek başına Suriye ve diğer kriz yaşayan ülkelerde istikrarı garanti edemez.”
“İdlib’de terörizmle mücadele terör bitene kadar sürmelidir. Teröristlerin geri dönmesi ve Suriye’nin yeniden inşası için uluslararası toplum üstüne düşeni yapmalıdır. Orada kanunsuzca bulunan Amerika’nın mevcudiyeti derhal sona ermelidir. Siyonist rejimin Suriye’de hergün arttırdığı işgalciliği son bulmalıdır.”
“Üç ülkenin işbirliği başladığından beri sadece tek bir amacımız olmuştur. O da bölgede barış ve güvenliğin sağlanması. Suriye’de çok önemli adımların atıldığına şahidiz. Amerika ve siyonist rejimi en iyi terörist yaratan mercilerdir. Bunlar terörizmle bölgede bir şey elde edemeyeceklerini öğrendiler. Yeni anayasanın yazılması ve gerçekleştirilmesi. Birinci aşamada İdlib ve Fırat’ın doğusu geride kalmış. Fırat’ın doğusu düğümünü çözelim ve ABD’yi oradan çıkmaya zorlayalım. İdlib konusunda hem terörizmle mücadele edelim hem de oradaki halk sıkıntı yaşamasın.”
PUTİN’İN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI
İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açıklama yapıyor:
“Bu zirve ileride Suriye’de atılacak adımları konuşmak için bize imkan tanıyor. Daha önceki zirvelerde alınan kararlar başarıyla uygulandı. Kalan terörist gruplar İdlib’deki ateşkes bölgesinde bulunuyor. Çeşitli provokasyonlar hazırlıyorlar. Bunların içerisinde kimyasal silah senaryoları da bulunuyor.”
“Suriyeliler kendi başına ülkenin kaderini tayin etmeye imkan buldular. Soçi’de yapılan Ulusal Suriye Kongresi Toplantısı’nda alınan kararları hayata geçirmeyi teklif ediyorum. Suriye’ye insani yardım yapılması lazım. Hükümetin kontrolü altındaki topraklarda hayat düzeliyor, istihdam artıyor. Uluslararası örgütler geri dönüşü desteklemelidir.”
“Provokasyonlar devam ediyor. İHA’larla saldırılara devam ediyorlar. Bu son derece zor, konuyu tüm boyutlarıyla değerlendirmemiz gerekiyor. Ama şunu anlamamız gerekiyor. Suriye’nin meşru hükümeti toprakların tamamını denetlemelidir. Şimdiye kadar sorunları çözebildik ve aynı mekanizmaları bütün bu alanlarda kullanabiliriz. Anayasa komitesininde görevleri düzenlemeliyiz. Esad yönetimi kendi payına düşenleri yerine getirdi. Sayın Esad’dan bir liste aldık, listeyi De Mistura’ya takdim ettik. Muhalefetin kendi listesini oluşturması lazım.”