Ersin Tatar, UBP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu resmen açıkladı.

79
reklam alani

Views: 0

Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Ersin Tatar, UBP Genel Başkanlığı’na aday olduğunu resmen açıkladı.

Ersin Tatar sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanlığı’na aday olduğunu duyurdu.

 

Tatar’ın açıklaması :

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en köklü demokratik kurumlarından olan Ulusal Birlik Parti’mizin yönetim yaklaşımını değiştirerek, özüne döndürmek,

Parti tavanı ve tabanı arasında oluşan keskin mesafeyi kaldırarak, uyum için de yeniden bir olmak,

Partimize emek vermiş, harcında temel tuğla olmuş, ancak, kırılarak, küstürülerek, uzaklaştırılmış değerlerimizle, yeniden bütünleşmek,

Belli sebepler ile partimize ilgisini kaybetmiş genç beyinleri partimize geri kazandırmak,
Yurt dışında yaşayan, ancak, yürekleri KKTC için atan insan kaynağımızla gönül bağı kurmak,

Toplumsal değerlere sahip çıkışı, özverili insan dokusu ve ülkemizin her yanında, örgütlü gücü ile var olan Ulusal Birlik Parti’mizin, yenilikçi imzalarla, dün olduğu gibi bugün de ülkemizin geleceğinde söz sahibi olması için adayım.

BEN KİMİM?

Siyasette yol almayı amaç olarak seçip, amacı da; kendime değil, halka hizmet olarak belirlediğim günden bugüne tam 18 yıl geçti.

18 yıldır, çatımı ve çizgimi hiç değiştirmeden Ulusal Birlik Partisi ile yol aldım. Her an ulaşabileceğiniz mesafede oldum. Araya duvarlar örmedim. Sadece, seçim zamanlarında değil, tüm zamanlarımda insanlarımızın acılarını ve mutluluklarını paylaşmak için yanlarında oldum. Diğer partilerin üyeleri, partisiz insanlarımız ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla da hep uygar ve samimi bir iletişim kurdum.

KOLTUĞUN SİHİRİNE KAPILMADAN, GÜCÜMÜ HALKIM İÇİN KULLANDIM

Koltuğun sihrine kapılmadan, tüm sadeliğimle hep olduğum gibi kaldığımın örneğini, Maliye Bakanlığı yaptığım dönemde birlikte yaşadık. Gücümü, sadece, ülkem ve halkım için kullandım. Bakanlığım süresince ve sonrasında da Türkiye Siyaseti ve Bürokrasisi ile uyum içinde yürüdüm. Bürokrasimizin ve kurumsal alt yapımızın iyileştirilmesi için çaba gösterdim.

KKTC Mali Yapısı’na ve Finans Politikaları’na önemli yenilikler getirdim. O dönemde, atılan yenilikçi adımları eleştirenlerin, bütçe dengeleri ve sağlam bir mali yapının temellerinin, Bakanlığım dönemimde oluştuğunu ifade etmelerinden, ayrıca memnuniyet duyuyorum.
Şimdiye geldiğimizde ise; döviz piyasalarındaki sıra dışı hareketliliğin ve enflasyon oranlarındaki yükselişin halkımızı adeta kitlesel depresyona soktuğu dönemde; 4’lü Koalisyon Hükümeti, sadece zam yaparak, olanları izleyerek ve 4 ayrı yerden ses çıkararak, akılları iyice karıştırırken, içinde bulunduğumuz durumu ve alınması gereken tedbirleri paylaşan bir vekiliniz olarak yanınızdayım.

Dünya tarihinde, defalarca krizler yaşanmış ve atlatılmıştır. Bu krizin etkilerini yine aşacağız. Yeter ki alanında uzman, konusunda deneyimli kadrolarla ekonomiyi iyi yönetelim, yeter ki gerekli önlemleri zamanında alalım, yeter ki yeniden BİR olalım. Unutmayalım, Kıbrıs Türk Tarihi, bu birlik ve mücadele duygusunun ortaya çıkardığı başarı öyküleri ile yazılmıştır.

‘NE OLURSA OLSUN, TEK ÇARE ÇÖZÜM’ BAKIŞ AÇISINA HEP KARŞI DURDUM

‘Ne olursa olsun, tek çare çözüm’ bakışına hep uzak durdum. Bu bakış açısının toplumuzda yarattığı kutuplaşma ve çatışma kültürünü, bu kültürün, gençlerimizde yarattığı gelecek kaygısını, öz güvenlerinin zedelenmesini ve Rum Lobisi’nin tüm Dünyaya yaymaya çalıştığı algının, belli kesimlerce seslendirilmesini kaygı içinde izliyorum.
Türkiye’nin garantörlüğü yerine, Dünya güçleri tarafından ortaya atılan güvenlik önlemleri ile Kıbrıs Türleri’nin güvende olacağına inanmıyorum.

YARATILAN HİÇLİK DUYGUSUNU ORTADAN KALDIRMALIYIZ

20 Temmuz öncesi yaşadığımız karanlığı unutmamalı, Anavatan Türkiye ile yürümeliyiz. Hükümetler, mazeret değil, çözüm üretmek için kurulmalı, üretimi teşvik edici tedbirler ivedilikle alınmalıdır. Yıllardır, sözde yapıldığı söylenilen reformlar gerçekten yapılmalı, kamusal yapı derlenmelidir.
Halkın moralini bozan, Devleti’ne, ülkesine inancını azaltan, samimiyetsiz ve akıl dışı uygulamalardan vazgeçilmelidir. Kendi içimizde çatışmak yerine, üretkenliğimizi, birliğimizi zirveye taşıyarak, Dünyaya karşı yaratılan hiçlik duygusunu tamamen ortadan kaldırmalıyız.

 

ULUSAL BİRLİK PARTİSİ DAHA İYİ YÖNETİLMEYİ HAK EDİYOR

Yönetiminde bir sorun olduğu, bu kadar çok Genel Başkan Adayı çıkarmasından belli olan Ulusal Birlik Partimiz, çok daha iyi yönetilmeyi hak ediyor.
Bu vesile ile Ulusal Birlik Parti’mizin Yönetimi’ne çağrı yapıyor; Siyasi Partiler Yasası ve Demokrasi Kültürü’nün gereğinin yerine getirilmesi ve Kurultay tarihinin ivedilikle belirlenmesi için uzun zamandır beklediğimiz adımı atmalarını talep ediyorum.

 

SÖZÜN ÖZÜ;

Sözün özü; başta da belirttiğim gibi siyasette yol almayı ben seçtim. Hayat seçimimin gereklerini, yeri geldiği zaman ailemden, kendimden aldığım zamanların da farkında olarak seve seve gönüllü olarak yerine getirdim. Eğitimim, geçmiş mesleki unvanlarım ile övünmeden, onlardan edindiğim bilgi, donanım ve birikimimi ülkem, halkım ve tabanı ile tamamen bütünleştiğim partim için kullandım. Bu hiç değişmeyecek.
Yeniden ‘BİR’, yeniden’ BİZ’ olmak için Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanlığı’na adayım.

Paylaş