Dünya Kupası’nın ‘asıl galibi’ Rusya oldu

57
reklam alani

Views: 0

Dünyanın son bir aydır gözünü kulağını ayırmadığı Rusya’daki Dünya Futbol Şampiyonası’nın esas galibi, aleyhindeki tüm siyasi kampanyalara rağmen Rusya oldu.

Başkent Moskova’daki final maçında Fransa’nın şampiyon olmasının hemen ardından ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter üzerinden, “en iyi Dünya Kupası organizasyonlarından birini gerçekleştirdiği” için Rusya’yı ve Devlet Başkanı Vladimir Putin’i kutlayan mesaj atması aslında Rusya’nın zaferini dünyaya göstermesini sağladı.

Rusya’nın böylesine önemli bir futbol şölenini kendi lehinde çok iyi reklam aracı olarak kullanması çok da kolay olmadı. Öyle ki Soğuk Savaş döneminden sonra Rusya’nın Batı ile yaşadığı gerginlik hiçbir zaman bu yılki seviyeye ulaşmamıştı.

İngiltere’nin Salisbury kasabasında çifte ajan Rus Sergey Skripal ve kızı Yulya’nın Sovyetler döneminde kullanılan bir kimyasal ile zehirlenmesi hadisesi ve bu işin içinde Rusların parmağı olduğu iddiaları dünya gündemini karıştırmaya yetti.

İngiltere, Skripal olayını gerekçe gösterdi ve Rusya ile gerginliğin fitilini Rus diplomatları sınır dışı ederek yaktı. ABD ile pek çok Batı ülkesi ve müttefikinin de aynı yönteme başvurması, Rusya’nın Soğuk Savaş döneminde ve Hollywood filmlerinde görmeye alıştığımız “gizemli”, “dış dünyaya kapalı”, “insanları soğuk” ve “tehlikeli ülke” imajını zihinlerde tazeledi.

Rusya ile bu gerilimi İngiltere başka bir hamleyle tekrar sürdürmeye çalıştı. Rusya’da yapılması 8 yıl önce kararlaştırılan 2018 FIFA Dünya Kupası’nı İngiltere, Skripal olayını neden göstererek boykot etme kararı aldı. Ardından Polonya ve İzlanda da bu yöndeki kararlarını resmen ilan ettiler.

Dünya Kupası’na ev sahibi olarak seçilen Rusya yıllardır hazırlandığı ve büyük paralar harcadığı bu şampiyona üzerinden kendisini İngiltere ve müttefiklerine “kurban etme” niyetinde değildi. Rusya, daha önce böylesine büyük bir uluslararası futbol organizasyonunu hiç düzenlememişti.

Dünyanın gözünün üzerinde olacağı bu önemli organizasyonda Rusya, Dışişleri Bakanlığını adeta seferber etti. Öyle ki şampiyona boyunca ülkede dış politikaya yönelik önemli açıklamalar yapılmaktan kaçınıldı. Ülkeyi ziyaret eden liderlerle ve bakanlarla görüşmeler yapılsa da detaylar hakkında çok açık bilgiler verilmedi.

Ülkedeki medya kuruluşları adeta tek bir ağızdan hareket edercesine futbol dışında önemli konuları gündemine taşımaktan mümkün olduğu kadar kaçındı. Aksine Rusya’nın imajını dünyaya gösterme açısından büyük bir fırsat olan bu futbol şöleninde olumlu imaj çalışması en üst düzeyde gerçekleştirildi.

5 milyon turiste Rusya’nın “güler yüzü” gösterildi

Şampiyona için bugüne kadar altyapı düzenlemelerinden hizmet sektörüne kadar geniş yelpazeyi içeren kalemlerde yaklaşık 14 milyar dolar harcandı. Moskova dahil 11 şehirde düzenlenen organizasyon sonucunda ise Rusya harcadığı paranın hakkını verdi.

“Rusya imajını” dünya kamuoyunda olumlu seviyeye çeken şampiyona esnasında 3 milyonu sadece Moskova’da olmak üzere ülke genelinde toplam 5 milyon turiste tarihinde hiç olmadığı kadar Rusya’nın “güler yüzü” gösterildi.

Kısa bir süre içerisinde bu kadar turistin ülkeye girme fırsatını değerlendiren Rusya, tarihi ve kültürel zenginliklerini hatta Sovyetlerin komünizm dönemini ve ürünlerini “nostaljik ve sevimli bir obje” olarak turistlere gösterme şansı buldu.

Yıllardır kaba davranışları ile bilinen Rus polisinin yabancılara nazik yaklaşımından, Sovyetlerden kalma altyapı hizmetlerinin modernizasyonuna kadar organizasyon dahilinde pek çok alanda değişim gerçekleştiren Rusya’nın puan hanesi artılarla doldu taştı.

Çağdaş, modern, gelişmiş ve misafirperver bir imaj ile Rusya böylece Batı’ya “gol attı”.

Rusya sadece altyapı ve hizmet sektöründe değil, futbolda sergilediği performans ile de Batı’nın beklemediği bir atak yaptı.

Aslında İngilizlerin kurumsallaştırdığı oyun olarak bilinen futbolu bu sene, hem de ev sahibi olarak iyi şekilde sergileyen Rusya, kendisinin bile beklemediği performansla takımını çeyrek finale yükseltti.

Hırvatlarla yapılan, uzatmalara kadar giden maçtan Rusya mağlup ayrılsa da ilk defa futbolda gösterdiği bu yüksek başarı ile dünya futbol tarihindeki yerini almış oldu.

Şampiyonada Ortadoğu diplomasisi

Rusya, Dünya Futbol Şampiyonası nedeniyle pek çok liderin de ziyaret adresi oldu. Bu ziyaretçilerden en önemlisi şüphesiz Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron olurken, Putin Kremlin’de kapalı kapılar ardında Fransız lider ile Suriye, Ukrayna ve İran meselelerini ele aldı.

Putin, şampiyona vesilesiyle Suriye’nin güneyindeki gelişmeler ve Filistin meselesinde tarafları Kremlin’de ağırladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Dünya Kupası finaline davetli olmasına rağmen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile aynı karede yer almamak için ziyaretini erkene alarak yarı finali izlemeye geldi ancak konu futboldan ziyade Suriye’deki İran güçleri oldu.

Netanyahu’nun arkasından İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti’yi de kabul eden Putin, final maçı öncesinde de Abbas ile görüştü.

Kısacası Putin, şampiyona bahanesi ile sessiz sedasız Rusya’nın Ortadoğu’daki etkinliğini arttıracak diplomatik çalışmalar yürüttü.

Putin ayrıca, şampiyonanın kapanış töreninde gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya’ya gelen taraftarların pasaportlarındaki vizelerin yıl sonuna kadar “çok giriş çıkışlı” geçerli olduğu sürprizini duyurdu.

Kırım’ın yasa dışı ilhakı, Ukrayna’nın doğusunda yaşanan krizdeki rolü gibi sebeplerden dolayı Batı tarafından yaptırımlara tabi tutulsa da Rusya, şampiyonada gösterdiği bu çaba ile dünyanın gözünü adeta boyadı.

Sonuç olarak Moskova’da yapılan Dünya Futbol Şampiyonası finalinde kupayı Fransa kaldırsa da esas şampiyon Putin’in liderliğinde Rusya oldu.

Kaynak: AA

Paylaş