Ülkenin acilen imar planlarına ihtiyacı var

95
reklam alani

Views: 0

Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu, son yirmi yıldır ülkede Lefkoşa dışında hiçbir şehir için imar planı yapılmadığını söyledi ve eğer bu şekilde devam edilirse Girne’den sonra diğer bölgeleri de ciddi problemlerin beklediğini dile getirdi. Şu ana kadar sadece bir şehirde imar planı yapıldığını vurgulayan Refikoğlu, bunun da 1992 yılında Kuzey ve Güney’in birlikte çalışarak hazırladıkları Lefkoşa İmar Planı olduğunu söyledi.

Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün Ağırdağ’da gerçekleşen hali arazi dağıtım töreninde “Emirnamelerin kaldırılacağı yönünde” açıklamalarını da değerlendiren Refikoğlu, “Başbakan Özgürgün’ün yaptığı açıklama bilimsellikten uzaktır. Dünyanın her yerinde şehirler planlarla yönetilir. Fakat bizde şimdiye kadar maalesef böyle bir şey olamamıştır. Emirnameler kısa süreli çözümlerdir. Ülkemizdeki yasalara göre eğer bir yerde plan olmazsa o bölge emirnamelerle kısa süreli kontrol altına alınmaya çalışılır. Ancak, imar planları hazırlanmadan mevcut emirnameleri de kaldırmak, planlama açısından ülkeyi kaosa sürükler. Düşünün ki bir bölgede emirname ile kat sınırını iki yaptınız ve insanlar belki de ömür boyu yaşayacakları evi son parası ile aldı. Ancak siz emirnameyi kaldırdığınız zaman o iki katlı evin yanına on katlı bir apartman çıkabilmektedir, bu da bölgeyi kaosa sürüklemektedir” dedi.

Siyasilerin bilimsellikten uzak çalışmalarından dolayı çok sayıda kötü örneği sıralayabileceğini de söyleyen Refikoğlu, “Bu ülke bir gecede kapalı kapılar ardında baskı ile değiştirilen emirnameler görmüştür. O bakımdan da ülke olarak önceliklerimiz arasında imar planları yapıp, emirnameleri öyle kaldırmak olmalıdır. Emirnameler tek başlarına yetersiz olsalar da planlamaya katkısı vardır. Ancak, son zamanlarda Başbakan Hüseyin Özgürgün ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş emirnamelerden bile rahatsızlık duymaktadır. Bunun nedeni istedikleri arazileri istedikleri gibi dağıtamamaktandır. Ayrıca belirtmekte fayda var ki bir bölgenin hangi ırkın malı olduğu ile planlamanın uzaktan yakından bir ilgisi yoktur” ifadelerini kullandı.

“Önce imar planları yapılmalı”

Hükümete eleştirilerde de bulunan Refikoğlu, “Hükümetin makam araçlarını yenilemek için harcadığı bütçe ile 1-2 bölgenin imar planı tamamlanabilirdi” dedi.

Şehir Plancıları Odası Başkanı Refikoğlu şöyle devam etti:

“Bir ülkenin vizyonuna göre öncelikleri belirlenir. Bazı ülkelerde planlı şehirler, parklar, okullar, altyapılar öncelikken bizim politikacılarımızın öncelikleri makam aracı, ihalelerde kendilerine pay çıkarmak, sit alanlarını, orman arazilerini birilerine peşkeş çekmek ve buna benzer şeylerdir. Eğer öncelik sıramızı doğru belirlersek bizim kısıtlı ekonomimizle de çok doğru işler yapılabilmektedir” dedi.

Refikoğlu, bütçe sıkıntısına da vurgu yaparak, Şehir Planlama Dairesi’nin imar planı hazırlamadığı için zaman zaman eleştirilmekte olduğunu, ancak son 30 yıllık Şehir Planlama Dairesi bütçesi incelendiği zaman daireye ayrılan bütçenin sadece çalışan maaşları olduğunun görüldüğünü hatırlattı. Dönem dönem imar planlarının hazırlandığını da vurgulayan Refikoğlu, hazırlanan bu planların siyasilerin işine gelmediği için yürürlüğe giremediğini iddia etti.

“Yasaları işimize geldiği gibi okuyoruz”

Bir bölgede imar planı yapılmasının tüm sorunların çözüleceği anlamına gelmediğini söyleyen Refikoğlu, bu konuda şunları söyledi:

“Plan yapılırken kötü yapılabilir ya da 5 yılda bir yapılan değişikliklerle plan kötü hale getirilebilir. Lefkoşa İmar Planı yapılan değişikliklerle kaosa sürüklenmiştir. 2017 yılı planın revizyon yılıdır. Oda olarak planın daha kötüye değil de iyiye gitmesi için çalışmaları yakından takip edeceğiz. Çünkü daha önce yapılan Lefkoşa İmar Planı değişiklikleri ile plan daha da kötü bir hal almıştır. Bunun yanında yapılan plana uymak da önemlidir. Bizim ülke olarak, yasalara uymamak ya da işimize geldiği gibi yasaları okumak gibi alışkanlıklarımız da var. Bu da kentlerimizi kötü hale getirmektedir.”

Refikoğlu, ülkemizdeki yapılaşmadan dolayı, vatandaşları bekleyen tehlikenin nasıl önlenebileceği hususunda önerilerde bulunarak, hükümetin önceliğini imar planlamasına vermesinin önemine işaret etti. Refikoğlu, bu konuya yeteri kadar bütçe ayrılması gerektiğini de anlattı.

“İyi üniversitelere kimse karşı çıkamaz”

Merter Refikoğlu, ülkemizde son dönemde açılan yeni üniversiteler konusunda da açıklamalarda bulunurken, “İyi eğitim verecek olan üniversitelerin ülkemizde açılmasına kimse karşı çıkmaz. Ancak, hiçbir planlama yapılamadan açılan bu üniversiteler ülkemizi üniversite çöplüğü haline getirecektir. Ne Ülkesel Fizik Plan ne de imar planları göz önünde bulundurarak her köşeye bir üniversite ve yurt yapılmaktadır. Bu üniversitelerin nüfusu ne olacak, çevreye, ülkeye etkisi ne olacak, ekonomiye etkisi ne olacak gibi çalışmalar yapılmadan açılan bu üniversiteler , bizlere 2004 Annan Planı etkisiyle yaşanan inşaat patlaması ve sonrasında oluşan kaosa benzer sorunlar yaşatacaktır” dedi.

“Çare olunmazsa, tahribat giderilemeyecek”

Küçük küçük mahalle çocuk parkları dışında, kentsel veya ülkesel ölçekte bir tane bile parkımız bulunmadığını ve bunun utanç verici bir durum olduğunu vurgulayan Refikoğlu, orman arazilerini, yeşil alanları, sit alanlarını birilerine peşkeş çekmek yerine, çocuklarımızın gençlerimizin nefes alacağı alanlar yaratmamız gerektiğine dikkat çekti.

“Yeşil alanların yanında adada yaşıyor olmamıza rağmen birçok yerde halkın denize girişi engellenmiştir. Anayasa’da halkın denizlere ulaşımı engellenemez yazsa da bunu dinleyen maalesef yoktur. Denizlerimiz kontrolsüz büyümeden kaynaklı kirliliğe maruz kalıyor” diyen Refikoğlu, “Son zamanlarda orman arazileri de ya yok edilmekte ya da özel işletmelerin kontrolüne verilmektedir. Taş ocaklarının yarattığı tahribat her geçen gün göz önündedir. Bir çivinin dahi çakılmasının yasak olduğu dünya mirası sit alanlarımıza dahi müdahaleler artmıştır. Ülkede nefes alacağımız tek bir nokta bırakmamak için ellerinden geleni yapmaktadırlar” şeklinde konuştu.

Ülkemizdeki çarpık kentleşmeye çare olunmazsa, ileride telafisinin daha zor olacağını da söyleyen Refikoğlu, sorunların çözülmesi için hepimize büyük görevler düştüğünü, planlamaya öncelik verip, yasalara uyulması için hep birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

Refikoğlu bu adanın kimsenin kişisel tapulu malı olmadığını söylerken, “çocuklarımızın bizi affetmeyeceği icraatlarda bulunmamalı, bulunmaya çalışanları da engellemeliyiz” dedi.

VIASerkan SOYALAN
Paylaş