Kadınlar gece kulüplerinde fuhuşa zorlanıyor!

131
reklam alani

Views: 0

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2017 İnsan Ticareti Raporu’nda,  her yıl olduğu gibi bu yıl da Kıbrıslı Türk yetkililerin, insan ticaretinin engellenmesine yönelik minimum standartları bile yerine getirmediği ve bunun için de herhangi bir çaba göstermediği bildirildi.

Raporda, gece kulüplerinin yasal işletmeler olduğu ve devlet gelirine katkıda bulundukları da aktarıldı.

Kuzey Kıbrıs’ta insan ticareti ile ilgili gereken önlemlerin alınmadığı, kurbanların korunmadığı yönündeki bulgular raporda yer aldı.

Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2017 İnsan Ticareti Raporu yayınlandı. Rapor, 187 ülkeyi kapsıyor. Kıbrıs’a da yer verilen raporda, Kuzey Kıbrıs, “Kıbrıslı Türkler Tarafından Yönetilen Bölge” başlığı altında değerlendirildi.

Raporun yasal bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Ancak hükümetlere, insan ticaretiyle mücadele konusunda belirleyici değişikler yapmasına yardımcı oluyor. Kuzey Kıbrıs’ın da yıllardır değerlendirildiği raporda, insan ticareti ile mücadelede aktif adımlar atılmadığı için pek bir gelişme kaydedilemedi. Raporda, her yıl insan ticaretine karşı atılması gereken adımların bulunduğu kısımda bu yıl Kuzey Kıbrıs’a yönelik herhangi bir öneri yapılmaması dikkat çekti.

Tillerson: İnsan ticaretinin yapıldığı son yüzyıl olmasını umuyorum

2017 İnsan Ticareti Raporu’nun tanıtımı sırasında ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, 21. yüzyılın insan ticaretinin yapıldığı son yüzyıl olması yönündeki umudunu dile getirerek, bu yönde herkesin taahhüdü bulunduğunu söyledi.

Tillerson, dünya genelinde 20 milyon kişinin insan ticareti kurbanı olduğuna dikkat çekerek, “Yapacak çok işimiz var ve dünyadaki hükümetlerin de yapacak pek çok işi var” dedi.

Kuzey Kıbrıs Kademe 3’ten yukarı çıkmayı başaramadı

Raporda, insan ticaretini ortadan kaldırmak için standartlara uyulmaması ve bunu gerçekleştirme yönünde kayda değer bir çaba sarf edilmemesi nedeniyle Kuzey Kıbrıs’ın, resmi olmamakla birlikte, insan kaçakçılığı ile mücadelede Kademe 3’te yer almaya devam ettiği belirtildi. Kademe 3, raporlamada en düşük kademe olarak yer alıyor.

Kuzey Kıbrıs’ın insan ticareti ile ilgili bir yasaya sahip olmadığı ifade edilen raporda, insan ticareti yapanlara karşı verilen cezalar hakkında herhangi bir istatistiğin de bulunmadığı kaydedildi. Raporda, kurbanlar için barınak, sosyal, ekonomik ve psikolojik alanda verilen hizmetlerin eksik olduğu vurgulandı.

Raporun hazırlandığı süre içerisinde polis tarafından gece kulüplerine baskın düzenlendiği ve insan ticareti kurbanı olma ihtimali bulunanların tutuklandığı aktarıldı.

Öte yandan, makamların insan ticaretinin sağlanmasında suça iştirak ettiği ve polisin gece kulüplerinde çalışanların pasaportlarını ülkeye girişlerinde alıkoymaya devam ettiği belirtildi.

Kuzey’de insan ticareti kurbanları için tek bir barınak bulunduğu, bu barınağın da 2016 yılında kapandığı raporda yer aldı.

“Gece kulüpleri hükümete 20- 30 milyon TL gelir vergisi ödüyor”

Kuzey Kıbrıs’ın Orta Asya, Doğu Avrupa ve Afrika’dan gelen kadınların destinasyonu olduğu, yasal düzenlemesi ve izni Kıbrıslı Türk yetkililer tarafından verilen gece kulüplerinde fuhuşa zorlandıkları belirtildi. Gece kulüplerinin hükümete 20-30 milyon TL yıllık gelir vergisi ödediği kaydedildi.

Raporda, kadın ve erkeklerin sanayi, inşaat, tarım, ev işleri, restoran ve perakende sektöründe zorla çalıştırıldıkları aktarıldı. İnsan ticareti kurbanlarının katı borç bağı, sınır dışı tehdidi, dolaşım kısıtlaması, insani olmayan yaşam ve çalışma koşulları aracığıyla kontrol altında tutuldukları bildirildi.

İşçi trafiği kurbanlarının ise Çin, Pakistan, Filipinler, Türkiye, Türkmenistan ve Vietnam’dan gelenlerden oluştuğu ifade edildi. Raporda, Kıbrıs Roman (gurbet) çocukları ve Türkiye’den gelen sezonluk işçilerin ailelerinin sömürüye karşı savunmasız oldukları aktarıldı.  Ülkeye, Türkiye üzerinden giriş yapan bazı kadınlara, üç aylık turist veya öğrenci vizesi verildiği, Kuzey Lefkoşa, Girne ve Mağusa’da apartmanlarda fuhuş yapıldığı aktarıldı. Bu kişilerin bazılarının, insan ticareti kurbanları olması ihtimali bulunduğu ifade edilirken, göçmenler, mülteciler ve çocuklarının, cinsel istismar riski altında olduklarının da altı çizildi.

“ Üniversite öğrencilerine iş verildi ”

Raporda, 2016 yılında Kuzey Kıbrıs’ta gece kulüpleri ve iki pubda çalışan bin 314 konsomatris ve garson kız için yetkililer tarafından altı aylık çalışma izni verildiği bildirildi. Raporun hazırlandığı dönemde 351 kadının da bu izin altında çalıştırıldığı belirtildi. Gece kulübü sahipleri, üniversite öğrencilerini istihdam ederek, yasal olarak izin verilen çalışan sayısı sınırını aştı ve vergiler ile gözetimden kaçmaya çalıştı.

Bir STÖ’nün raporuna göre, yetkililerin, gece kulüplerine çalışma amacıyla gelen kadınlarla ilgili düzenli bir belgeleme yapılmadığı bilgisine de yer verildi. Çalışma izni sahiplerinin daha çok Moldova, Fas ve Ukrayna uyruklu olduğu, bunları Beyaz Rusya, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Paraguay, Rusya, Tacikistan, Tanzanya ve Özbekistan’dan gelenlerin izlediği raporda dikkat çekildi.

Bazı milletvekillerinin de bu gece kulüplerinin müşterisi olduğu yönündeki rivayet de rapora girdi ancak detay verilmedi. Raporda, kadınların, bir gece kulübüyle sözleşme imzaladıktan sonra, yerlerini değiştirmelerine izin verilmediği de kaydedildi. Kıbrıslı Türk yetkililerin kısıtlı sözleşmelerinden dolayı 445 kadının insan ticareti taraması yapılmadan sınır dışı edildiği bilgisi verildi.

Raporda, ülkede fuhuşun yasak olmasına rağmen, gece kulübündeki kadın çalışanların cinsel yolla geçen bulaşıcı hastalıklarla ilgili iki haftada bir sağlık kontrolünden geçirilmesinin istendiği, bunun da fuhuş sektörünün teyidi yönünde bir çeşit onay olduğu görüşü ortaya kondu.

“Kurbanlar telefon hattını aramaktan korkuyorlar”

Raporda, Kıbrıslı Türk yetkililerin, ticari seks eylemleri veya zorla çalıştırılmanın azaltılması yönünde hiçbir çaba harcamadığı kaydedildi.

“Gece Kulübü Komisyonu”nun polis ve hükümet yetkililerinden oluştuğu, bu komisyonun gece kulüplerinin yasal düzenlemesini yaptığı, işverenlerin hakları ile ilgili broşürler hazırladığı ve yabancı kadınların girişlerinde bunları dağıttıkları da ortaya kondu.  Bu komisyonun ayda bir toplandığı ve İçişleri Bakanlığı’na işletme lisansları ve işçi kotası değişiklileri ile ilgili önerilerde bulunduğu ifade edildi.

Ayrıca kurbanlar için bir telefon hattı kurulduğu, ancak burada insan ticareti eğitimi almayan bir operatörle yetersiz hizmet verildiği kaydedildi. Raporun hazırlandığı dönemde toplamda 30 kadının ülkelerine geri gönderildiği bilgisi paylaşıldı. Bir uzmanın, insan ticareti kurbanlarının telefon hattını aramaktan korktuklarını çünkü bu hattın otoritelere bağlantılı olduğuna inandıkları yönündeki bulgusuna da yer verildi.

“İnsan ticareti ile ilgili yasa yok”

Raporda, Kuzey Kıbrıs’ta insan ticaretini yasaklayan bir yasa bulunmadığı belirtildi. İnsan ticareti ile ilgi durumlarda, bunun, Ceza Yasası altında görülmeye çalışıldığı, yasada, hayatını fuhuştan kazanma veya fuhuşun teşvik edilmesinin yasak olduğu aktarıldı. Ceza Yasası’nın zorla işçi çalıştırmayı da yasakladığı kaydedildi. Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası’yla, insan ticaretine yasal çerçeve sağlandığı bildirildi.

Raporda, yetkililerin gece kulübü sahipleri, korumalar ve müşterilerine yönelik bu yasayı uygulamadığı belirtildi.

Kıbrıslı Türk yetkililerin, insan ticareti ile mücadele konusuna herhangi bir bütçe ayırmadığı, polisin kurbanları tanıma yönünde eğitim almadığı ve yetkililerin kurbanlara koruma sağlamadığı vurgulandı.

Bu yıl öneride bulunulmadı

Raporda, bu yıl Kuzey Kıbrıs için ilk kez herhangi bir öneride bulunulmadı. Geçtiğimiz yıl ise Kıbrıslı Türk yetkililere her türlü insan kaçakçılığını önleyen yasayı uygulamaya konması, gece kulüpleri ve barlarda insan kaçakçılığı kurbanları için bir tarama yapılması; gece kulüpleri yasasında şeffaflığın artırılması ve müşteriler ile halkın, fuhuşa zorlamak için kullanılan kaba kuvvet, güç ve sahtekarlık konusunda bilinçlendirilmeleri, kurbanların korunması için Sivil Toplum Örgütleri’ne (STÖ) barınak ve yardım hizmetleri için bütçe sağlanması, kurbanların sınırdışı edilmeleri yerine alternatifler bulunması ve zorla çalıştırma konusunun kabullenilip bu konuda adım atılmasıyla ilgili öneriler yer almıştı.

Rum Yönetimi Kademe 2’de

Rum Yönetimi’nin ise insan ticareti ile ilgili minimum standartları yerine getiremese de bu yönde kayda değer çabalar yürüttüğü belirtildi. Geçtiğimiz yıl Kademe 1 olan Rum Yönetimi, bu yıl Kademe 2’ye geriledi.

Paylaş