Views: 0
KKTC İktisat Bankası, 10 Ağustos 2022’ye ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, “Türkiye’nin (CDS) risk primi neden düşüyor? Rusya bu denklemin neresinde?” ifadelerine yer verildi.
İktisatbank’ın 10 Ağustos 2022’ye ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:
Türkiye’nin yabancı indinde risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi son son haftalarda ciddi bir gerileme ile kabaca 900 baz puandan 700 baz puana kadar geriledi. CDS, bültenlerimizde sıklıkla yer verdiğimiz bir gösterge. En basit tanımı ile bir ülkenin yabancı para cinsinden borcunu sigortalamanın maliyetidir. CDS primi yükseldikçe, ülkenin de borcun de risklerinin tırmandığını gösterir.
Almanya’nın 5 yıl vadede risk priminin 13, Türkiye’nin ise gerilemiş hâliyle bile birlikte 700 baz puan seviyesinde olmasının sebeplerin düşünmek gerekiyor. CDS priminin arkasında yatan dinamikleri ele alarak bu soruya cevap vermeye çalışalım. Türkiye’nin rezerv seviyesi, emanet dövizler düşüldükten sonra (swap) eksi 62 milyar dolar seviyesinde olması (1. rezervler), devamında cari fazla verme mottosu ile çıkılan yolda dış açık rekorlarının kırılması (2. cari açığın fonlanması veya dış finansman ihtiyacı) ve belki de küresel para akımları (3. risk alma iştahı) en önemli belirleyici unsurlar olarak sıralanabilir.
Türkiye’nin son dönemde CDS risk priminin gerilemesinin arka planında yukarıda sıraladığımız belirleyicileri ne kadar etkili olmuş sırası ile ele almaya çalışalım. TCMB’nin dış varlıklarında (rezervlerinde) son 10 gün gibi bir zamanda -dün bültenimizde grafiksel olarak da ele aldık- kabaca 10 milyar dolar gibi bir artış olduğunu görüyoruz. Biraz kapalı kutu da olsa, bu rakamın arkasında -detaylarına şimdilik hâkim olmasak da- Rusya’dan gelen paranın büyük bir rol oynadığını düşünüyoruz. Demek ki, öyle ya da böyle rezevlerde yukarı yönlü bir yükseliş var. Öte yandan, OPEC+’nın üretim artışına gitmesi ve ABD Başkanı Biden’in devreye girmesi ardından petrol fiyatları son günlerde ciddi bir gerileme kaydederek 94 dolar seviyesine geriledi (hatırlayınız, Ukrayna savaşının patlak vermesi sonrasında 139 dolar seviyesi test edilmişti). Türkiye’nin de net enerji ithalatçısı olduğu düşünülürse, bu metrikte de olumlu yönde bir gelişme görülüyor. Netice itibariyle, enerji fiyatlarının düşmesi Türkiye’nin enerji faturasını, dolayısıyla da cari açığına (ödemesi gereken döviz borcuna yani dış finansmanına) olumlu bir katkı. Son metrikte ise küresel risk iştahını ön plana çıkarabiliriz. Dün de bültenimizde dile getirdiğimiz üzere, New York FED enflasyon beklentilerinde yaşanan gerileme, FED’in faiz artırımlarında çok da agresif olmayacağını ön plana çıkarıyor.