Views: 0
Garantiler kademeli olarak kalkıyor, Maraş-Güzelyurt iade ediliyor, Kıbrıslı Türklere uluslararası anlaşma yapma hakkı tanınıyor…
İngiltere’nin Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir plan hazırladığı iddia ediliyor. Kıbrıs Postası yazarlarından Ulaş Barış’ın bugünkü makalesinde aktardığı planın detayları itibarıyla 2017’de Crans Montana’da sunulan Guterres Belgesindeki hususların temel alındığı dikkat çekerken, planda yeni bir terminoloji yaratılarak ‘kurucu’ devlet yerine ‘toplumsal devlet’ olarak nitelendirilebilecek ‘Community states’ kavramının kullanılması bir başka dikkat çeken husus olarak duruyor.
ÖNEMLİ İDDİA: RAAB PLANI TARAFLARA SUNDU…
Planın taslağının geçtiğimiz hafta adayı ziyaret eden İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab tarafından liderlere sunulduğu da iddia edilirken, bu girişimin Brexit sonrası İngiltere’nin Kıbrıs sorununa ilişkin artan ilgisinin ‘ete kemiğe bürünmüş’ hali olması açısından önemli bulunuyor.
Politis Gazetesi köşe yazarı Dionisos Dionusu tarafından ortaya atılan plana göre, aynen Guterres belgesinde olduğu gibi planın imza edildiği andan itibaren Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkını iptal edeceği ve askerlerini çekmeye başlayacağı ön görülüyor. Bu geçiş döneminin ise 10 yıl süreceği iddia ediliyor. Bir başka dikkat çekici olan husus ise yönetim şeklinin ‘desentralize federasyon’ üzerine şekilleneceği, bu noktada Kıbrıs Türk tarafının ‘egemen eşitlik’ söylemine de yakın duran ‘toplumsal devlet’ kavramının her iki kurucu yapının da egemenliğine yapılan bir vurgu olması açısında önemli bir açılım olarak duruyor.
MARAŞ VE GÜZELYURT GERİ İADE EDİLECEK, DUYGUSAL BAĞ TANINIYOR, KIBRISLI TÜRKLERE ULUSLARARASI ANLAŞMA YAPMA HAKKI…
Planın dikkat çeken bir başka noktası ise her iki tarafın kendi uluslararası anlaşmalarını yapma ve uluslararası aktivitelere katılma olanağı sağlanması, ‘egemenlik’ noktasını daha da ön plana çıkarıyor.
Plana göre toprak iadesiyle ilgili Maraş ve Güzelyurt da dahil olmak üzere yüzde 8-9 arası bir taviz söz konusuyken, bunun Akıncı-Anastasiadis uzlaşmalarının temelinde yüzde 28.2-yüzde 29.2’lik bir orana denk gelmesi ön görülüyor. Taşınmazlar için Guterres belgesinde de kabul edilen ‘duygusal bağ’ meselesi İngilizlerin planına da yansırken, bu konudaki çözümün iade, takas ve tazminat olarak halledileceği vurgulanıyor.
Bakanlar Kurulunu 6’ya 3, Temsilciler Meclisini 24-12 diye oranlayan plana göre, başkanlık sistemindeki başkanın da ‘dekoratif’ (sembolik) bir başkan olması düşünülüyor. Meclisteki kurguda, azınlık taraf için bir takım emniyet sübapları da gündeme gelmiş durumda.
Ortak merkez devletin uluslararası ilişkiler ve AB meselelerindeki konularında taraflardan oy birliği istendiğinin yazıldığı planda, bunun olmaması durumunda, kurulacak olan Federal Kıbrıs Cumhuriyetinin bu tür oylamalarda ‘çekimser’ kalacağı belirtiliyor.
GUTERRES’TEN ÖN ŞARTLAR…’KKTC ASLA TANINMAZ, SİYASİ EŞİTLİK KABUL EDİLMEZSE KONFERANS TOPLANMAZ…’
Öte yandan, geçtiğimiz ay sekizinci kez adaya gelip taraflarla istişare eden BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un, bu temaslarında taraflara genel sekreter tarafından iletilen bazı şartları da aktardığı iddia ediliyor.
Buna göre, Guterres’in Rumlara ‘Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini ve kararlara aktif katılımını kabul etmezseniz konferansı toplamayacağım’ şeklinde mesaj gönderdiği, bunun yanı sıra, Kıbrıslı Türklere de ‘KKTC’nin tanınması konusuyla masaya gelmeye çalışacaksanız, konferansı toplamam’ mesajının gittiği belirtiliyor. BM’nin Kıbrıs Türk tarafına, KKTC’nin ‘zorla kurdurulan bir devlet’ olduğunu söylediğini ve bu yüzden de asla tanınma olmayacağını açık dille ifade ettiği makaleye yansıyan bir başka husus.
İNGİLİZ PLANININ TEMEL MADDELERİ ŞÖYLE SIRALANIYOR…
1-Kıbrıs’ta 1960’tan beri iki toplum vardır ve bugün bulunan iki ayrı egemen toplum (Community States) Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’ni oluşturacak. Bunu aynen 1960 anlaşmalarında olduğu gibi yapacaktır. Kurulduktan sonra AB ve BM’nin doğal üyesi sayılacaktır.
2-Ortak federal devlet, dış politika, ekonomi, güvenlik ve vatandaşlık gibi konularda yetkili olacaktır. 6’ya 3 bakanlar kurulu olacak ve bunun eşit statüde iki eş başkanı olacaktır. Bu kabine üyelerinin atanmasında ya Belçika modeli (her toplum kendi bakanını kendi atar) ya da Kuzey İrlanda modeli (meclisteki siyasi partilerin temsiliyet oranına göre atanır) ile olacaktır.
3-Yasama organı (meclis) 36 temsilciden (24-12) oluşacaktır. Azınlık olan taraf için çeşitli veto mekanizmaları oluşturulacaktır.
4-Planda ‘Community States’ diye adlandırılacak olan devletlerin kendi anlaşma hakları olacaktır. Uluslararası kuruluşlara üye olabilecekler, uluslararası spor mücadelelerine katılma hakkına sahip olacaklardır. (İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler gibi)
5-İki ‘Community States’ de uluslararası ilişkiler ve AB konularındaki kararların merkezi hükümet tarafından alınmasına rıza göstereceklerdir. Eğer oy birliği, sağlanamazsa, Kıbrıs uluslararası oylamadan ve AB içindeki oylamalarda çekimser kalacaktır. (Aynen 3 yıldır Belçika’ya olduğu gibi)
6-Garantiler konusunda, Türk ordusu anlaşmanın imzalandığı anda çoğu bölgeden çekilecektir. Türkiye bunun ardından tek taraflı müdahale hakkı kararını geri alacaktır. 10 yıl boyunca garantiler devam edecek ve sonunda tüm askerler çekilecektir.
7-Toprak konusunda, Maraş ve Güzelyurt da dahil, Akıncı ile Anastasiadis’in üzerinde mutabık kaldığı yüzde 28.2-yüzde 29.2 aralığında bir alan Rumlara geri iade edilecektir.
8-Taşınmaz Mallar konusunda, duygusal bağ kabul edilecek, malın şu anki sahiplerine de söz hakkı verilecektir. Bu konu iade, tazmin ve takas ile halledilecektir.