Views: 0
Birleşik Kurula sunulmasının ardından 30 Aralık 2019’da Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi gereken ancak hükümet ortaklarının anlaşmazlığı nedeniyle 6 aylığına ertelenen İmar Planı’nın yeniden ertelendiğini, süresiz olarak uzatılan emirnamenin ise 24 saat dolmadan kaldırılarak sürecin “tam bir kaosa sürüklendiğini” kaydeden Özaltıner, özellikle son iki günde yaşanan gelişmeleri, ülkenin nasıl bir anlayışla yönetildiğinin açık göstergesi olarak değerlendirdi.
Özaltıner, yazılı açıklamasında, “UBP-HP koalisyon hükümetinin süreci siyasi ve ticari rant rekabetine dönüştürmesi nedeniyle yaratılan kaosun yanı sıra, plan açıklanıncaya kadar alınan izinler nedeniyle zaten karmaşık bir yapı oluşan bölgede, plansızlık ve Emirname karışıklığı nedeniyle daha da karmaşık bir yapı oluşturuldu” dedi.
Gelinen aşamada Emirnamenin mi geçerli olduğunun, yoksa Fasıl 96’ya mı dönüldüğünün de belli olmadığını, bu konuda farklı görüşlerin ortaya çıktığını belirten Özaltıner, bu karmaşık yapı içerisinde söz konusu bölgelerin geleceğinin tamamen riske atıldığı, bunun sorumlusunun da kaosu yaratan UBP-HP hükümeti olduğu görüşünü savundu.
Başta Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği olmak üzere alanında uzman kişi ve örgütlerin yoğun çalışmasına rağmen, “plana bir de biz bakalım” diyerek değişiklik talep edilmesinin, üstelik bunun hiçbir bilimsel veriye dayandırılmamasının kabul edilemez olduğunu belirten Özaltıner, “İki kez söz verilmesine rağmen plan hayata geçirilmemiştir. Yine söz verilmesine rağmen 6 ayda planla ilgili hiçbir çalışma yapılmamıştır. Hükümet, plan yapamama becerisi ile İmar Planı süreçlerini de çökerterek planlı yaşama geçiş umutlarını da tüketmiştir” ifadelerini kullandı.
Kimsenin ortaya çıkan planın dört dörtlük olduğu yönünde bir iddiası olmadığını, ancak planlı halin, plansızlıktan çok daha iyi olduğunu belirten Özaltıner, Mağusa – İskele – Yeniboğaziçi bölgelerinin en azından bundan sonraki süreçte bir planlama dahilinde ve kamu yararını gözetecek şekilde gelişmesinin sağlanması gerekirken, Hükümetin planlama gibi bir derdinin olmadığının ortaya çıktığını savundu.
Özaltıner, Pandemi sürecinde hükümet tarafından birçok konuda izlenen yap-boz uygulamasının İmar Planı’nda da geçerli olduğunu, ilgili örgütler ve uzmanların görüş ve uyarıları yerine yine partisel çıkarların öncelikli ele alındığını iddia etti.