Views: 0
Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının tezini ortaya atan Türkiye Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, “Türkiye-Libya Arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Andlaşmasının Sonuç ve Etkileri” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yaycı, yazısında, “Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının paylaşımı mücadelesinin temelini enerji kaynaklarına sahip olma, sorunların temelini ise Yunanistan-Güney Kıbrıs ikilisinin uluslararası hukuka aykırı olarak Türkiye’yi dışlayan ve diğer kıyıdaşların hakkını da aşındıran, denizleri sahiplenme girişimleridir” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının tezini ortaya atan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, “Doğu Akdeniz’de Libya ile yapılan anlaşma, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın savunduğu, AB’nin desteklediği Sevr niteliğindeki sözde Seville Haritası üzerinden Türkiye’yi 41 bin kilometrekarelik bir deniz alanına hapsetme gayesiyle yapılan siyasi oyunları bozdu” ifadesini kullandı.
Tümamiral Yaycı, “Türkiye-Libya Arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Andlaşmasının Sonuç ve Etkileri” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kritik Dergi’de yayımlanan yazıda Yaycı, kazanımları şöyle anlattı:
“SİYASİ OYUNLARI BOZDU”
Türkiye ilk defa bir kıyıdaş devlet ile Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması imzalamıştır. Bu anlaşma ile Türkiye için Doğu Akdeniz’de en kötü senaryo olan Yunanistan-Mısır ve Yunanistan-Güney Kıbrıs arasında deniz yetki alanlarının paylaşımına dair anlaşma yapılması olanağı ortadan kaldırılmıştır.
Doğu Akdeniz’de Libya ile yapılan anlaşma, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın savunduğu, AB’nin desteklediği Sevr niteliğindeki sözde Seville Haritası üzerinden Türkiye’yi 41 bin kilometrekarelik bir deniz alanına hapsetme gayesiyle yapılan siyasi oyunları bozdu.
“26 GEMİ ENGELLEDİK”
Tüm bu süreçte Türkiye ve KKTC’nin öngörülen deniz yetki alanlarında araştırma ve sondaj gemilerimiz Deniz Kuvvetleri’nin himayesinde faaliyet icra etmiş, bizden izinsiz faaliyetler (çoğunluğu özellikle son 3 yılda olmak üzere 20 gemi, 1 sondaj gemisi) ise engellenmiştir.
Deniz yetki alanları sınırlandırılmasına dair mutabakat muhtırası ile elde edilen kazanımlar şöyle sıralanabilir; Siyasi üstünlük ele geçirilmiştir. Uluslararası kamuoyuna hukuk ve diplomasi araçlarını kullandığımız mesajı verilmiştir.
Meşru haklarımızın hukuki alt yapısı daha sağlam hale getirilmiştir. Deniz yetki alanlarımızın batı sınırı uluslararası hukuka uygun belirlenmiştir. Türkiye ile Libya arasında sınırlandırılan deniz yetki alanı şeridi, Yunanistan ile Güney Kıbrıs-Mısır arasında bir kalkan şeklinde yer almıştır.
“ANLAŞMA LİBYA YARARINA”
Libya UMH; Türkiye ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması imzalayarak, Yunanistan ile yapılacak anlaşmaya nazaran 16 bin 700 kilometrekare daha fazla bir deniz alanı kazanmıştır. Libya, Türkiye ile imzaladığı anlaşmadaki prensiplerin Yunanistan (ve hatta İtalya ile) de yapacağı anlaşmalarda uygulanmasını talep edebilecek ve asgari 39 bin kilometrekare daha deniz alanı kazanacaktır.
Libya’da hangi yönetim başa gelirse gelsin, Türkiye ile yapılmış anlaşma ile kazanılan deniz alanlarını Yunanistan’a vermeye yanaşması milli menfaatlerine son derece aykırı olacaktır.