Türkiye, JCR Avrasya’yı satın aldı

20
reklam alani

Views: 0

Kredi derecelendirme alanında sıfırdan bir şirket kurma yerine Türk finans sektörünün öncü kurumları aracılığıyla JCR Avrasya’nın çoğunluk hisselerini satın alan Türkiye, hem zaman ve maliyet avantajı yakaladı, hem de uluslararası piyasalarda kredibilitesi olan “milli” bir reyting şirketine sahip oldu.

Türk finans sektörünün öncü kurumları, JCR Avrasya’nın yüzde 85,05 hissesinin kurucu ortaklarından satın alınması ve Japonya Kredi Derecelendirme Kurumu olan JCR-Japan Credit Rating Agency Ltd ile mevcut ortaklığın devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya vardı.

Analistler, kredi derecelendirme kuruluşu JCR Avrasya’nın satın alınmasıyla birlikte Türk finansal sisteminde önemli bir eksiğin giderildiğini belirterek, böylece kredi riski başta olmak üzere bir çok değerlendirmenin sistematik biçimde yapılabileceğini söyledi.

Yüzlerce yıllık tarihe sahip kredi derecelendirme kuruluşları, inceledikleri şirket veya devletlerin varlıklarına belirli kıstaslar dahilinde derecelendirme yapıyor. ABD’li Fitch Ratings, Moody’s ve Strandard & Poor’s bu kuruluşların önde gelenleri konumunda bulunurken, birçok ülke bu alanda yerli kuruluşlarının da olmasına özen gösteriyor.

Bu kapsamda Çin’de Dagong, Hindistan’da CRISIL, Güney Afrika’da GCR 2000’ler öncesinde kurulun kuruluşlar olarak dikkati çekerken, Rusya da 2015’te ACRA isimli kredi derecelendirme şirketini kurmuştu.

Analistler, 2008 küresel finans krizinde verdikleri yanlış kredi notları sebebiyle tepki toplayan ABD’li kredi derecelendirme kuruluşlarının, zaman zaman gelişmekte olan ülkeler konusunda takındıkları yanlı tutumları sebebiyle de eleştirildiğini belirtti.

Moody’s, Eylül 2008’de iflas eden Lehman Brothers için 17 Temmuz 2008’de düşük kredi riski barındıran şirket anlamına gelen ve yatırım yapılabilir kredi notu olan “A2”, yine 2008 yılı sonlarına doğru da 180 milyar dolarlık kurtarma operasyonuna mecbur kalan AIG sigorta firması için 15 Eylül 2008’de “A2” notu vermişti.

Kredi derecelendirme kuruluşunun avantajları çok

Analistler, JCR Avrasya’nın Türk finans sektörünün öncü kurumları tarafından alınmasıyla ilgili olarak, başta kredi riski olmak üzere risklerin objektif, bağımsız ve sistematik ölçümünün yapılabilmesi ve derecelendirme alanında karşılaştırılabilir bir referans oluşturma konusunda çok önemli bir adımın atıldığını ifade etti.

Ülkede derecelendirme kullanımının yaygınlaşmasının öneminin altını çizen analistler, böylece bu notların bankaların tahsis ve izleme süreçlerinde kullanılarak verimliliği artırmasının, uzun vadede ise KOBİ’lerin kredi riskinin hızlı ve doğru şekilde ölçülmesine katkıda bulunmasının beklendiğini kaydetti.

Analistler, risk ve fiyatlama ilişkisinin doğru tesis edilmesi için sağlıklı girdiler ve kaynakların daha verimli şirketlere kullandırılması için objektif bilgi sağlaması beklenen JCR Avrasya’nın, dünyaca tanınmış olmasının da çeşitli avantajları olduğunu dile getirdi.

Sıfırdan şirket kurmanın maliyeti çok fazla

Sıfırdan bir şirket kurulması halinde, çalışan istihdamı, modelin geliştirilmesi için gerekli olan verilerin toplanması ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından modellerin onaylanması için en az dört yılın geçmesi gerektiğini vurgulayan analistler, mevcut bir şirkete ortak olunmasının zaman ve maliyet kazancının oldukça yüksek olduğuna dikkati çekti.

Analistler, BDDK tarafından derecelendirme faaliyetleri ile ilgili olarak yetkilendirilmiş tek şirket olan JCR’ın, uluslararası bağlantısı ve iş modeline sahip olmasının bu kararda önemli etken olduğunu ve Türkiye’nin milli derecelendirme şirketi olarak uluslararası piyasalardaki tanınırlığı için avantajları olacağını dile getirdi.

İlk aşamada belirli büyüklükteki firmalar derecelendirilecek

Analistler, BDDK tarafından yetkilendirilen derecelendirme kuruluşları tarafından verilen notların sermaye yeterliliği oranının hesaplanmasında hangi kredi kalitesi kademesine tekabül ettiğinin belirlenmesine ilişkin düzenlemelerin yapılacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Söz konusu değişiklikle bankaların, kredi alan şirketlerin derecelendirme notunun tekabül ettiği kredi kalitesine göre sermaye yeterliliğini hesaplayabileceğini aktaran analistler, mevcutta, tüm krediler için en yüksek risk ağırlığı üzerinden sermaye yeterliliği oranının hesaplanmakta olduğunu ifade etti.

Analistler, kredi derecelendirme notlarının dikkate alınmasıyla genel olarak bankacılık sisteminin sermaye yeterlilik oranında bir artış meydana gelebileceğini, bu nedenlerle bankalar ve kredi kullanan şirketlerin kredi derecelendirme hizmeti almak isteyebileceğine dikkati çekti.

BDDK’nın yapacağı düzenlemelere bağlı olmakla birlikte ilk aşamada belli bir ciro büyüklüğünün üstündeki firmaların derecelendirilmesinin beklendiğini kaydeden analistler, sonrasında orta ve küçük ölçekli firmaların derecelendirilmesinin de teşvik edilebileceğini, belki de zorunlu hale getirilebileceğini vurguladı.

Analistler, şirketin finansal sektörden kredi kullanan müşterilerin kredi değerliliğini tespit edeceğini, Hazine veya bankaların notlarının bu derecelendirmeye dahil olmayacağını belirtti.

Paylaş