Views: 0
Irak’ta işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliği ile İran’ın ülkedeki etkinliğini protesto amacıyla 1 Ekim’de başlayan gösterilerde 300’den fazla kişi hayatını kaybetti.
Bağdat başta olmak üzere Irak‘ın orta ve güney kentlerinde 1 Ekim’de başlayan gösterilerde güvenlik güçleri ile protestocular sık sık karşı karşıya geliyor. Hükümetin göstericilere yönelik şiddet uygulaması ülkede her geçen gün insani dramı arttırıyor. Gösterilerin başladığı 1 Ekim’den bu yana 300’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bağdat hükümeti ise göstericilerin istifa etmesi yönündeki çağrılarına rağmen geri adım atmıyor. Mecliste milletvekili bulunan siyasi partiler, 45 gün içinde reformların gerçekleştirilmemesi durumunda hükümete verilen güvenoyunun çekileceğini ve erken seçim kararı alınacağını açıkladı.
AA muhabiri, 5 soruda Irak’ta devam eden gösterilerin dinamiklerini ve ülkeyi bekleyen senaryoları derledi.
1 – Gösteriler neden başladı, nerede yoğunlaştı?
Bağdat ve güneydeki Basra, Nasıriye, Meysan, Kadisiye ve Babil kentlerinde binlerce kişinin sokağa çıkmasıyla 1 Ekim’de başlayan gösteriler, ülkenin orta ve güneyinde birçok kente sıçradı.
ABD’nin 2003’te ülkeyi işgaliyle kurulan devlet düzenindeki bozukluk, hükümette yer alan etnik ve dini temelli siyasi oluşumların kamu faydası yerine grup çıkarlarını öncelemesi toplumda rahatsızlık yarattı. Ülkede yolsuzluğun ciddi boyutlarda olması da topumda huzursuzluğa yol açtı. Dünya Şeffaflık Örgütüne göre Irak 180 ülke arasında 168’inci sırada bulunuyor. Ülkede 2003’ten bu yana 450 milyar dolarlık kamu fonunun kayıp olduğu iddia ediliyor.
Irak, kanıtlanmış petrol rezervleri açısından dünyada 4’üncü sırada yer alıyor. Ülkede elektrik, su, sağlık, ulaşım gibi temel kamu hizmetleri oldukça yetersiz. Dünya Bankasının 2014 verilerine göre, 40 milyonluk nüfusun neredeyse dörtte biri günde 1,90 dolar gelirle yaşıyor.
Verilere göre ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 75’i, 35 yaşın altında bulunuyor. Irak’ta genç işsizlik oranının geçen yıl yüzde 20’lere ulaşması öfkeyi artırıyor. Ülkede 83 bine yakın yabancı uyruklunun çok yüksek maaşlı işlerde çalışması da tepkiye yol açıyor.
İran’ın ülkedeki etkinliği ve Tahran destekli milis gruplar da ülkede tepki çekiyor. İran’ın dini lideri Ali Hameney ve Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin posterleri gösterilerde defalarca yakıldı.
Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin, DEAŞ’a karşı ciddi başarılar elde etmiş ve ABD’ye yakınlığıyla bilinen Terörle Mücadele Birimi Komutanı Abdulvahab el-Saadi’yi görevden alması, gösterileri tetikleyen etkenlerden biri oldu. Saadi’nin görevden alınmasının arkasında İran olduğu tartışmalara neden olurken, gösterilerde Saadi posterleri açılarak “İran dışarı” sloganları atılıyor.
1 Ekim’de başlayan ve 6 Ekim’de Erbain törenleri nedeniyle ara verilen ilk dalga gösterilerde 157 gösterici hayatını kaybederken, binlerce kişi de yaralandı. 25 Ekim’de yeniden alevlenen gösterilerin ikinci dalgası ise Bağdat, Basra, Babil, Divaniye, Zikar, Meysan, Müsenna, Kerbela ve Necef vilayetlerinde yoğunlaştı.
Halen devam eden gösterilerde İran karşıtlığının önceki gösterilere göre daha yüksek sesli bir hal aldığı dikkati çekiyor. Nitekim göstericiler, birçok şehirde İran’a yakınlığıyla bilinen Şii milis grubu Haşdi Şabi’ye bağlı siyasi partilerin ve milis gruplarının binalarını ateşe verdi.
İkinci gösterilerde, şimdiye kadar 100den fazla kişi hayatını kaybetti. İnsan Hakları İzleme Örgütüne (HRW) göre, Irak’ta hükümetin verdiği sözlere rağmen güvenlik güçleri, protestoculara orantısız güç kullanıyor. İran destekli Şii milis gruplarının keskin nişancılar aracılığıyla göstericilere ateş ettiği iddia ediliyor.
2- Kim destek verdi?
Ülkedeki göstericilerin büyük çoğunluğunun herhangi parti veya liderle ilişkileri bulunmuyor. Gösterilerin yoğunlukla Şii bölgelerde olması dikkati çekiyor. Sünniler gösterilere kitlesel olarak katılmıyor. Ancak bazı bölgelerde Sünni gençlerin protestolarda yer aldığı biliniyor.
Irak Öğretmenler Birliği, Iraklı Sanatçılar Sendikası, Irak İşçi Sendikaları Konfederasyonu da gösterilere destek veren sendikalar arasında yer alıyor.
3 – Siyasetçiler ve din adamları nasıl tepki verdi?
Cumhurbaşkanı Berham Salih, göstericilerin taleplerinin karşılanması için çalışmaların yapılacağını söyleyerek, sükunet çağrısında bulundu. Salih, ikamet ettiği sarayında yeni seçim yasası ve seçim komiserliği üyelerinin değiştirilmesi için çalışmalar yaptırdığını da açıkladı.
Başbakan Abdülmehdi ise gösterilerin ilk günlerinde “üniversite mezunlarına iş sözü” verdi. Abdülmehdi ayrıca Petrol Bakanlığı başta olmak üzere diğer devlet kurumları ile bazı yabancı firmalara, çalışanların en az yüzde 50’sinin Iraklı olması için kota koyulması emrini verdi. Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi de protestocuların taleplerini karşılamak için reformların kısa sürede uygulanacağını açıkladı.
Irak’ta Şii nüfus üzerinde etkili din adamı Ayetullah Ali Sistani, hükümete gösterilere orantısız cevap vermemesi yönünde çağrıda bulunarak, hükümetin kamu hizmetlerini geliştirmesi, işsizlere istihdam yaratması, yolsuzlukla mücadele etmesi ve sorumluları cezaevine göndermesi gerektiğini söyledi.
Barışçıl gösterileri desteklediğini belirten Sistani, şimdiye kadar protestocuların taleplerinin yerine getirilmediğini dile getirdi. Sistani, iktidar çevresini “halka hesap vermekten kaçamayacakları” imasında bulundu.
Buna karşın, Irak parlamentosundaki en güçlü gruplardan Fetih İttifakı lideri, Haşdi Şabi’nin en büyük fraksiyonlarından Bedir Örgütünün Komutanı Hadi el-Amiri, protestolar konusunda ABD ve İsrail’i suçlayarak, “Fitnenin arkasında ABD, İsrail var.” dedi.
Sairun lideri Muktada es Sadr ise Abdülmehdi hükümetinin öncekiler gibi “işe yaramaz” olduğunu söyleyerek, ülkede “iç savaş” başlamadan hükümetin istifa etmesi gerektiğini savundu.
Irak Meclisinde milletvekili bulunan Ulusal Hikmet Akımı, Fetih, Nasır ve Kanun Devleti Koalisyonları, Kürt partileri ve Türkmen Cephesi temsilcileri bir araya gelerek, hükümete reformlar için 45 gün süre verdi. Siyasi partiler, reformların belirtilen sürede yapılmaması durumunda hükümete verilen güvenoyunun çekileceğini ve erken seçim kararı alınacağını duyurdu.
4 – Eylemcilerin talepleri karşılandı mı?
Irak parlamentosu gösteriler devam ederken bir dizi karar aldı. Parlamento, Anayasa değişikliği taslağı hazırlayacak bir komisyon kurulmasını kararlaştırdı. Komisyonun hazırlayacağı taslağın 4 ay içinde parlamentoya sunulması bekleniyor. Irak parlamentosu, vilayet, ilçe ve nahiye meclislerinin lağvedilmesine oy çokluğuyla karar verdi. Kentlerdeki idari ve mali işleri yürütme sorumluluğu valilerde olacak. Valiler de Irak parlamentosunca denetlenecek.
Irak parlamentosu, cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, milletvekilleri ve tüm üst düzey devlet yetkililerine sağlanan maaş dışı ödenek ve ayrıcalıkların iptaline de karar verdi.
Tüm bunlara rağmen, reformlar konusunda ciddi çalışmalar yaptığını vurgulayan hükümetin, göstericilere yönelik orantısız güç kullanması sokağın öfkesini artırıyor. Hükümetin istifa etmemesi göstericileri daha da kızdırıyor. Günlerdir sokakları dolduran protestocular, hükümetin istifa etmesi, yolsuzlukla ciddi mücadele edilmesi, kamu hizmetinde iyileşmelerle gençlere iş imkanlarının tanınması gibi taleplerinin yerine getirilmesini bekliyor. Protestocular, söz konusu talepler karşılanana kadar evlerine dönmeyeceği mesajı veriyor.
5 – Ülkeyi ve hükümeti bekleyen senaryolar neler?
Sadr’ın erken seçimlere gidilmesi konusundaki çağrısında cevap veren Abdülmehdi, hükümetin iki büyük ortağı Sadr ile Amiri’nin yeni bir hükümet kurma konusunda anlaşması halinde istifasını sunmakta sakınca görmeyeceğini ancak erken seçimler için yasal adımların gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine Sadr, Irak Meclise, Abdulmehdi’ye verilen güvenoyunu çekmesi ve hükümetin acilen düşürülmesi çağrısı yaptı.
İran’a yakınlığıyla bilinen Fetih grubu lideri Hadi el-Amiri de protestocuların talepleri için Sadr ile çalışacağını açıkladı. Bu durumda en güçlü senaryo Abdülmehdi’nin düşürülmesi gibi gözüküyor. Ancak Amiri’nin Abdülmehdi’den güvenoyunun çekilmesi için Sairun dışında bulunan Sünni, Kürt ve kendi başını çektiği grubu ikna etmede zorlandığı iddia ediliyor. Özellikle Kürt grupların hükümeti düşürmeye yardım etmeleri için önce birtakım taleplerinin yerine getirilmesini istediği belirtiliyor.
Göstericilerin, “Mukteda’ya hayır, Hadi’ye hayır, Bağdat özgür kalacak” sloganları, Abdülmehdi sonrası ülkede taleplerin karşılanacağı konusunda şüphelere neden oluyor ve sokağın, Sadr’ın krizden çıkılması için Amiri ile iş birliği hamlesine rıza göstermediği anlaşılıyor.
Irak’ta erken seçim için Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in, Bakanlar Kurulundan gelen parlamentonun feshine ilişkin talebi onaylaması gerekiyor. Yani parlamento onayı olmadan erken seçime gidilemiyor. Onay olması halinde 60 günde seçime gidiliyor.
Salih’in, Abdülmehdi’nin kalması yönünde çabalarının da sokağı tatmin etmeyeceği biliniyor. İstifa veya güvenoyunun çekilmesi halinde Salih’in seçimlere kadar geçici hükümetin başına geçmesi bekleniyor. Gösterilerin temel talebi, Başbakan Abdülmehdi’nin istifası ancak istifası durumunda Irak’ta suların durulacağına dair işaret yok.
Irak’ta farklı siyasi blokların ortak adayı olarak seçilen Abdülmehdi, Mayıs 2018’deki genel seçimlerden yaklaşık 6 ay sonra göreve başlayabildi ve göreve başladığı Ekim 2018’den itibaren yaklaşık 9 ay gibi uzun bir sürede zorlukla hükümeti kurulabildi. Bu zorluklar dikkate alındığında, olası erken seçim senaryolarının çözüm olup olmayacağı da tartışılıyor.