UBP döneminde inanç düşmanlığı ve zulüm zirve yaptı

23
reklam alani

Views: 0

UBP Milletvekili Sunat Atun, ülkede İslamafobinin bazı kurumları ele geçirdiğini belirterek, KKTC’de inançlı insanlara karşı devlet eli ile yapılan baskıcı uygulamalar olduğunu söyledi.

UBP Milletvekili Sunat Atun yaptığı yazılı açıklamada, ülkede ekonomik büyümeye gidilmesi yönünde yapılması gereken çalışmalara karşın hükümetin Meclis’in komitesine “Kumarhaneler Yasası”nı getirmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.

“EKONOMİYİ %5.7’LİK BİR TARİHİ ZİRVEDE DEVRETTİM”

UBP Milletvekili Sunat Atun, kendisinin bakanlığı döneminde planlı ve gayretli çalışmalarla ekonomik büyümeyi yüzde 5.7’lik seviye ile son 10 yılın zirvesine taşıdıklarını, bunun ülkede tarihi zirvelerden birisi olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:

“2015-16-17 yıllarında sırası ile yüzde 3.8; %,4.2 ve % 5.7 ekonomik büyüme sağlayarak 02 Şubat 2018 tarihinde ekonomik büyümeyi %5,7 zirve seviyesine getirerek devrettim. Benden sonra 2018 yılında ekonomik büyüme yüzde 1.3olarak açıklandı. Şimdi 2019 yılının sonuna geliyoruz. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne bakıyorum, iç kaynakların kullanımı için büyük teşvik hamleleri var. Askeri teknolojik üretim hamleleri var. Yurtdışına ihracatları var. Ağustos 2018’de son 20 yılın ihracat rekoru kırılmış. Tüm bunlara rağmen Türkiye Cumhuriyeti eksi 0.3 büyüme, yani daralma göstermiş.Benim hiçbirşey yapılmayan sadece vaadler üzerinden atıfta bulunulan ülkem ekonomisinin 2019 yılı performansı yüzde kaç çıkacak?…Eksi 2-3 çıkacak muhtemelen. Ama buna rağmen hükümetin öncelik olarak tercih ettiği ne…“Kumarhaneler Yasası”.

“BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRETMENE YAPILANLAR İNSAN HAKKI İHLALİDİR”

Dini inançları doğrultusunda başörtüsü kullanan kişilere devlet dairelerinde uygulanan muameleyi de eleştiren Atun, Lapta Yavuzlar Lisesi’ne atanan bir öğretmenin sırf  başörtüsü nedeniyle yerinin değiştirilmesinin insan hakkı ihlaline girdiğini kaydetti.

Ülkede dini inançları yaşama özgürlüğü kısıtlanarak başörtülü öğretmenlerin görev yapmalarının engellenmesini “faşizm” olarak niteleyen Atun, sözlerine şöyle devam etti:

“Lapta Yavuzlar Lisesine atanan bir genç kızımız var. Herkes gibi o da bu memleketin bir insanı okullarını birincilikle bitiren bir kızımız, üniversitesini birincilikle bitmiş bir kızımız. Ataması Recep Tayyip Ortaokuluna çıkıyor  tabii orada öğretmen kadrosu eksik olmadığı için oradan Lapta Yavuzlar Lisesine atanıyor orada sendika kendi ideolojisine göre hareket ediyor. Sendika ideolojik olarak eğitim bakanlığına baskı yapıyor ve oradan da bu kardeşimiz Hala Sultan İlahiyat Fakültesine aktarılıyor. Burada mesele eğitim bakanlığı değil, burada mesele İslamfobi o kadar büyüdü ki hergün bir kurumunu kendi ağına düşürüyor. Bunlar kabul edilecek şeyler değildir”.

“KİMLİK KARTI ÇIKARMAK İSTEYEN KİŞİLERE ZULÜM YAPILIYOR”

Ülkede kimlik kartı çıkarmak isteyen başörtülü kişilere uygulananları da dile getiren Atun, “Kendi aklımızla insanları soymak ve kılıktan kılığa sokmak zorbalıktır, zulümdür, eziyettir, insan hakkı ihlalidir” ifadelerini kullandı.

Dünyadaki birçok ülkede başörtülü kişilerin başörtülerini çıkarmadan çekilen resimlerin, kimlik kartlarında işleme konulduğunu anlatan Atun, kimlik kartı çıkarmak için başvuran kişilerden gelen şikayetleri belirtti.

Atun sözlerine söyle devam etti:

“Geçen sene 7 Şubat 2018 tarihinde genç bir başörtülü arkadaşımız başvurusunu yapıyor ve kimliğini sorunsuz bir şekilde alıyor. Bir sene sonra başka bir kardeşimiz 7 Haziran 2019 tarihinde Gazimağusa Kaymakamlığı’na kimlik kartı için başvuru yapıyor. Görevli memurlar ‘kulakların açık şekilde biometrik fotoğraf getirmen gerekiyor’ diyor. Başka bir kişi, 20 Haziran 2019 tarihide kimlik yenilemek için başörtülü fotoğraflı ile Mağusa Kaymakamlığı’na başvuruyor. Orada başı açık resim çekmesini istiyorlar ve kendisi bunu üzüle üzüle yapmak zorunda kaldığını söylüyor. Kişi başını açarak kimliğini almak zorunda olmasından çok rahatsız olduğunu belirtiyor. Bu bir zorbalıktır. Kendi aklımızla insanları soymak ve kılıktan kılığa sokmak zorbalıktır, zulümdür, eziyettir, insan hakkı ihlalidir”

Bundan utanmak gerektiğini ifade eden Atun, ülke olarak batılı toplumları örnek aldığımızı belirterek, “Batılı toplumda ne var?” diye sordu.

Amerika’da kimlik kartı uygulaması için açık alın ve çene, kapalı kulak; İngiltere ve Kanada’da  alın ve kulakları kapalı olmasına rağmen yüz hatları belirgin olmasının yeterli olduğunu kaydeden Atun, “KKTC’de bizim dönemlerde İçişleri Bakanlığı yapan arkadaşlara danıştım ‘böyle uygulamalar yoktu’ dediler zaten tarihler de onu gösteriyor” dedi.

Kimlik kartı değişim formunda fotoğrafın son birayın içinde çekilmiş, arka fonu beyaz renkli olması ve başvuru yapanın yüzü net olarak gösterilmesi gerektiğinin yazdığına vurgu yapan Atun, “ Yasada, din ve ırk geleneklerine göre başlarına ‘bir şey giyen’ şahısların alın, çene ve kulaklarını gizlememek kaydıyla fotoğraf  kullanabilirler ifadeleri var. Yazıklar olsun sizin yapacağınız işe. Bu insan hakkı ihlali ve faşizmdir.”ifadelerini kullandı.

“UBP DÖNEMİNDE İNANÇ DÜŞMANLIĞI VE ZULÜM ZİRVE YAPTI”

Atun şöyle devam etti:

“Burada beni en çok üzen nokta da mensubu olduğum UBP döneminde bu zulmün, inanç düşmanlığının artık zirvelere tırmanmış olmasıdır. Bu gerçekten üzüntü vericidir. Bu insanlık suçu uygulaması biran evvel bu hükümet tarafından kaldırılmalıdır. Ülkede demokrasinin gereği fazlasıyla yapılmakta.Herkese demokrasi var bu insanlara yok. Herkese özgürlük var bu insanlara yok. Herkese yaşam hakkı var bu insanlara yok. Herkese eğitim hakkı var bu insanlara yok. Bu ülkede başı örtülü insanlar sadece temizlikçi, hademe, işçi mi olacak? Öğretmen, müdür, müsteşar, kamu çalışanı olamayacak mı? İnsanları dini inançlarından dolayı ötekileştirmeye kimsenin hakkı yoktur. Tek başıma dahi kalsam, bunun kavgasını gereceğim.

Kimlik kartları ile ilgili yasayı inceledim. O yasa içerisinde böyle kurallar yok. Tüzüklere baktım tüzükler harçları düzenliyor. Bu uygulama nerden asıl çıktı?

“ÜLKENİN EKONOMİK İLERLEMEYE İHTİYACI VAR”

Bu uygulamalar ülkenin ihtiyaç duyduğu meseleler değil. Ülkenin ihtiyaç duyduğumeseleler ekonomik ilerlemeye gelişmeye ve kalkınmaya ilişkin meselelerdir.

Hükümeti gerçek gündeme dönmeye ve bu yanlışları düzeltmeye davet ediyorum. “

Paylaş