Views: 0
Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, bir haftadır Tekke Bahçesi yanında bir alanda başlatılan kazıda bugün 2 kişiye ait kalıntıya rastlandığını, kazıların devam ettiğini söyledi.
Küçük, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin 2019 yılında 24 tane kalıntıya ulaştığını, ancak bu kalıntıların kimliklendirildikten sonra kayıplara ait olup olmadıklarının belirleneceğini belirterek, “Yaptığımız araştırmalara göre bu bulunan 24 kişinin kayıplara ait olmasını bekliyoruz” dedi.
HERHANGİ BİR ZAMAN VE SINIR KONULMADI…
Bu bağlamda, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarının devam ettiğini, kendilerine daha önce izin verilen 30 yerde kazıların tamamlanması ardından, Haziran 2019’da askeri bölge olan 30 yeni yer ve 33 koordinatta Türk tarafınca kazı izni verildiğini ifade eden Küçük, bu kazı izinlerine herhangi bir zaman ve sınır konulmadığını, bu 30 yeni yerde Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kendi yapacağı planlamayla ve istediği hızda kazacağını anlattı.
İlk verilen 30 kazı izni çerçevesinde Derinya bölgesinde 2017 yılında bir kazı yapıldığını ve 4 Kıbrıslı Rum’un kalıntılarının bulunduğunu anımsatan Küçük, şu anda da kendilerine verilen izinlerin içinde, Derinya’da geçmişte kazılan bölgeye yakın, yeni bir kazı izni daha bulunduğunu vurguladı.
Gülden Plümer Küçük, “Biz daha önce kazdığımız 30 yerde bir çok askeri telli bölgeyi kazdık. Askeri kamplar da olmak üzere telli bölgeleri ilk defa kazmıyoruz” dedi.
ASKERİ OTORİTEYLE İŞBİRLİĞİNİN İYİ GİDİYOR…ASKER HER ZAMAN YARDIMCI
Küçük, askeri otoriteyle işbirliğinin iyi gittiğini ve askerin kendilerine her zaman yardımcı olduğunu vurguladı.
Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk Üye Gülden Plümer Küçük Kıbrıslı Rum üyenin yaptığı açıklamalar ardından TAK muhabirinin sorularını yanıtladı, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin görevden alınan Kıbrıslı Rum üyesi yerine atanan Leonidas Pantelidis’in 6 ay gibi bir süre geç atanması nedeniyle 2019 çalışmalarının biraz yavaşladığını ifade eden Küçük, yeni üyenin atanması ardından Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarının yeniden hız kazandığını söyledi.
Küçük, Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum ve Birleşmiş Milletler üyelerinin yeni aldığı karar doğrultusunda, araştırmaların yani kayıp kişilerin gömü yerlerinin araştırılmasının önemli bir unsur olduğu, yeni gömü yerleri bulunmazsa, yeni kayıplar kazılmazsa projenin diğer safhalarının da yavaşlayacağının bilinciyle araştırmalar bölümüne daha çok yatırım ve daha çok ağırlık verme kararı alındığını anlattı.
TÜM BİLGİLER BİRLEŞTİRİLİYOR
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin gömü yerlerinin araştırılmasında her iki ofisin araştırma ekiplerinin ayrı ayrı çalıştığını, daha sonra bütün bilgileri birleştirerek, bir bütün içerisinde değerlendirdiklerini ifade eden Küçük, bu bilgiler toparlandıktan sonra, değerlendirmeler yapılırken teknolojiden de çok faydalanıldığını, 1963-1964 haritalarından veya Türk tarafının kullanımlarına verdiği 1974 haritalarından faydalanıldığını söyledi.
Haritaların üzerine gömü yerlerini yeni teknoloji ile yerleştirdiklerini ve doğru noktaları bulmaya çalıştıklarını belirten Küçük, Kayıp Şahıslar Komitesi ofisleri hakkında da bilgi verdi.
Gülden Plümer Küçük, bu ofislerin 3 tane olduğunu, bunların; Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum üyelere ve BM’ye ait ofisler olduğunu, bu 3 ofisin de istişare içinde çalıştıklarını söyleyerek, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bir çok zorlukla karşı karşıya olduğunu, en büyük zorluğun da zaman olduğunu kaydetti.
KOMİTE ZAMANLA YARIŞIYOR…
İlk kaybın 1963 yılında verildiğini, o zamandan bu zamana neredeyse 50 yıla yakın bir zaman geçtiğine dikkat çeken Küçük, “Komite zamanla yarışıyor. Yeryüzünde değişiklik olmuştur, yapılaşma olmuştur, yollar değişmiştir, en büyük zorluklarımız dan biri bu” dedi.
En büyük yardımcılarının ise Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum insanlar, bilhassa kayıp aileleri olduğunu vurgulayan Küçük, gömü yerlerinin bulunmasında, bilgi toplamada kendilerine çok yardımcı olduklarını vurguladı.
Tüm zorluklara rağmen çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Gülden Plümer Küçük, “Bize verilen görevde bütün kayıpların başına gelenin ne olduğunu bulmaktır. Herkesi bulamayabiliriz ama en azından herkese bir bilgi verecek düzeye gelmemiz gerekiyor” dedi.
