Views: 0
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, sözde “Omorfo Belediyesi”nin bu yıl 39’uncusunu düzenlendiği anti işgal yürüyüşünde, Kıbrıs sorununa ilişkin mesajlar gönderirken, kendisine yönelik eleştirileri de yanıtladı.
Alithia ve diğer gazeteler, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, 39’uncu anti işgal “Omorfo” yürüyüşünde yapmış olduğu açıklamalara geniş bir şekilde yer verdi.
Habere göre, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, diyaloğa girmeye hazır olduğunu ve her zaman için de hazır olduğunu ifade ederken, Kıbrıs Türk Lideri Mustafa Akıncı ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile olan üçlü görüşmenin gerçekleştirme tarihi ve de yeri konusunda herhangi bir itiraza sahip olmadığını belirtti.
Anastasiadis, herkesin arzuladığı, gerçekten yaşayabilir ve işlevsel olacak Kıbrıs sorununa barışçıl bir çözümün sağlanması amacıyla yorulmak bilmeksizin çalışmaya kararlı olduğunu yineledi.
Rum lider Anastasiadis, tüm görüşme turlarında, “Omorfo”nun (Güzelyurt) iade edilmeden, Kıbrıs sorununun çözümünün olamayacağının gerekli önkoşul olarak ortaya koyduğunu belirtirken, bunun öncelik olduğunu teyit etti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile gerçekleştirdiği son görüşmede de açıkça dile getirdiği gibi, kendisinin üçlü görüşmenin Paris’te veya başka bir yerde yapılmasına itirazının bulunmadığını hatta tarihine ilişkin de bir itiraza sahip olmadığını, itirazı gündeme getirenlerin başkaları olduğunu ifade etti.
Anastasiadis, Crans Montana’daki başarısızlıktan sonra, müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi konusundaki çağrısını, günlük olarak yinelediğini; Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ise istikrarlı şekilde bunu ret ettiğini savundu.
Anastasiadis, 9 Ağustos’taki görüşmede, referans şartlarını teşkil edecek üç unsurun, Şubat 2014 ortak açıklaması, sağlanan görüş birlikleri ve 30 Haziran Crans Montana’da sunulduğu gibi BM Genel Sekreteri’nin 6 nokta olacağı konusunda sonuca ulaşıldığını kaydetti. Rum lider, Lute’un taslağı hazırladığını söylediği zaman ise, Türkiye’nin, zirve öncesinde Kıbrıs Türk toplumu veya kendi çıkarlarına fayda sağlamak amacıyla taslağı kabul edilemez bir şekilde değiştirerek, müdahalede bulunduğunu ileri sürdü.
Kendisini, diyaloğa katılma konusunda isteksizle eleştirenlere de yanıt veren Anastasiadis, diyalogtan kaçtıklarını söyleyenler için veya diyalog istedikleri konusunda BM Genel Sekreteri’ni ikna etmek için herhangi bir şey yapmaları gerekirse, düşünceleri arasında onları, BM Genel Sekreteri’ni, Türkiye’yi ve Akıncı’yı diyaloğa çağırmanın bulunduğunu söyledi.
Crans Montana’da, Kıbrıs Türkü’nün ve Türk tarafının, Kıbrıs Rum tarafı gibi karşılık verseydi, gerçeklerin muhtemelen başka olacağını da savunan Anastasiadis, garantileri, Türk askerinin daimi şekilde kalmasını ve Kıbrıslı Türklerin olumlu oyunu kabul edip etmemesi sorusunu da sordu.
Tavizlerin ve de Kıbrıs Rum tarafınca bulunulan tavizlerin de bir sınırının olduğunu söyleyen Anastasiadis, görüş birliklerinden vazgeçenin diğer taraf olduğunu savundu ve sorumluluk yükleme oyununa girmek istemediğini de ifade etti.
Anastasiadis, şu anda gerekli olan olgunun, güvenin sağlanması, uzlaşma ortamı ve de özlü diyaloğun yeniden başlamasına olanak tanıyacak ortama gerekesinim olduğunu belirtti.
Türkiye’nin, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki “yasa dışı” faaliyetlerinden de söz eden Anastasiadis, gelecek Perşembe günü Avrupa Konseyi’nde Güney Kıbrıs’ın sesinin güçlü bir şekilde duyulacağı ve Türkiye’nin bu yöndeki faaliyetleri konusunda kararlar alınacağı temennisinde bulundu.
Anastasiadis, hidrokarbonlardan istifade edilmesinden ortaya çıkacak olan gelirlerden Kıbrıslı Türklerin payına düşen kısıma bağlı olarak Kıbrıslı Türklerin yararına ayrı bir hesap açılması önerisini de cömertlik olarak nitelendirdi.
Anastasiadis, Akıncı’ya hitaben, herhangi ortak bir komitenin egemenliğe sahip olmadığını, ortak komitelerin değil, egemenliğe sahip olanların ve izin istifade izinlerini verenlerin devletler olduğunu belirtti.
Rum lideri, Suriye’deki Barış Pınarı Operasyonu konusunda bugün gerekli olan noktanın birlik olduğunu çünkü görünür tehlikelerin bulunduğunu ifade etti.
Anastasiadis, “Hepimiz, bu günlerde Türkiye’nin Suriye’yi işgaliyle, yeni bir Türk barbarlığının tanığıyız” ifadesini kullandı.
Anastasiadis, süper güçlerin, BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin, tutumlarının, tek serptiği olguların, BM’yi kuran amaç ve hedeflere ilişkin olarak güven eksikliği ile hayal kırıklığı olduğunu da belirtti.
SÖZDE “OMORFO BELEDİYE BAŞKANI”
Alithia gazetesi, bir başka haberinde, sözde “Omorfo (Güzelyurt) Belediye Başkanı Viktoras Haciavraam, anti işgal yürüyüşte yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun çözümü olmadan zamanın geçmesinden dolayı duyduğu endişeyi dile getirdi.
Haciavraam, her yıl burada toplanarak Kıbrıs sorununun çözümüne ve göçmenlerin ata topraklarına geri dönmesine ilişkin isteklerini dile getirdiklerine dikkati çekti. Haciavraam, her yıl değişen tek şeyin ise bu endişelerin çoğalması olduğunu söyledi.
Haciavraam konuşmasında ayrıca Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin başlamamasına ve Türkiye’nin “uzlaşmazlığına” da atıfta bulundu.
AKEL VE HÜKÜMET ARASINDA TARTIŞMA
Alithia gazetesi, AKEL ve hükümet arasında, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, dün anti işgal yürüyüşü çerçevesinde yapmış olduğu açıklama konusunda yeni bir tartışma yaşandığını belirtti.
Habere göre, AKEL Meclis Grup Sözcüsü Yorgos Lukaidis yaptığı açıklamada Anastasiadis’in icraatlarının, Türkiye’nin Kıbrıs sorununa ilişkin, suçlarından arındırılmasına neden olduğunu ifade etti.
Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu yazılı bir açıklama yaparak, tüm insanlığın, bugün, Suriye’deki “Türk barbarlığını” izlerken AKEL’in Türkiye’nin suçlarından arındırılmasından söz ettiğini belirtti.
Prodromu, tüm bunlar yaşanırken bir kimsenin AKEL’in mantığını takip etmesinin zor olduğunu söyledi.