Türk halkının yanında durmayacağız da ne yapacağız?

17
reklam alani

Views: 0

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, devlet başkanlığı makamında bulunanların  toplumda ayrışmaya neden olacak söylemlerden ve  Türkiye ile ilişkileri zedeleyecek davranışlardan kaçınmasının tarihi sorumlulukları olduğunu kaydetti.

Özersay, “ Bu açıdan Sayın Akıncı’nın son açıklamaları gerek dış ilişkilerimiz gerekse ülke içindeki toplumsal huzurumuz açısından son derece talihsiz olmuştur”dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudrat Özersay,  hükümet olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin teröre karşı mücadelesini ve bölgedeki güvenlik risklerine karşı ortaya koyduğu kararlı tutumu desteklediklerini bildirdi.

Özersay, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Türkiye’nin yanındayız ve bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Özersay’ın konuya ilişkin açıklaması şöyle:

“1960’ta, 1964’te, 1967’de, 1974’te ve fiili müdahalede bulunamadığı zamanlardaysa Bereketçiler aracılığıyla bu ülkedeki varlığımızı sürdürmek için verdiğimiz mücadelede her zaman yanımızda duran hangi ülkedir?

Sadece güvenlik açısından değil, ekonomik, siyasi ve diplomatik açıdan yanımızda duran ülke hangisidir? En güçlü tarihi ve duygusal bağımız olan, milli maçlarında aynı heyecanı yaşadığımız, bir doğal afet olduğunda içimiz yanarak an be an gelişmeleri takip ettiğimiz, özetle acısını da heyecanını ve mutluluğunu da her olayda paylaştığımız ülke hangisidir?

Bugün Sayın Akıncı da dahil Kıbrıs müzakere süreçlerinde gelmiş geçmiş her cumhurbaşkanının dilinden düşürmediği kelime ‘güvenlik’ değil midir? Peki şimdi kendi güvenliğiyle ilgili olarak terörist gruplara karşı giriştiği bu harekâtta bizim her dönemde yanımızda duran stratejik ortağımız, müttefikimiz olan Türkiye’nin ve kardeşimiz olan Türk halkının yanında durmayacağız da ne yapacağız?

Bunu anılarımda yazarım diye düşünüyordum ama buradan şimdi yazmanın daha anlamlı olduğu aşikâr: Bir önceki dörtlü koalisyon döneminde de maalesef sayın Akıncı’nın hükümetin Türkiye ile ilişkilerini zorlaştıran, sıkıntıya sokan bu ve benzeri davranışları oldu. Kendi toprak bütünlüğü ve güvenliği için terör örgütlerine karşı bu kadar hayati bir mücadele veren Türkiye’ye AB üyesi ülkeler de dahil destek açıklaması yaparken devletimizin başı tarafından yapılan açıklamanın Kıbrıs Türk halkının büyük bir bölümünün hissiyatını hiç ama hiç yansıtmadığını düşünüyorum ve biliyorum.

Türkiye ile ilişkilerimizi zedelemek ve daha da önemlisi toplumsal bir ayrışma yaratmak pahasına bu neden yapılır? İhtiyacımız olan şey bu mudur? Hiç değildir.

Devlet başkanlığı makamında bulunanların sorumlu davranarak toplumda ayrışmaya neden olacak söylemlerden kaçınması kadar, tarihsel ve duygusal bağımız olan Türkiye ile ilişkileri zedeleyecek davranışlardan kaçınması da en az o kadar tarihi sorumluluklarıdır. Bu açıdan sayın Akıncı’nın son açıklamaları gerek dış ilişkilerimiz gerekse ülke içindeki toplumsal huzurumuz açısından son derece talihsiz olmuştur.

Hiçbir devlet kendi topraklarını komşusu olan bir başka devletin güvenliğini tehlikeye atacak şekilde kullanamaz ya da bu şekilde terör örgütleri tarafından kullanılmasına müsaade edemez buna hakkı yoktur. Her devletin toprak bütünlüğünü tehlikeye sokan bu tür eylemlere karşı kendi güvenliği ve toprak bütünlüğü bağlamında kararlı adımlar atmasından daha doğal bir şey olamaz. Uluslararası ilişkileri ve diplomasiyi biraz olsun dikkate alan herkes bugün Türkiye’nin atmakta olduğu bu adımların ne anlama geldiğini ve neden gayet haklı olduğunu rahatlıkla görebilir.

Biz bu ülkenin ve halkın Meclisten güvenoyu almış hükümeti olarak teröre karşı mücadelesinde ve bu bölgedeki güvenlik risklerine karşı ortaya koyduğu kararlı tutumda Türkiye’nin yanındayız ve bundan sonra da yanında olacağız.”

Paylaş