Views: 0
ürk bilim insanları, karideslerin akrabası sayılan 2 yeni canlı türünü dünya literatürüne kazandırdı.
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İç Sular Biyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Özbek ve beraberindeki heyet, Mersin’in Anamur ilçesindeki Türkiye’nin en derin mağarası sayılan 1429 metrelik Peynirlikönü Mağarası’nda çalışma yürüttü.
Bilimsel taramada, mağaradaki suda 1 santimetre boyunda canlı türü bulundu. Karidesin uzak akrabası olduğu belirtilen canlının daha önce hiç görülmediği ortaya çıktı.
Yeni canlı türüne, Peynirlikönü Mağarası’nda 2001 yılında başka bir bilimsel araştırmada görev yaparken sele kapılıp yaşamını yitiren Mehmet Ali Özel ve aynı ekipte çalışırken trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Evren Günay’ın baş harflerinden oluşan “egmao” adı verildi.
“Gammarus egmao” adlı canlı türünün tanımlanmasını ve isimlendirmesini yapan Prof. Dr. Murat Özbek, Isparta Pınarpazarı bölgesinde topladıkları canlı örnekler üzerinde de çalıştı.
Çalışmada, halk arasında “yangıç” olarak bilinen, çift ayaklılar grubuna mensup, karideslerin akrabası yeni bir tür daha keşfeden Özbek, bu canlı türünü de eşinin adı “Derya” ile isimlendirdi.
“Gammarus egmao” ve “Gammarus Deryae” canlıları 2018 ve 2019 yılında uluslararası dergilerde bilimsel makalelerle dünyaya duyuruldu.
“İsimlerini yaşatalım istedik”
Prof. Dr. Murat Özbek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, saptanan nadir canlılara, canlının morfolojik özelliğini belirten bir kelime, bulunduğu bölgenin ismi veya konuyla ilgili çalışan bir bilim adamının soyadının verildiğini söyledi.
“Gammarus egmao”nun hüzünlü bir öyküsü olduğunu anlatan Murat Özbek, “Birlikte çalıştığımız Biyolog Oktar Güloğlu, mağara çalışmalarında meydana gelen kazaları ve ölüm olaylarını anlattı. Biz de kaybettiğimiz arkadaşlarımızın anılarını yaşatalım istedik. Bu tür, artık bizim verdiğimiz isimle anılacak. Mehmet Ali Özel ve Evren Günay adları belki yüzyıllar boyu yaşayacak.” diye konuştu.
Özbek, “Gammarus egmao”nun ekonomik değerinin bulunmadığını ancak önemli bir gen kaynağı sayılabileceğini ifade etti.
“Benim adımı böceğe mi verdin?”
Bu türlerin, ülkenin doğal zenginliği olduğuna ve korunması gerektiğine işaret eden Özbek, şunları söyledi:
“Bir foka ya da carettaya nasıl önem veriyorsak buna da vermeliyiz. Hepsi canlı türü. Her iki canlı türü sadece Türkiye’de değil, dünyada ilk kez görülüyor ve tanımlanıyor. Bulduğumuz yeni canlı türüne eşimin adını verdiğimi kendisine büyük umutlarla söylemiştim. Eşim de ‘Benim adımı böceğe mi verdin?’ dedi. Bozuldum aslında. Eşimin adı bu şekilde 300-500 yıl yaşayacak. Ne yapalım, ceylanlar üzerinde çalışmıyoruz, çalışıyor olsam eşimin adını ceylana verirdim.”