Views: 0
Yavuz Sondaj gemisinin tek yanlı olarak ilan edilen Rum “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisinde yer alan 7’inci parselde bulunduğuna dair iddialar, bugünkü Rum gazetelerinde geniş yer aldı.
Fileleftheros gazetesi “Tahammülümüzü Test Ediyor” başlıklı haberinde, “Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhindeki Türk provokasyonlarının doruğa çıktığını ve Ankara’nın Lefkoşa’nın dayanma gücü ile reflekslerini test etmek istediğini” iddia etti.
Gazete, Türkiye hükümetinin dünden itibaren planını uygulamaya koyduğunu ve bu planla birlikte “Kıbrıs MEB’i ve lisanslı parselini işgal ederek, Kıbrıs Cumhuriyeti karşısında daha fazla baskı yapmak ve daha fazla gerilim yaratmak istediğini” ileri sürdü.
Türkiye’nin ileri sürülen faaliyetlerinin yalnızca Güney Kıbrıs’ın dayanma gücünün test edilmesini teşkil etmediğini, aynı zamanda Türkiye hükümetinin, Total ve Eni şirketlerinin gelmekte oldukları ülkelerin tepkilerini de test etmek istediğini öne süren gazete, 7’inci parselde araştırma sondajları yapılması için bahse konu şirketlerle kısa süre önce lisans anlaşması yapıldığını anımsattı.
Ankara’nın özellikle Rum Yönetimi’nin kısa süre önce “Pesco” çerçevesinde işbirliği anlaşması imzaladığı Fransız hükümetinin reaksiyonlarını ve tahammülünü test etmek istediğini ileri süren gazete, “diplomatik kaynaklara” dayanarak, Rum kesimi ile Fransa’nın dün Yavuz sondaj gemisinin izlediği güzergâh ve “Türk niyetleri” konusunda temasta bulunduklarını haber verdi.
Buna paralel olarak, Rum hükümeti tarafından Ankara’ya güçlü mesajlar gönderilmesi için, diplomatik aşamada çeşitli protestolarda bulunulduğu da belirtildi.
Gazete Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ise Türk Navtex’ini ve sözde Rum MEB’ine ulaşan ikinci Türk sondaj gemisini yorumlamak istemediğini ve buna paralel olarak, Rum Yönetimi’nin uluslararası hukuk temelinde tüm uygun önlemleri almakta olduğunu söylediğine işaret etti.
Kıbrıs (Rum) Haber Ajansı KİPE’nin atıfta bulunduğu bir “hükümet kaynağı” ise açıklamasında, Rum kesiminin Yavuz sondaj gemisinin sözde Rum MEB’i içerisindeki güzergâhını yakından izlediğini ve şimdilik beklemede olduğunu iletti.
Şu ana kadar açıklanabilecek bir şey olmadığını belirten söz konusu kaynak, sondaj gemisinin nihai güzergâhının ise belirsiz olduğunu öne sürdü.
Yavuz sondaj gemisinin dün Baf açıklarından rotasına başladığı ve başlangıçta Fatih sondaj gemisine yöneldikten sonra, dün gece geç saatlerde ulaştığı iddia edilen 7’inci parsele yöneldiği de iddia edildi.
“Türk sondaj gemisinin ilk kez Kıbrıs Cumhuriyeti’nin lisanlı parseline girdiği ve sondaj tehdidinde bulunduğunu” iddia eden gazete, eldeki bilgilerin Ankara’nın hedefinin önümüzdeki pazar günü 7’inci parseldeki hedefi delmek olduğunu iddialarına ekledi.
Gazete, haberinde Türkiye Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in Yavuz sondaj gemisi hakkında dün akşam yaptığı açıklamaya da yer verdi.
Gazete “7’inci Parselde Korsanlık” başlıklı başka bir haberinde ise, Yavuz sondaj gemisinin dün akşam saat 8’den bu yana tek yanlı olarak ilan edilen Rum MEB’indeki 7’inci parselde bulunduğunu ileri sürdü.
Gazete yayımlanan Türk Navtex’ine göre Yavuz’un 6 Ekim Pazar günü sondaja başlayacağını ve 100 gün burada kalacağını belirtti.
Türkiye’nin uluslararası denizcilik uygulamalarının dışında hareket etmesinin ve sondaj gemisini bahse konu yere 3 Ekim’de göndermesinin şaşırtıcı olduğuna da işaret eden gazete, geminin güvenliğini sağlaması beklenen Navtex’in geçerliliğinin 6 Ekim’de başlayacağını kaydetti.
Türkiye’nin sözde Rum MEB’i içerisinde yeni bir sondaj başlatacağı noktanın Türkiye kıyılarından 250, Pissuri kıyılarının güneyinden itibaren de 80 kilometre mesafede olduğunu kaydeden gazete, bahse konu noktanın Total-Eni şirketlerinin işbirliği yaptığı “Kalipso” yatağına 70 kilometre, Exxon Mobil-Qatar Petroleum’un işbirliği yaptığı “Glafkos” yatağına ise 80 kilometre mesafede bulunduğunu belirtti.
Bu noktadaki deniz derinliğinin 2 bin metreden biraz daha fazla olduğunu de yazan gazete, bunun Türkiye’nin talep ettiği ve 7’inci parselin kuzeybatı çeyreğini de kapsayan deniz bölgesinin sınırında olduğunu da iddialarına ekledi.
Rum Yönetimi’nin bu bölgede 2006 ve 2016 yıllarında olmak üzere iki kez sismografik araştırma yaptığını da kaydeden gazete, üzerinde çalışılan bu sismografik verilerin, Yavuz gemisinin hareket ettiği alanla ilgili umut verici sonuçlar ortaya koymadığını ileri sürdü.
Gazete Rum Yönetimi hesabına sismografik araştırmalar gerçekleştiren Norveçli PGS şirketinin haritalarının, Mısır MEB’indeki “Zohr” yatağı tipindeki jeolojik oluşumlardan oluşmakta olan ilgi çekici nokta ve hedeflerin, Yavuz’un bulunduğu noktanın oldukça güneyinde ve Türkiye tarafından 7’inci parselde talep edilmekte olan alanın dışında bulunduğunu da iddialarına ekledi.
Politis gazetesi ise “Yavuz 7’inci Parselde… Biz de İzliyoruz- MEB’deki Lisanslı Parselde İlk Türk Sondajı” başlıklarıyla manşete taşıdığı haberinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yeni müzakereler için yollar aradığı bir aşamada, meydan okumaların tırmandığını iddia etti.
Yavuz sondaj gemisinin, 7’inci parseldeki “Güzelyurt 1” hedefine gitmek için dün akşama kadar Baf kıyılarına paralel seyrettiğini ve akşam 20.20 sıralarında bu hedef üzerinde sabitleme prosedürlerine başladığını iddia eden gazete, Navtex aracılığıyla belirlenen koordinatların 7’inci parselin kuzey bölümündeki bir noktayla ilgili olduğunu ve bunun Türklerin, Türk kıta sahanlığının bir parçası olarak talep ettikleri alanın içerisinde yer aldığını ileri sürdü.
Gazete Total ve Eni şirketlerinin bahse konu parselde 2020 yılında yapması planlanan sondajın ise, Yavuz’un olduğu yerin oldukça güneyinde olduğunu da belirtti.
Gazete, Rum hükümetinden kaynakların dün “bu kez sondaj programının önlenmesinin söz konusu olmadığını belirttiklerini” de iletti.
Haravgi gazetesi ise habere “Yavuz 7’inci Parselde” başlığıyla yer verdi.