Maraş konusunda ezber bozuldu

34
reklam alani

Views: 0

Başbakan Ersin Tatar, Doğu Akdeniz’deki son gelişmelerin büyük önem arz ettiğini vurguladı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sondaj faaliyetlerinin uluslararası hukuk temelinde sürdürdüğünü söyledi.

Maraş konusunda devam eden ezberi bozduklarını vurgulayan Tatar, Maraş’ın en iddialı mülk sahibinin Vakıflar İdaresi olduğunu kaydetti.

Türkiye Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü kabulü sırasında açıklamalarda bulunan Başbakan Ersin Tatar, Kıbrıs Türkü’nün 1974 yılından bugüne kendi devleti çatısı altında ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmeler sağladığını belirtti. Tatar, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin yoğunlaşmasıyla iki ülke arasındaki münasebetlerin daha da kökleştiğini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti ile önemli alanlarda işbirliği yapılması veya sıkıntıların aşılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini dile getiren Tatar, bu tür temaslarla yapılan bilgi alışverişinin mutlaka yararı olduğunu belirtti.

Adalet Bakanlığı’nın engin tecrübelerinden faydalanmanın önemine vurgu yapan Tatar, paylaşılması gereken bazı bilgiler olabileceğini ve bunların teknik uzmanlar ve bürokratlar tarafından değerlendirilerek, ilişkilerin daha uyumlu ileriye götürülmesi çalışması içerisinde olmanın kendilerine mutluluk verdiğini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin son yıllardaki atılımlarının yanı sıra uluslararası ilişkilerinin kendilerini gururlandırdığını dile getiren Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünkü Rusya ziyaretini yakından takip ettiklerini ve çok önemli gelişmeler olduğunu da gördüklerini belirtti.

“SONDAJ FAALİYETLERİ, ULUSLARARASI HUKUK TEMELİNDE SÜRDÜRÜLÜYOR”

Doğu Akdeniz’deki son gelişmelerin her geçen gün daha büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Tatar, uluslararası görüşmeler bağlamında bir takım meselelerin gündeme geldiğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin sondaj faaliyetlerinin uluslararası hukuk temelinde sürdürülmekte olduğunu ve KKTC’nin de bütün bu çalışmalar içerisinde rolü olduğunu vurguladı.

Kıbrıs’ta iki eşit halkın olduğunu ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmasında bütün bunların yer aldığını kaydeden Tatar, uluslararası hukuk temelinde Kıbrıs Türklerinin haklarını kimsenin göz ardı edemeyeceğini dile getirdi. Tatar, KKTC’nin Türkiye ile yaptığı anlaşmaların, ruhsatlandırma faaliyetlerinin, bölgedeki sondaj faaliyetlerinin ve diğer çalışmaların hukuk temelinde olduğunu kaydetti.

Uluslararası hukuk temelinde Kıbrıslı Türklerin kendi hakları olduğuna vurgu yapan Tatar, “Bizi her türlü destekleyen ve bugünlere gelmemizde büyük fedakârlıkları bulunan Türkiye Cumhuriyeti ile her türlü ilişki içerisinde olacağız. Gerek doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleriyle, gerek bundan sonra yapılacak anlaşmalarla ilişkilerimizi daha da yoğunlaştırmaktan mutluyum. Hem Kıbrıs Türk halkının, hem da Türkiye Cumhuriyeti’nin hak, çıkar ve menfaatlerini hep birlikte koruyarak, uluslararası hukuk temelinde bütün bu çalışmaları yürütmekten mutluluk duyarım” şeklinde konuştu.

“MARAŞ KONUSUNDA EZBER BOZULDU”

Maraş konusuna da değinen Tatar, hükümetin Maraş konusundaki açılımıyla ezber bozduğunu söyledi.

Maraş’ın Gazimağusa’nın bir uzantısı olduğunu, KKTC sınırları içerisinde yer aldığını ve GKK tarafından korunmakta olduğunu kaydeden Tatar, “Eskiden alınmış birtakım Birleşmiş Milletler kararları olabilir ama uluslararası hukuk temelinde ve 45 yılda sonra bir anlaşma umudu olmadığı açısından bakıldığında, Maraş’ın kapalı kalmasında hiçbir hayır yoktur” şeklinde konuştu.

“EN İDDİALI MÜLK SAHİBİ VAKIFLAR İDARESİ’DİR”

Maraş’ta mülk sahipleri olduğunu ve en iddialı mülk sahibinin Vakıflar İdaresi olduğunu dile getiren Tatar, şöyle devam etti:

“Bütün belgeler, bütün arşivler hepsi taranmıştır. Hem buradaki, hem de Türkiye’deki arşivler 1571 yılına kadar taranmıştır. Bunlar bize sunulmuştur. Çok iddialı haklar sözkonusu. Bütün bunlar belgelendi. Bu saatten sonra bizim düşüncemiz buranın bizim yönetimimizde açılmasıdır. Vakıflar İdaresi de dahil olmak üzere, eski hak sahiplerinin Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmaları, uluslararası hukuk temelinde hak arayışına girmesi, mülklerin iade edilmesi ve oranın kazandırılması gerekir”

Maraş’ın bir günde değil de, parça parça açılmasıyla KKTC’nin daha da güçleneceğini ve bölgenin turizm ve ekonomiye katkısının daha da artacağını kaydeden Tatar, Maraş’ın açılmasını Doğu Akdeniz’de proaktif siyasetin gereği bir adım olacağını kaydetti.

Rum tarafının kendilerine hiç sormadan ve hiç hak tanımadan bütün şirketler ve ülkelerle tek taraflı anlaşmalar yaptığını kaydeden Tatar, kendilerinin buna seyirci kalma durumunda olmadıklarını söyledi. Tatar, Türkiye Cumhuriyeti ile istişare yaparak gerekli adımların atılabileceğini vurguladı.

GÜL

Türkiye Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de, özellikle adli işbirliği konusunda diyalog ve işbirliğini daha geliştirmek amacıyla KKTC’de temaslar yapılacağını kaydetti.

 

Gül, güçlü bir Türkiye’nin güçlü bir KKTC anlamına geldiğini vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahada da, masada da daha güçlü şekilde yerini aldığını kaydetti.

 

Özellikle Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları korumakta olduklarını dile getiren Gül, bunun egemenlik haklarından kaynaklandığını belirtti. Gül, uluslararası hukukun herkesi bağlamakta olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti’nin de sondaj çalışmalarını hukuk çerçevesinde yerine getirmekte olduğunu vurguladı.

 

“SİSMİK ARAMA VE SONDAJ ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİLECEK”

 

Fatih, Yavuz, Barbaros Hayrettin ve Oruç Reis ile birlikte sismik arama ve sondaj çalışmalarının devam edeceğini vurgulayan Gül, “Bu egemen bir devletin hakkıdır. Uluslararası hukuktan kaynaklanan bir hakkıdır. Bu konudaki çalışmalar elbette sürecektir” dedi.

 

MARAŞ KONUSUNDAKİ KARARI DESTEKLİYORUZ

 

Maraş konusunda KKTC hükümetinin almış olduğu kararın çok yerinde olduğunu ve kendilerinin de bu kararı desteklediğini dile getiren Gül, Maraş’ın KKTC toprağı olduğunu ve bu konuda her türlü uluslararası hakların korunmasına yönelik ve Kıbrıs Türk halkının lehine olan her türlü girişimin de yanında olduklarını kaydetti.

 

Uluslararası hukukun tüm imkanlarının sağlanması ve bundan istifade edilmesinin elbette Kıbrıs Türk halkının en doğal hakkı olduğunu söyleyen Gül, Türkiye olarak desteklerinin süreceklerini vurguladı.

Paylaş