Views: 0
Başbakanı Ersin Tatar, “45 yılın sonunda bakıyoruz ki KKTC, Türkiye’nin güvenliği için de fevkalade önemli bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Tarih bunu asla silemez. Onun için buradan Kıbrıs’a gelip mesaj veren Yunanistan’ın Başbakanına sesleniyorum. Türk ulusu arkamızdadır. İstediğiniz kadar konuşun.” dedi.
Tatar, Kuzey Kıbrıs Turizm İşbirliği Toplantısı ve Resepsiyonundaki konuşmasında, İstanbul medyasında 10 yıl kadar görev aldığını hatırlatarak, KKTC’nin Başbakanı olarak İstanbul’da olmaktan son derece mutlu olduğunu söyledi.
KKTC’nin büyük bir gelişme içerisinde olduğuna vurgu yapan Tatar, “Burada bu mesajı veriyorum. 45 yılda KKTC’de birçok sektör oluştu. Sıkıntılarımız olabilir, Türkiye’nin de Kıbrıs’tan dolayı sıkıntıları olabilir. Ama 20 Temmuz’un 45. yılında da ifade ettim. Çok zahmetli ve sıkıntılı günler geçirdik. Hep birlikte çalıştık. Çünkü biz Türkiye’ye güvendik, Türkiye de bize güvendi. Nihayetinde 45 yıl sonra Akdeniz’de bir devlet. Doğu Akdeniz’de ulusumuzun Türk milletinin geleceği bakımından çok önemli bir pozisyon yakaladık.” diye konuştu.
Tatar, Akdeniz’deki gelişmelere dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ecevit’in ve Erbakan’ın mekanı cennet olsun. Talimatı verdiler ve Mehmetçik Ada’ya geldi. Kıbrıs’a barışı getirdi. Kıbrıs’taki soydaşlarının mal ve can güvenliğini korumak için geldiler. 45 yılın sonunda bakıyoruz ki KKTC, Türkiye’nin güvenliği için de fevkalade önemli bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Tarih bunu asla silemez. Onun için buradan Kıbrıs’a gelip mesaj veren Yunanistan’ın Başbakanına sesleniyorum. Türk ulusu arkamızdadır. İstediğiniz kadar konuşun. Kıbrıs’ta iki halk var. Türk halkının uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kimse alamaz. KKTC’nin başbakanı olarak söylüyorum.”
Osmanlı’nın Kıbrıs fethinde 70 bin şehit verdiğini belirten Tatar, tarih boyunca Ada’da Türk varlığının karşılaştığı sıkıntıları anlattı. Tatar, Türkiye’nin ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’de son derece güçlü bir pozisyon yakaladığını ifade ederek, “Çok zahmetler çektik. Ekonomik yapıyı daha da güçlendirmek zorundayız. Anadolu’dan getirilen suyun verdiği nimetle tarımda yakalanan başarıyla KKTC devleti kendi insanına refah ve esenlik vermeye devam edecektir. Rekabet var. Komşularla mukayeseler var. Halkımızın esenliğini ve refahını artırmak için daha fazla üretmemiz lazım. Yine bu noktada ana vatandan çok şeyler bekliyoruz. Daha fazla turist ve öğrenci bekliyoruz.” dedi.
KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel de turizmi daha önceki hükümetlerdeki çalışmalarla daha üst noktalara taşıdıklarını belirterek, “Bugün turizmin 2019’da büyük bir düşüş yaşadığını gözledik. Turizmde en çok pay aldığımız ülke ana vatanımız Türkiye’dir. Üçüncü ülkelerden aldığımız pay yüzde 20’ler civarında. Bugün gelinen noktada sorgulamak istediğim şudur. Neden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet değil de üçüncü ülkeler? Biz yavru vatan, ana vatanımız Türkiye. 1974 Barış Harekatından sonra ülkemize huzur, mutluluk ve barış geldi.” diye konuştu.
KKTC’nin ambargo ve izolasyonlarla dünyadan soyutlandığını aktaran Üstel, şöyle devam etti:
“Bir tek nefes borumuz ana vatan Türkiye. Dolayısıyla Türkiye’den turizmde bir gerileme olduğunda bunun nedenini düşünüyoruz. Hükümetimizin turizme verdiği önem ortadadır. Ulusal Birlik Partisi hükümetinin turizme önem verdiğinin göstergesi bugün burada olmamızdır. Bugün yapılan bu etkinlik çok önemli. Resepsiyondan önce tur operatörleriyle yaklaşık 2 saat toplantı yaptık. Bütün konuları irdeledik.”
Üstel, KKTC turizminin kan kaybının nedenlerine değinerek, bunun en önemli sebebinin ulaşımda yaşanan sıkıntılar olduğunu söyledi. KKTC’nin tanınmamasının uçak seferlerinde sıkıntılara yol açtığını ifade eden Üstel, tespit edilen diğer nedenleri de değerlendirdiklerini anlattı.
Üstel, Ankara’da da temaslarda bulunduklarını anımsatarak dün de THY yetkilileriyle bir araya geldiklerini belirtti. THY’nin KKTC’ye daha çok sefer düzenlemesinin önemine işaret eden Üstel, “Seferlerin yanında da yeni destinasyonların açılmasını talep ettik. Her ilden KKTC’ye seferlerin yapılmasını istedik. Bu noktada AnadoluJet’in daha çok sefer yapması için ilgililerle temasa geçildi. Her destinasyondaki seferlerin artırılacağının müjdesi verildi. Bunların yanında bütün medeniyetlerin birleştiği Hatay var. Turizm açısından önemli bir belde. THY’nin ve AnadoluJet’in Ercan’dan seferleri yoktu. Onu talep ettik. Üst yöneticiler bizi kırmadılar. Bunları göz önünde bulundurarak turizmde kan kaybının önlenmesi için siyasi iradeyi de ortaya koyacağız.” dedi.
İstanbul Kültür Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz ise Kıbrıs’ın Türkiye’de yaşayanlar için çok önemli olduğunu anlatarak, “Kıbrıs bizim için sadece bir güvenlik adası değil, sadece turizm, kültür ve sanat değil. Kıbrıs bizim için bizden bir parçadır. Kıbrıs’a yönelik her Türk vatandaşının her Müslümanın yapacağı her keşif gezisi şahsi, toplum ve millet hayatımıza yapılan bir gezi olacaktır. Çocuklarımızla ailemizle dostlarımızla Kıbrıs’a gitmek, tanımak ve anlamak bir vatandaşlık görevidir.” ifadelerini kullandı.
“Kapalı Maraş’ın Türk yönetiminde yerleşime açılması gerekiyor”
KKTC’nin Gazimağusa şehrine bağlı olan hem yerleşime hem de iskana kapalı bulunan Maraş’a ilişkin Tatar, “Oranın 45 yıl kapalı kalması yeter. Tazminat meseleleri de var. Yapılan çalışmalarda oranın Osmanlı malı olduğu, İngiliz döneminde yapılan yanlışlıklara mallarımızın talan edildiği ortada. Oranın Türk yönetiminde yerleşime açılması gerekiyor. Taşınmaz Mal Komisyonu diye bir kurum var KKTC’de. Avrupa’nın da tanıdığı. Oraya başvuracaklar. Eski sakinleri Rumlar ve İngilizler de olabilir. Amerikalılar da olabilir.” diye konuştu.
Maraş’ı parça parça yerleşime açmak istediklerini yineleyen Tatar, Magosa’ya gidildiğinde yüksek bir bina üzerinden bakıldığında buranın Magosa’nın devamı olduğunun anlaşılacağını söyledi.
Tatar, bu sayede sahilin KKTC ekonomisine kazandırılacağını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kapalı olduğu için tazminat meseleleri de var. Bundan da kurtulmuş olacağız. Hükumetimiz şu anda çalışmalar yapıyor. Envanter çalışmaları var. Bilahare bundan sonraki adım böyle olacak. Bir yerin 45 yıl kadar kapalı kalması doğal değil. Orası KKTC sınırları içerisindedir. Güvenlik kuvvetlerimizin koruması altındadır. Orası belli ki zamanında çok önemli bir turizm bölgesiydi. Orada İngiliz Kraliyet ailesine ait bir otel gördük. Oralarda belli ki güzel günler geçirmişler. Yazık. İnsanlığa yazık. Açılması gerekiyor.”
Doğu Akdeniz’de yaşanan gerileme de değinen Tatar, burada Türkiye’nin çok önemli adımlar attığını söyledi. Doğu Akdeniz’deki zenginliklerde Kıbrıs Türklerinin de payı olduğunu yineleyen Tatar, “Türkiye’nin de hakları var. Bu anlaşmalarla Türkiye’nin gemileri geldi. Bütün bunların çalışmaları fevkalade yerindedir. Tek başına bu kazıları yapamazsın. Tek taraflı yapacaksanız Türkiye de yapacak.” dedi.
Tatar, Türkiye’nin güçlü olmasının KKTC’ye moral verdiğini anlatarak, dayanışmanın önemine işaret etti. Gelecek nesillerin hak ve çıkarları adına da bu çalışmaları yaptıklarını kaydeden Tatar, AB’nin de bu konuya taraf olduğunu aktardı.
AB’nin de Rumların bu tek taraflı çalışmalarının farkında olduğunu belirten Tatar, Kıbrıs’ta her konuda ortaklıkla bir çözüme varılabileceğini vurguladı.