Views: 0
Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı’nın verilerine göre, dünya genelinde savaş, çatışma, şiddet ve yoksulluk nedeniyle evlerini terk ederek başka yerlere kaçan insan sayısı gün geçtikçe artıyor.
Göçmen, sığınmacı ya da mülteci..
Kimileri tüm riskleri göze alarak gelişmiş ülkelere ulaşmak isterken denizlerde ölüm-kalım mücadelesi veriyor, kimileri de yasa dışı yollardan kaçmaya çalışırken insan tacirlerinin ya da organ mafyalarının elinde bilinmeze gidiyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) 20 Haziran Dünya Mülteci Günü öncesi yayımladığı rapor, hazin tabloyu gözler önüne seriyor.
Resmi verilere göre, 2018 sonu itibarıyla ülkelerindeki savaşlar, insan hakları ihlalleri, çatışmalar, iç karışıklıklar ve zorlu yaşam şartlarından kaçan insan sayısı dünya genelinde 71 milyona ulaştı.
Rapora göre, dünyada her gün 37 bin kişi evini terk etmek zorunda kalıyor.
Göçmen ve mültecilerin yarısını çocuklar oluşturuyor
Son 20 yıl içinde küresel çapta yerlerinden edilen insan sayısı ikiye katlandı.
BMMYK’nin raporuna göre, 2018’de evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısı bir önceki yıla göre 2,3 milyon kişi artarken, dünya genelinde mülteci konumuna düşen ve sığınma arayan kişilerin sayısı rekor kırarak 70,8 milyona ulaştı.
Bu rakamın yarısını ise çocuklar oluşturuyor.
Mülteciler içinde durumu en zor olanlar şüphesiz çocuklar.
Güvenli bölgelere kaçmak isterken eğitimsiz bir geleceğe de adım atan çocuklar, zorlu kaçış yollarında aileleriyle birlikte hayatta kalma mücadelesi veriyor.
BM’nin raporladığı 25,9 milyon mültecinin yüzde 50’den fazlasını 18 yaş altı çocuklar oluşturuyor.
Bu, son 70 yıl içinde kaydedilen en yüksek rakam.
Öte yandan, geçen yıl çoğunluğu Afgan ve Suriyeli olmak üzere ailelerinden ayrı ya da refakatsiz 111 bin çocuk, 70 farklı ülkede sığınma başvurusunda bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ise, ilkokul çağındaki mülteci çocukların en az yarısının eğitimden mahrum olduğunu belirtiyor.
HRW’ye göre, dünya genelinde ülke içinde yer değiştiren insanların (IDP) yüzde 70’lik kesimini kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor.
Yerinden edilenler üç ana gruba ayrılıyor
BM’nin Küresel Eğilimler Raporu’nda, zorla yerlerinden edilen 70,8 milyonun içinde üç ana grup yer alıyor.
Bunlardan ilkini çatışma, savaş veya baskı nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan mülteciler oluşturuyor.
Geçen yıl dünyada mülteci sayısı bir yıl öncekine göre 500 bin artarak 25,9 milyona çıktı.
İkinci grubu ise mülteci başvurularının sonucunu bekleyen ve uluslararası koruma altında olan 3,5 milyon sığınmacı, üçüncü ve en büyük grubu da ülke içinde yerinden edilen ve kendi ülkelerinde başka yerlere göç eden 41,3 milyon kişi oluşturuyor.
Suriyeliler yine listenin başında
Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Myanmar ve Somali dünyanın en fazla mülteci veren beş ülkesi konumunda bulunuyor.
Suriye, 6,7 milyon kişiyle sivillerin en fazla yerinden edildiği ülke olarak ön plana çıkıyor.
Bu ülkeyi 2,7 milyon ile Afganistan takip ediyor.
Raporda özellikle, 5,6 milyon kayıtlı mülteci sayısıyla dünyanın en büyük mülteci krizinin kaynağının Suriye olduğu vurgulanıyor.
Bu rakamın 2,5 milyonunu Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır gibi ülkelerdeki Suriyeli çocuklar oluşturuyor.
Türkiye, yerinden edilen Suriyelilerin yarısından fazlasına ev sahipliği yapan ülke olarak ön plana çıkıyor.
Raporda ayrıca, Türkiye’de 615 bin resmi, 60 bin gayriresmi olmak üzere toplam 675 bin Suriyelinin eğitim kurumlarında kayıtlı olduğu bilgisine yer veriliyor.
Yükü gelişmekte olan ülkeler çekiyor
Raporda, zorla yerinden edilen milyonlarca insanın ağır yükünü Batılı zengin ülkeler yerine düşük ve orta gelirli gelişmekte olan ülkelerin çekiyor olması da dikkati çeken bir husus olarak öne çıkıyor.
Yüksek gelirli ülkeler bin kişi başına ortalama 2,7, orta ve düşük gelirli ülkeler ise 5,8 mülteci barındırıyor. En yoksul ülkeler, dünyadaki tüm mültecilerin üçte birine ev sahipliği yapıyor.
Grandi’den zengin ülkelere tepki
Bu arada BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi’nde düzenlediği basın toplantısında, Batılı ülkeleri popülist politikalardan vazgeçmeye ve göçmen ve mülteciler konusunda polemik yapmaktan kaçınmaya davet etti.
Dünyada savaştan kaçan mültecilerin büyük çoğunluğunun komşu ülkelere sığındığının altını çizen Grandi, Avrupa, ABD ve Avustralya gibi varlıklı kıtalarda acil mülteci krizinin olmadığını vurguladı.
Grandi, “Maalesef bu, çoğunlukla yoksul veya orta gelirli ülkelerde oldukları anlamına geliyor. Bu krizin nerede olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla odaklanmamız gereken husus bu.” diye konuştu.
Dünyadaki mültecilerin kendi ülkelerindeki güvensizlik ve tehlikelerden dolayı kaçmak zorunda kaldığına işaret eden Grandi, ABD Başkanı Donald Trump başta olmak üzere bazı dünya liderlerinin göçmen ve mültecileri iş ve güvenlik tehdidi olarak göstermelerini “zarar verici” olarak nitelendirdi.
Grandi, küresel göçmen ve mülteci eğiliminin yanlış istikamette ilerlediği uyarısında bulunarak, “Eski rakamlara yenisini ekleyen, mülteci üreten yeni çatışmalar, yeni ortaya çıkan durumlar var. Eski çatışmalar da bir çözüme ulaştırılamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.