Yılmaz Bora, Yeniden TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanlığına Seçildi.

53
reklam alani

Views: 0

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Kurulu bugün Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirildi. Genel Başkanlığına yeniden Yılmaz Bora seçildi.

Dernekten yapılan yazılı açıklamada, Divan Başkanlığında Mustafa Arıkan Başkan ve Sekreter olarak Muammer Güneş ve Mustafa Altun’un görev aldığı kaydedildi.

Genel Kurul’da yönetim kadrosu ise şöyle belirlendi:

“Genel Başkan Yılmaz Bora; YK Üyeleri ise: Celal Bayar; Çetin Serez; Erdoğan Balcılar; Yılmaz Hakverdi;  Ertan Alp; Reşat Sertuğ; Soner Çuvalcıoğlu;  Derviş Coşkuner; Erden Özada; Mehmet Odabaşı; Mehmet Aldemir; Hüdaverdi Durusoy; Taner Çuvalcıoğlu; Veli Koreli; Yaşar Tevfikler; Erdoğan Şekeroğlu; Hasan Bendaşan; Işılay Arkan; Ersegün Uysal

Onur Kurulu: Tuncay Apakgün, Ünal Bektaşi, Metin Aybars, Orhan Aydeniz, Soner Sönmez

Denetleme Kurulu: İsmet Evcil, Mustafa Balcıoğlu, Özel Kasapoğlu, Mehmet Güçlü,
Cemal Sezener”

Genel Kurulda Faaliyet Raporu ve Mali Raporu okunup aklandıktan sonra,  Yeni Yönetim tanıtıldı ve yeni yönetim Genel Kurul tarafından onaylandı.

Genel Kurulda bir karar tasarısı da okundu ve onaylandı.

KARAR TASARISI

Genel Kurul’da alınan karar tasarısında, Kıbrıs’ta Federal Çözümün gerçekçi kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm planı olmadığının net olarak anlaşıldığı kaydedilerek, AKEL adayı Kızılyürek ve diğer Yasemin Hareketi adı altında AB seçimlerine katılan adayların hiçbir zaman Kıbrıs Türklerini temsil edilemeyeceği belirtildi.

BORA

Genel Başkan Yılmaz Bora konuşmasında, 50 yıllık mücadele esnasında çok zor ve tehlikeli süreçler yaşandığını dile getirerek, BM barış gücü ile Avrupa Birliği’nin ne olduklarını da yaşayarak öğrendiklerini kaydetti.

Kıbrıs Türk halkının 135 yıldır sürdürdüğü özgürlük egemenlik istiklal ve varoluş mücadelesinin en önemli sonucunun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olduğunu belirten Bora, sözlerine şöyle devam etti:

“Çocuklarımıza torunlarımıza kısacası geleceğe bırakacağımız en değerli mirasımızdır. Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti var olmazsa Kıbrıs Türk halkı da var olmaz. İşte bu nedenledir ki tüm dünya KKTC’nin tasfiyesini sağlamak için her yola başvurmaktadır.

Kıbrıs Türk halkı olarak bize biçilen kefeni giymekten başka çaremiz kalmadığını kabul etmek yerine, somut gerekçeleri ve örnekleri kanıt olarak göstermemiz ve federasyonun isabetli kalıcı çözüm şekli olamayacağını aksine adadaki ve dünya barışı için de tehlikeli olacağını anlatmamız gerekir.

Unutulmamalıdır ki bugünkü yapının yaratıcısı ve kalıcılığını yaratan Rum ile yunanın ortak değişmeyen Enosis amaçlı çalışmalarıdır. Aradan 45 yıl geçti ve bunca acı ve ıstıraplardan sonra Kıbrıs Türk halkı varlığının yegane teminatı olan bağımsız KKTC’den ve onu tanıyan koruyan Anavatanımı Türkiye’den hiçbir suret ve şart altında vazgeçemez ve vazgeçmeyecektir.

Zira bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ya istiklal ya ölüm parolasının yankılanan gür sesinden ve Türk Kurtuluş Savaşı’ndan aldığımız güç ve ilhamla bağımsızlığımızı kazandık”

Paylaş