Views: 0
Hayvan haklarını savunan siyasilerin Avrupa Parlamentosundaki (AP) sandalye sayılarını önümüzdeki seçimlerde üçe katlaması bekleniyor.
Son kamuoyu araştırmaları da bu yönde bir beklentiye işaret ediyor.
AP’de mevcut durumda Hayvan Partisi’ni sadece Hollandalı milletvekili Anja Hazekamp temsil ediyor. Hayvanları Koruma Partisi’nden Alman vekil Stefan Eck 2014 yılında istifa etmişti.
İspanyol aktivistler önümüzdeki mayıs ayında yapılacak AP seçimlerinde ilk kez hayvan hakları savunucusu 11 siyasi partinin meclise girmek için yarışacağını duyurdu.
Hedefleri ise Brüksel ve Strazburg’da en az 7 koltuk elde edip hayvan hakları için daha aktif bir politika yürütmek.
İspanya hayvan hakları savunucusu PACMA partisinin lideri Silvia Barquero, hayvan haklarının siyasi bir mesele olduğunu kimse inkar edemez diyor: “Toplumun duyarlılığı arttı. Biz de hayvanların korunması ile ilgili düzenlemelerin hayata geçirildiği Avrupalı kurumlara bu meseleyi taşımak istiyoruz. Bizim hareketimiz hem insanları hem hayvanları korumaya yönelik.”
“Avrupa Birliği hayvan hakları konusunda tutarlı tavır sergilemiyor”
Aynı çizgideki Avrupalı partiler ortak bir manifesto yayınlayarak seçim kampanyalarını “AB’de Hayvan Politikaları: Oyunuzu alabilir miyiz lütfen?” başlığı altında duyurmaya çalışıyor.
AP üyesi Anja Hazekamp, “Giderek daha fazla ülkede hayvanlara siyasi açıdan söz hakkı veriliyor. Bu da hayvanlara nasıl muamele ettiğimize karşı gösterilen direnişin bir yansıması. Bizim uluslararası hareketimiz de insanları olduğu kadar hayvanları korumaya yönelik.” diyor.
Partilerin ortak manifestosunda hayvanlara ahlaki ve hukuki statü verilmesi, Avrupa Birliği içinde ve dışında hayvan taşımacılığına son verilmesi, hayvanlar üzerindeki deneylerin ve avın yasaklanması vurgulanıyor.
Hayvan hakları savunucuları ayrıca hayvanlara zarar veren tarım yöntemlerinin yasaklanması ile AB’deki tüm kürk imalathanelerinin kapatılmasını istiyor.
Manifestoda balıkçılığa da yer veriliyor.
“AB Komisyonu, bir yandan balıkların acıyı hissedebilen canlılar olduğunu kabul ederken diğer yandan balıkların korunması için tek bir somut adım atmıyor” diyen Hazekamp’a göre Avrupa Komisyonu balıkçılık söz konusu olduğunda tutarlı bir tavır sergilemiyor.
Hazekamp, “Komisyon çiftliklerde üretilen balıklarla doğal habitatlarındaki balıklar arasında ayrım yapıyor. Avrupa Birliği’nin balıkçılık sektörü için balıkların korunmasını gözardı etmesi kabul edilebilir değil.” diyor.