Türkiye – Rusya ilişkileri tüm boyutlarıyla ele alındı

29
reklam alani

Views: 0

Rusya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, şahsına ve heyetine gösterdiği sıcak ve samimi misafirperverliği için Putin’e teşekkür etti.

Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin Sekizinci Toplantısı’nı tamamladıklarını belirten Erdoğan, “Gerek ikili gerekse heyetler arası görüşmelerde iş birliğimizin çeşitli boyutlarını ele alma fırsatı oldu. İlişkilerimizi tüm alanlarda daha ileri seviyelere taşıma irademizi açıkça ortaya koyduk. Önümüzdeki dönemde bu hedef doğrultusunda atılabilecek adımları değerlendirdik. Yoğun temaslarımız ve samimi diyaloğumuz, ikili ilişkilerimize olumlu yönde etki ediyor. Ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 15’lik bir artışla 26 milyar dolara ulaştı. Bu bir başarı olsa da gerçek potansiyelimiz, bu rakamın çok daha üzerindedir. Belirlediğimiz hedef malumunuz olduğu gibi 100 milyar dolardır, bu hedefi yakalayacağız. Bugün bu hedefe ulaşmak için yapılması gerekenlerle bu minvalde, ticaretin önündeki engellerin kaldırılması üzerinde gerek bakan arkadaşlarımız gerekse bizler durma fırsatı yakaladık.” ifadelerini kullandı.

Putin ile Türk ve Rus iş dünyasıyla bir araya geldiklerini anımsatan Erdoğan, “Yatırım fırsatlarını ele aldık. Bu toplantımızın, iş çevrelerinin sorunlarının çözümlerine ve ticaret hacmimizin istediğimiz noktalara ulaşmasına vesile olacağına inanıyorum.” dedi.

Rusya’da yaklaşık bin 300 Türk girişimcinin bulunduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temelini geçtiğimiz yıl Sayın Putin ile attığımız Akkuyu Nükleer Santrali inşaatı hızlı şekilde devam ediyor. TürkAkım deniz bölümü tamamlandı, kara bölümü için de çalışmalar devam ediyor, bu yıl sonuna kadar onu da bitirmiş olacağız. Ülkelerimiz arasındaki beşeri ve kültürel ilişkilere de büyük önem atfediyoruz. Vatandaşlarımız arasındaki bağların güçlenmesi amacıyla 2019 yılını Rusya ile karşılıklı ‘Turizm ve Kültür Yılı’ ilan ettik. Etkinlikler, bu akşam Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından Bolşoy Tiyatrosunda sahnelenecek Troya Operası ile başlayacak. Yıl boyunca icra edilecek kültür sanat programlarıyla devam edecek.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’ye 2018’de 6 milyon Rus turistin geldiğini belirten Erdoğan, “Kültür ve Turizm Yılı etkinlikleriyle bu rekorun 2019’da kırılacağına inanıyorum. Vize serbestisi sağlanması hususunda gereken adımların süratle atılması gerekiyor, bu görüşmeleri de yaptık, öyle zannediyorum ki kısa bir süre içerisinde bu adımlar da atılmış olur. Bunu da değerli dostum sayın Putin ile ayrıntılı bir şekilde ele aldık.” dedi.

Görüşmelerinde, Suriye ve diğer bölgesel konulara ilişkin fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Suriye bağlamında, ABD’nin bölgeden çekilme kararını değerlendirdik. İdlib başta olmak üzere arazideki gelişmeleri gözden geçirdik ve siyasi süreçte gelinen noktayı görüştük. Suriye’de barış ve istikrarın tesisi yönünde önümüzdeki dönemde birlikte atabileceğimiz ilave adımları da istişare etti. Rusya ile müşterek anlayış temelinde milli güvenliğimize kasteden terör odaklarını Suriye’den söküp atmakta kararlıyız. İdlib’de gerginliği azaltma bölgesinde, yeni bir insani felaket yaşanmasının önüne geçmiştik. Bugünkü görüşmemizde, İdlib’deki istikrar ve sükunetin muhafazasına verdiğimiz önemin altını çizdik. Suriye’nin kuzeyinde ülkemizin güvenliği ile Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturacak bir yapıya göz yummayacağımızı ifade ettik. Bölgenin huzur ve istikrarı açısından DEAŞ nasıl büyük bir tehdit idiyse YPG, PKK da aynı mahiyette bir tehdittir. DEAŞ’ın tasfiyesiyle beraber benzeri örgütlerin, bu tehdidin de bertaraf edilmesi şart. Rusya ile Suriye itilafına ancak siyasi çözümle son verilebileceği konusunda hemfikiriz. Siyasi süreci ivme kazandırması için Birleşmiş Milletler ile iş birliği halinde muteber ve dengeli bir anayasa komitesinin en kısa sürede faaliyete geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı bu vesileyle tekrarladık. Rusya ile ilişkilerimizi karşılıklı saygı temelinde her geçen yıl daha da ileriye taşıyoruz. Yakaladığımız bu ivmenin sürdürülmesi için gerekli siyasi iradeye sahip olduğumuzu bugünkü konsey toplantımızla teyit etmiş olduk.”

Ticaretin milli paralarla yapılması konusu

İki ülke arasındaki ticaretin milli paralarla yapılması konusunun hangi aşamada olduğuna ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, “Türkiye-Rusya ilişkileri içerisinde yerli ve milli para konusu bizim bu görüşmelerimizin zaten en önemli maddesini oluşturuyor ve bu peyderpey artarak devam ediyor ama şu anda istenilen noktada dersek doğru olmaz, henüz istenilen noktada değil.” karşılığını verdi.

Türkiye ve Rusya arasındaki ticaret dengesinin Rusya lehine olduğunun hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun çok açık ve net ortada olduğunu söyledi.

Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının neredeyse yüzde 50’ye yakın bir kısmını Rusya Federasyonu’ndan karşıladığını anımsatan Erdoğan, ticaret hacminin bu denli Türkiye aleyhine olmasının buradan kaynaklandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaman içerisinde bu çok farklı bir şekilde gelişebilir ama şu anda eğer bu kadar iyimser bir şey söylemeye kalkarsak bunda da kendimizi aldatmış oluruz, böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü bizim Rusya Federasyonu’na sattığımız ürünler belli ama oradan da aldıklarımız belli. Şu anda biz iyi niyetle bu dayanışma içerisinde her şeyden önce gerek enerjiyle ilgili atılan adımlar, gerek savunma sanayine yönelik atılan adımlar bütün bunları şöyle masaya yatırdığımız zaman bütçe kalemleri içerisinde neyin ne olduğu ortada. Bunun için de kendimizi aldatmamıza gerek yok.” değerlendirmesinde bulundu.

Tüm meselenin buradaki kalemlerin taraflara ne kazandıracağı olduğunu ve buna bakılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, “Daha çok ihtiyacımızı nasıl karşılıyoruz biz ona bakacağız.” dedi.

Doğal gazın Türkiye için hayati olduğunu, 81 ilde ve 922 ilçenin yarısından fazlasında doğal gazın ulaştığını belirten Erdoğan, hedeflerinin ilçelerin tamamına doğal gazı ulaştırmak olduğunu vurguladı.

TürkAkım Projesi’nde denizden geçiş ve karaya ulaşmanın bittiğini hatırlatan Erdoğan, “Şimdi bir de kara olayı var ki bu da bize düşen önemli bir adım. İnşallah bunu da yıl sonuna kadar bitirmenin gayreti içerisinde olacağız.” diye konuştu.

Savunma sanayisinde Rusya Federasyonu ile iş birliğinin önem arz ettiğini aktaran Erdoğan, “Bu konuda da adımlarımızı attık, atıyoruz ve şu an itibarıyla bütün özlemimiz bir an önce yerli ve milli paraya da geçmektir.” ifadesini kullandı.

İdlib mutabakatı

İdlib mutabakatının yerine getirilemediğine ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’in Suriye’nin can damarlarından bir bölge olduğunu vurgulayarak, “Burası, herhangi bir boşalma halinde gelecekleri yer, diğerleri gibi Türkiye olacak. Bizim için hassas bir bölge… Bu hassasiyeti sebebiyle de burada Rusya Federasyonu’yla müşterek çalışmamız var. Özellikle de gerek oradaki koruma amaçlı yaptığımız çalışmalar var, gerekse burada da maalesef bazı terör örgütlerinin olması sebebiyle işimiz tabii kolay değil.” diye konuştu.

Türkiye’nin elinden geleni yaptığını belirten Erdoğan şöyle devam etti:

“Aynı şekilde Rusya Federasyonu elinden geleni yapıyor. Rejim de kendine göre bazı çalışmaları yürütüyor. Bütün bunlarla beraber biz, İdlib’de şu an itibarıyla atmamız gereken adımları attık, atmaya da devam edeceğiz. Çünkü geri dönmemiz mümkün değil. Onun için de bizim gerek Savunma Bakanlığımız, Rusya Federasyonu’nun Savunma Bakanlığı, burada alt gruplar karşılıklı olarak bu çalışmaları sürdürüyorlar, sürdürmeye de devam edeceğiz. Burada sadece İdlib yok, hala çözülememiş olan bir Münbiç de aynı şekilde söz konusu.

Münbiç ile ilgili burada yine bir çalışma söz konusu. Zira hazırlanmış olan veyahut da burada ilan edilmiş olan bir yol haritası vardı. Bu yol haritası 90 gün diye ilan edilmişken şimdi artık bu 9 ay oldu, belki daha da uzayıp gidecek. Böyle bir durum da söz konusu. Fakat benim şahsen şu ana kadar olan süreçte özellikle Rusya Federasyonu ve Türkiye’nin kendi arasındaki dayanışmasıdır. Bu çok çok önemli… Her şeyden önce oradaki bir terör koridorunun aşılmış, yıkılmış olması, çok çok önemlidir. Bunun da ötesinde Suriye’nin toprak bütünlüğü önem arz etmektedir. Bu toprak bütünlüğünü tesis etmek için bu dayanışmanın sürdürülmesi gerekmektedir.”

Fırat’ın doğusunun bu tehdidi taşıdığına işaret eden Erdoğan, burada da en önemli adımın Astana Süreci olduğunu söyledi.

Türkiye, Rusya ve İran’ın dayanışmasının devam ettiğini kaydeden Erdoğan, “Bu sürecin içerisinde Ürdün baştan itibaren vardı. Buna diğer bazı ülkelerin de katılabileceği istikametinde aramızda bugün görüşmeleri de yaptık.” bilgisini verdi.

“Halk kendi topraklarına yeniden dönebilsin istiyoruz”

Cenevre’yi dışlama gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getiren Erdoğan, “Bu adımları atmak suretiyle bir an önce neticeye varalım ve burada da halk kendi topraklarına yeniden dönebilsin istiyoruz. Nitekim buradaki kararlılıkla 300 bini aşkın insan topraklarına dönebildi. Eğer daha kararlı olursak, bu rakam çok daha ileri seviyelere gelebilir. Zira şu anda 3 milyon 600 bin insan bizim topraklarımızda, bunların hala bakımı, eğitimi, sağlığı her şeyi bizim tarafımızdan karşılanıyor. Ama bu adımlar gerçekleşirse bizler de bir an önce bunların kendi topraklarına gitmesini sağlamış oluruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir basın mensubunun “İki ülke hem terörle mücadelede hem de Suriye’deki siyasi geçiş sürecinde ne tür adımları atmayı planlıyor?” sorusuna şöyle cevap verdi:

“Şu anda bu attığımız adımlar içerisinde İdlib ile ilgili sürece baktığımızda buradaki kararlığımız aslında netice vermiyor dersek, yanlış olur. Belli neticeleri burada aldık alıyoruz. Birkaç ay önce İdlib’de durum çok çok farklıydı, herkes artık buradan taşınmaya başlamıştı. Şimdi tam aksine herkes İdlib’e geri dönmeye başladı. Ama bu, bizi memnun ediyor mu, hayır. Zira yine içerideki sıkıntılar kısmen de olsa devam ediyor. Ama oralar da bir Cerablus, El Bab haline gelebilir. Orada nasıl şimdi sükunet hakimse, orada da aynısı olabilir. Hatta Afrin nasıl şu anda sükun bulduysa, daha sakin bir hale geldiyse, artık herkes evlerine, okuluna dönmüşse, gençler artık kendi aralarında futbol maçlarını oynar hale gelmişse, biz istiyoruz ki bir an önce İdlib’de de bu duruma kavuşalım, ulaşalım. Bunun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz ama bunların tamamiyle terörden arındırılmış olması lazım.”

“YPG bizim için çok açık, net bir terör örgütüdür”

Terörün hangi cenahtan gelirse gelsin terör olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bunlara karşı da tavrımızı çok açık net bugüne kadar koyduk, koymaya da devam edeceğiz. Bu kararlığımız devam ediyor.” şeklinde konuştu.

Asıl amaçlarının Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak olduğunu belirten Erdoğan, “YPG’nin Tel Rıfat’ta oluşturmaya çalıştığı terör eylemlerine biz fırsat vermeyeceğimizi hep söyledik. YPG bizim için çok açık, net bir terör örgütüdür. Her zaman bunu söylüyoruz. Bu terör örgütüyle biz Afrin’de de mücadele ettik. Aynı şekilde buralarda da bu mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.

YPG’nin, PKK’nın yan kolu olduğuna işaret eden Erdoğan, “Bunu, biz gayet iyi biliyoruz. Bütün belgeleriyle, her şeyiyle elimizde bunlar zaten mevcut. Bunu böyle bildiğimiz halde, biz YPG’yi terör örgütü değildir, diye bakamayız. Böyle bir şey söz konusu değil. Üzerine üzerine de bunların gidiyoruz, gideceğiz. Yakaladıklarımız, yakalamakta olduklarımız, hepsini biliyoruz. Afrin’deki vermiş olduğumuz o mücadelede, YPG’nin bütün hücrelerine varıncaya kadar, her şeyi zaten kayıtlarıyla çıkardık. Bunlar elimizde, bunları da gayet iyi biliyoruz. Tel Rıfat, bunlardan müstağni değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bir şeyin akdini yapmışsak, sözleşmesini yapmışsak bu iş bitmiştir”

Türkiye ve Rusya’nın “Egemenliği kayıtsız şartsız milletine ait iki ülke” olduğunu ve egemenlik hakları üzerinde birilerinin tasarrufta bulunmasına asla fırsat veremeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“O zaman millet olamayız, o zaman devlet olamayız. Bizim bağımsız bir devlet olmamızın, bir bağımsız millet olmamızın altında bu yatmaktadır dolayısıyla da attığımız adımlarda, aldığımız kararlarda bu incelik vardır. Üçüncü taraflar atacakları adımları herhalde bize sorarak atmıyorlar. Biz de dolayısıyla atacağımız adımları önce kendi içimizde değerlendirmelerini yaparız, istişarelerimizi yaparız ondan sonra da adımlarımızı atarız. Bu, enerjide böyledir, bu, savunma sanayinde böyledir, bu, ülkenin kendine ait savunma ihtiyaçlarını giderirken atacağı adımlarda da böyledir.

Biz şu ana kadar özellikle gerek Rusya Federasyonu’yla attığımız adımlarda bu hassasiyetlere, bu inceliklere bakarak bu adımlarımızı atıyoruz ve bundan sonra da bu şekilde atacağız. Biz S-400 konusunda yol haritamızı zaten belirlemişiz, çizmişiz, adımlarımızı atmışız, her şey bitmiş ve bizden kalkıp da bundan sonra ‘gel buradan vazgeç’ gibi temennilerde bulunanlar veyahut da böyle bize bazı tavsiyelerde bulunanlar demek ki bizi de tanımıyor olacaklar. Bu konuyla ilgili olarak bir şeyin akdini yapmışsak, sözleşmesini yapmışsak bu iş bitmiştir, ona göre biz yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bu da bizim egemenlik hakkımızdır, bu bizim tasarrufumuzdur, bundan kimse bizden vazgeçmemizi isteyemez.”

3 anlaşma imzalandı

Ortak basın toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in huzurunda anlaşmaların imza töreni gerçekleştirildi.

Buna göre, “Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ ve RDIF Management Company Arasında Ön Protokol”e Türkiye Varlık Fonu Müdürü Zafer Sönmez ile Rusya Federasyonu Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriev imza attı.

“Türk Patent ve Marka Kurumu ile Rusya Federasyonu Federal Fikri Mülkiyet Servisi (Rusya Federasyonu) arasında Hızlandırılmış Patent İncelemesine (PPH) İlişkin Mutabakat Zaptı” Türkpatent Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ve Rospatent Başkanı Grigoriy Ivliev tarafından imzalandı.

“Türkiye Cumhuriyeti Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Rusya Federasyonu Federal Teknik Düzenlemeler ve Metroloji Ajansı (ROSSTANDART) Arasında Standardizasyon ve Uygunluk Değerlendirme Alanlarındaki Mutabakat Zaptının 2019-2022 Dönemi Uygulama Planı”nı ise TSE Başkanı Adem Şahin ve Rosstandart Başkanı Alexey Abramov tarafından imza altına alındı.

Paylaş