Eledeki geçerli seçeneğin, federal bir yapılanma olduğu açıktır

43
reklam alani

Views: 0

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Eldeki geçerli seçeneğin geçmiş mutabakatlara bağlı kalarak, BM parametrelerinde federal bir yapılanma olduğu açıktır” dedi.
Eğer gerçekten yeni fikirler varsa, iyi niyetle değerlendirmeye hazır olduklarını yineleyen Akıncı, önümüzdeki günlerde BM Genel Sekreteri’nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un yanı sıra Rum liderliği ile doğrudan temaslar yapmayı öngördüğünü açıkladı.

Akıncı, “Elbette Kıbrıs’ta çözüm modelini kimse tek başına dayatamaz. Ama bu kural herkes için geçerlidir. Çözüm çok defalar ifade ettiğim gibi ancak ortak akılla şekillenebilir. Bu hem kendi içimizde hem de muhataplarımız olan Rum toplumu ile birlikte sağlanabilir. BM, AB gibi üçüncü tarafların katkısı da önemlidir. Türkiye ve Yunanistan’ın sürece desteği ise hayati önemdedir” dedi.

Karşılıklı suçlamalara son verilmesi gerektiğini de vurgulayan Akıncı, “Eğer ortak bir anlayışta buluşabilirsek bunu her iki toplumun yararına olacak şekilde ileriye taşımak için çalışmalıyız. Zaman daralıyor ya mümkün ve makul olanda uzlaşacağız ya da statüko kalıcılaşacak” ifadelerine yer verdi.

“SANKİ KIBRIS’TA ÇÖZÜM İÇİN BİRÇOK SEÇENEK VAR DA BENİM FEDERASYON ISRARIM YÜZÜNDEN BUNLAR GERÇEKLEŞMİYOR ALGISI YARATILMAK İSTENİYOR”

Cumhurbaşkanı Akıncı, yazılı bir açıklama yaptı.
Akıncı, açıklamasında şunları kaydetti:

“Şöyle bir algı yaratılmak isteniyor: Sanki Kıbrıs’ta çözüm için birçok seçenek var da benim federasyon ısrarım yüzünden bunlar gerçekleşmiyor” diyen Akıncı şöyle devam etti:

“Federasyon dışında nedir bu seçenekler diye baktığımda; karşımıza üniter devlet, AB içinde veya değil iki ayrı devlet, konfederasyon gibi kavramlar çıkıyor. Daha önce defalarca söylediğim gibi üniter bir devlette azınlık haklarına onay verecek bir Kıbrıslı Türk yoktur. Diğer seçeneklerin ise KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanınması sağlanmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. Toplantılarda da söylediğim gibi, masa başında Rumların KKTC’yi ayrı devlet olarak tanınmasını içerecek bir formülü benimsemesini beklemek boşunadır. Masa dışında bunu sağlayacak bir konjonktür ise en azından görünür gelecekte söz konusu değildir. Öte yandan statükonun devamını istemediğimizi, çözümün BM çerçevesinde müzakerelerle olacağını da hep birlikte kabul etmekteyiz. Bu açıdan bakıldığında eldeki geçerli seçeneğin geçmiş mutabakatlara bağlı kalarak, BM parametrelerinde federal bir yapılanma olduğu açıktır. Burada karşımızda duran en büyük engel Rum liderliğinin geçmiş mutabakatlardan da geri adım atarak yetkiyi paylaşmakta gösterdiği isteksizliktir.”

“SAYIN ANASTASİADİS DEĞİŞİK ORTAMLARDA, FARKLI KİŞİLERE FARKLI MESAJLAR VERDİ”

“Geldiğimiz noktada şu da anlaşılmaktadır ki Sayın Anastasiadis değişik ortamlarda, farklı kişilere farklı mesajlar vermiştir” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, şunları da ekledi:

“Bunun netleştirilmesi gerekmektedir, benim basın toplantısında yaptığım çağrı budur. Eğer gerçekten yeni fikirler varsa, bunları iyi niyetle değerlendirmeye hazırız. Önümüzdeki günlerde Sayın Lute’un yanı sıra Rum liderliği ile doğrudan temaslar yapmayı da öngörüyorum.”
Karşılıklı suçlamalara son verilmesi gerektiğini vurgulayan Akıncı, “Eğer ortak bir anlayışta buluşabilirsek bunu her iki toplumun yararına olacak şekilde ileriye taşımak için çalışmalıyız” dedi.

“ELBETTE KIBRIS’TA ÇÖZÜM MODELİNİ KİMSE TEK BAŞINA DAYATAMAZ. AMA BU KURAL HERKES İÇİN GEÇERLİ”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, şunları da kaydetti:
“Elbette Kıbrıs’ta çözüm modelini kimse tek başına dayatamaz. Ama bu kural herkes için geçerlidir. Çözüm çok defalar ifade ettiğim gibi ancak ortak akılla şekillenebilir. Bu hem kendi içimizde hem de muhataplarımız olan Rum toplumu ile birlikte sağlanabilir. BM, AB gibi üçüncü tarafların katkısı da önemlidir. Türkiye ve Yunanistan’ın sürece desteği ise hayati önemdedir. Sonuçta nihai karar toplumların iradeleriyle biçimlenecektir. Bu açıdan uyarımı tekrarlamak isterim: Zaman hızla daralmaktadır, ya mümkün ve makul olanda uzlaşmayı başaracağız ya da statüko, yani bölünmüşlük daha da kalıcı hale gelecektir. Toplumlar bunun bilincinde olmalı ve durumun ivediliğini kavramalıdır.”

Paylaş