Views: 0
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, gelecek 5-10 yıl içinde KKTC’yi Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezine dönüştürmenin ortak gaye olması gerektiğini belirterek, “Türkiye’de cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin uygulanmasıyla birlikte elde edilecek büyük kazanımların sonuçlarını, KKTC’de de görmek mümkün olacaktır.” dedi.
Oktay, KKTC’de katıldığı Kıbrıs Barış Harekatı’nın 44. yıl dönümü etkinliklerinde yaptığı konuşmada, Kıbrıs Barış Harekatı’nın Kıbrıs için olduğu kadar tüm Türk milleti için de tarihi bir dönüm noktası olduğunu vurguladı ve bu günün “Kıbrıs Türkü’nün hür yaşama ve Ada’nın eşit sahibi olarak varlığını sürdürme hakkı için verilen mücadelenin en şerefli günü” olduğunu söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin 44 yıl önce bugün, uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullandığının altını çizen Oktay, “Kıbrıs Türkü’nü yok etmeye, tarih sahnesinden silmeye yönelik teşebbüsü başarısız kılmıştır. Garantör Türkiye, şartlar ne olursa olsun daima Kıbrıs Türkü’nün yanında olacağını o gün tüm dünyaya göstermiştir. Barış Harekatı bölgemizde barış ve istikrarın güçlenmesine de katkıda bulunmuştur.” şeklinde konuştu.
Oktay, Kıbrıs Türklerinin Barış Harekatı’ndan güç alarak hukuk ve eşitlik mücadelesini güven içinde sürdürme imkanı bulduğuna işaret etti ve “Bu mücadelesini kararlılık ve inançla bugünlere taşıyarak, sadece toplumsal varlığını korumakla kalmamış, kendi kurumlarını oluşturmasını bilmiştir.” dedi.
KKTC’nin bugün hükümetiyle, meclisiyle, tüm kurum ve kuruluşlarıyla çağdaş bir devlet olarak bölgesinde barış ve istikrara önemli katkı sağlayacak konumda olduğunu söyleyen Oktay, şunları kaydetti:
“Kıbrıs, birikimi ve donanımıyla bizim için de iftihar kaynağı haline gelmiştir. Kıbrıs Türk halkı bu başarıya, birlik ve beraberlik içinde, değerlerine sahip çıkarak gelmiştir. Gönül birliğimizi ve milli davaya olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece aşamayacağımız engel yoktur.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 1960’ta tesis edilen ortaklık devletini Kıbrıslı Rumların 3 yıl sonra gasbetmeleriyle ortaya çıkan Kıbrıs meselesini çözüme kavuşturmak için yarım asırdır farklı müzakere süreçlerinden geçildiğini söyledi. Bu süreçte Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin her defasında adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün tesisi için iyi niyet ve samimiyetle çabaladığına dikkati çeken Oktay, şöyle konuştu:
“Türk tarafı, her zaman ortaya koyduğu çözüm iradesini 2004’te Birleşmiş Milletler (BM) Kapsamlı Çözüm Planı referandumunda, uluslararası kamuoyunun gözleri önüne sermiştir. 2008’de başlayan ve geçtiğimiz temmuz ayında Kıbrıs Konferansı’nın sonuçsuz kalarak kapanmasıyla sona eren, son müzakere sürecinde de yapıcı tutum sergileyen yine Türk tarafı olmuştur. “
“Kıbrıs Rum tarafı siyasi gücü Kıbrıs Türkü ile paylaşmaya yanaşmıyor”
Oktay, Kıbrıs Rum tarafının kendisini Ada’nın tek sahibi olarak görmeye devam ettiğini ve siyasi gücü Kıbrıs Türk halkıyla paylaşmaya yanaşmadığını belirterek, “Bu durum, tüm çabalarımıza rağmen, Ada’da yeni bir federal ortaklığın tesisini hedefleyen, bu sürecin de öncekiler gibi sonuçsuz kalmasına sebebiyet vermiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
Fuat Oktay, “Kıbrıslı Türkleri fiili bir azınlık olarak mevcut devletlerine entegre etmeyi hedefleyen Rum zihniyeti, Kıbrıs Konferansı’nın kapanmasından bu yana geçen bir yıllık sürede değişmemiştir. Rum tarafınca bu konuda son dönemde yapılan açıklamaları da endişeyle takip ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Rum tarafının yapıcılıktan uzak bu tutumunun değişmesini beklemenin hiçbir şekilde gerçekçi olmayacağını vurgulayan Oktay, Rumların gelecekte Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde bir ortaklığı tasavvur etmediğine dikkati çekti.
İleride girişilebilecek herhangi bir çözüm çabasının ancak Ada’daki mevcut gerçekleri temel aldığı takdirde başarıya ulaşabileceğini dile getiren Oktay, “Elbette her türlü çözüm, müzakere ve diplomasi yoluyla, uzlaşı sonucunda bulunabilecektir.” dedi.
Oktay, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru haline gelmesine hiçbir şekilde göz yummayacağını belirterek, şunları kaydetti:
“Kıbrıslı Türklerin bir Kıbrıs Rum devletinde azınlık haline getirilmesine asla izin verilmeyecektir. Ana vatan ve garantör Türkiye Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’de istikrarın güçlenmesine katkı sağlayacak bir çözüme yönelik çabalarını, kararlılık ve iyi niyetle sürdürecektir. Bu yolda, ülkü birliği yaptığımız Kıbrıslı Türk kardeşlerimizle birlikte hareket edecek, geçmişte olduğu gibi gelecekte de şartlar ne olursa olsun Kıbrıs Türkü’nün yanında olacağız.”
Kıbrıs Türklerinin yaşam kalitesini daha da üst düzeye çıkaracak irade ve kudrete sahip olduklarının altını çizen Oktay, “Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı haksız tecridin siyasi, hukuki, ahlaki ve insani hiçbir açıdan izahı yoktur. Uluslararası toplum bu uygulamalara daha fazla vakit kaybetmeden son vermelidir.” diye konuştu.
“Büyük çaplı projeleri hayata geçirme kararlılığımız sürecek”
Kıbrıs Türkü’nün ekonomik olarak daha güçlü bir düzeye gelmesi için, tüm engellere rağmen el birliği, dayanışma ve azimle uzun soluklu bir mücadele verdiklerini hatırlatan Oktay, ortak çaba ve fedakarlıklarla KKTC’de son yıllarda gerçekleşen kalkınma hamlesi ve ona bağlı ekonomik büyümenin gurur verici olduğunu ifade etti. Oktay, “Kıbrıs Türkü’nün hak ettiği refah düzeyine kavuşması amacıyla büyük çaplı projeleri hayata geçirmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın daha önce açıkladığı çerçevede ekonomik kalkınmaya yönelik yatırımların gerçekleşmesi için çalışmalarımızı yoğun olarak sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
KKTC’nin ekonomideki gelişmeyi kalıcı hale getirmek için öncü sektörler olan turizm ve yüksek öğretim alanlarındaki başarılarını kutlayan Oktay, 16 üniversitede, 131 ülkeden gelen 100 binin üzerinde öğrencinin kayıtlı olduğunu, bu üniversitelerde uluslararası standartlara uygun, kaliteli eğitim sağlandığını anlattı. Oktay ayrıca uluslararası çapta bir turistik cazibe merkezi haline gelmiş bulunan KKTC’ye sadece Ercan Havalimanı üzerinden yılda 2 milyon yolcu geldiğini, özellikle gençlerin daha sık karşılıklı gidiş gelişlerinin olmasının kültürel kaynaşmayı sağlaması bakımından da önem arz ettiğini vurguladı.
KKTC ile Türkiye arasındaki denizi aşarak getirilen suyla bugün Ada’nın içme suyu sorununun büyük ölçüde çözülmüş durumda olduğunu söyleyen Oktay, şöyle devam etti:
“Güzelyurt ve Mesarya ovalarının sulanmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor. Böylece KKTC’de yüksek öğretim ve turizmin yanı sıra tarım sektörünün de yeni bir atılım yapmasını, ekonominin öncü sektörlerinden biri haline gelmesini birlikte başaracağız.
Ortak gayemiz, bu büyük başarıları yeterli bulmayarak bu noktadan daha da ileri gitmek ve önümüzdeki 5-10 yıl içinde KKTC’yi Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezine dönüştürmek olmalıdır. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin uygulanmasıyla birlikte elde edilecek büyük kazanımların sonuçlarını, KKTC’de de görmek mümkün olacaktır.
Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti, hukuku, refahı ve güvenliği bizim milli davamızdır, bu topraklarda geleceğe korkusuz bir şekilde bakarak, barış ve huzur içinde yaşaması önceliğimizdir. Karşılıklı anlayış ve gönül birliğimizi muhafaza ederek, atılması gereken adımları kararlılıkla atacağız, ortaya çıkabilecek sorunları geçmişte olduğu gibi bundan sonra da el birliğiyle aşacağız.”
“Mazlum ve mağdurların yanında olmaya devam edeceğiz”
Fuat Oktay, önceki gün Kıbrıs açıklarında yaşanan insanlık trajedisinde hayatını kaybeden mültecilere başsağlığı dileğinde de bulunarak, “Bilinmelidir ki Akdeniz’de sulara gömülen sadece çaresiz insanları taşıyan gemiler değildir. Suya gömülen ve can çekişen insanlığın vicdan ve merhametidir. Biz kıyılara vurup son nefesini veren en temel insan hakkı olan yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz. Dünyanın neresinde bir mazlum ve mağdur varsa yanında olacağız.” dedi.
Barış Harekatı’nın 44. yıl dönümünde şehit ve gazileri anan Oktay, kahramanların fedakarlığı sayesinde, Kıbrıs’ta can güvenliğinin kalmadığı ve kan döküldüğü bir dönemde Ada’ya huzur ve barış geldiğini hatırlattı. Kıbrıs Türk halkının asli unsuru olduğu Ada’da, 1974 öncesindeki acı dolu günlere asla dönmeyeceğini vurgulayan Oktay, konuşmasını “Kıbrıs Türk Halkı’nın ve tüm milletimizin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlu olsun.” sözleriyle tamamladı