Views: 0
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Türk dış politikasının Kıbrıs konusundaki kazanımlarının her gün biraz daha arttığını belirterek, “En büyük mesafe olarak; oradaki insanımızın hayatını güvence altına aldık ve birtakım toplumsal ve kültürel birliktelikler oluşturduk.” dedi.
TTK Başkanı Turan AA muhabirine, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 44’üncü yılına ilişkin yaptığı açıklamada, 1974’teki müdahalenin, dünya savaş tarihinde, “en haklı müdahalelerden biri” olarak yer aldığını belirterek, bu harekatın, Ada’daki insanların yaşama hakkını temin ettiğini söyledi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nda Türk siyaseti ve Türk toplumunun kenetlenerek hareket ettiğini dile getiren Turan, dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan ve Genelkurmay Başkanı Cemal Tural ve diğer kuvvet komutanlarının özverili ve titiz çalışmalarıyla bu mücadelenin başarıya ulaştığını belirtti.
Turan, ayrıca Kıbrıs tarafında Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin lideri Fazıl Küçük, ile KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın büyük mücadeleler ortaya koyduğunun altını çizdi.
“Oradaki insanımızın hayatını güvence altına aldık”
Harekat öncesinde Kıbrıs adasında yaşanan gelişmeleri aktaran Turan, Kıbrıs’taki Rumların, Yunan hükümetinin desteğiyle Müslüman Türkler’e yönelik saldırılarının, söz konusu harekatı kaçınılmaz hale getirdiğini anlattı.
Kıbrıs konusunda Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın garantörlük haklarının uluslararası anlaşmalarla sabit olduğunu anımsatan Turan, bu hakların oradaki insanları korumaya yönelik kullanılması gerektiğini söyledi.
Turan, “1959’dan itibaren Türk dış politikasının, Kıbrıs konusundaki kazanımlarının her gün biraz daha arttığını gözlemliyoruz. En büyük mesafe olarak, oradaki insanımızın hayatını güvence altına aldık ve birtakım toplumsal ve kültürel birliktelikler oluşturduk.” diye konuştu.
“Kıbrıs, İslam tarihinin de simge yerlerden bir tanesidir”
Refik Turan, Kıbrıs’ın önemine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
“Kıbrıs, İslam tarihinin de simge yerlerden bir tanesidir. Kıbrıs, tarihimizin bize emanetidir. İslam tarihine baktığımızda Kıbrıs’ın fethi için hanım sahabe Hala Sultan’ın 86 yaşında deve veya katır sırtında 647 yılında sefere katıldığını, orada şehit düştüğünü görüyoruz. Bugün Kıbrıs’ta Hala Sultan’ın türbesi ve türbe etrafındaki araziler vakfedilmiştir.”
Akdeniz’in, Ortaçağ tarihinde tıpkı bugünkü gibi bir öneme sahip olduğunu anlatan Turan, şunları kaydetti:
“1571’de Kıbrıs Osmanlılar tarafından fethedildi. Lala Mustafa Paşa ve Piyale Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, jeopolitik bir değere sahip olduğu için buraya gelmişler ve ağır bedeller ödeyerek burayı fethetmişlerdir. Türk tarihine baktığımızda en çok şehit vererek aldığımız yer Kıbrıs’tır. Kıbrıs’ın Osmanlı siyasi yapısındaki varlığı 1878 tarihine kadar devam etmiştir. 93 Harbi’nin sonucunda Ruslara kaybettiğimiz Balkanları kurtarmak adına Kıbrıs’tan kısmi bir vazgeçiş olmuştur.”