Siyasi kimliklerimizi bir yana bırakarak turizmi tartışalım

57
reklam alani

Views: 0

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu sürdürülebilir bir turizm sektörü yaratmak için hedeflere dayalı, planlı bir gelişim stratejisi oluşturmanın önemli olduğunu kaydetti.

Ataoğlu, Girne Oscar Hotel’de yapılan “Kuzey Kıbrıs Turizm Stratejisi 2024 Çalıştayı”nın açılışında yaptığı konuşmada, KKTC’nin geleceğini hizmet sektörüne bağlayan bir ülke olduğuna işaret ederek, hizmet sektörünün öncülerinin ise turizm ve yükseköğrenim olduğunu belirtti.

Değişime ayak uydurmanın önemine işaret eden Ataoğlu, “Günümüz koşullarında değişimin hızına uygun hareket edebilmek ve yönetim yapısını bu kapsamda şekillendirebilmek her geçen gün zorlaşmaktadır. Değişim, gittikçe hızını artırmakta ve çok boyutlu bir hale bürünmektedir” dedi.

Ataoğlu, şöyle devam etti:
“İşte bu noktada değişimi, doğru ve zamanında algılamak mecburiyetindeyiz. Çünkü mevcut koşulları değişime uyarlamak başarıyı da getirecektir. Başarının elde edilmesinin en temel parametresi ise sürdürülebilirliktir. Sürdürülebilirliği sağlamak ise günü en hızlı ve en doğru şekilde okuyarak değişimi uyarlamakla mümkün olabilmektedir.”

TURİZM STRATEJİ PLANI 2024

 

Fikri Ataoğlu, çalıştayla hedeflenenin Turizm Strateji Planı 2024’ü gerçekleştirebilmek adına tüm paydaşların katılımıyla parametre oluşturma olduğuna işaret etti.

Ataoğlu, “Bu bağlamda 2 gün sürecek çalıştay ertesinde, katılımcıların ortaya koyacağı tüm fikirler harmanlanarak, aksiyon ve eylem planları dadâhil olacak şekilde, Turizm Strateji Planı 2024’ü Ekim ayında yasalaşmak üzere Meclisimize göndermeyi hedefliyoruz” dedi.

“38 BİN 800 TURİSTTEN 1 MİLYON 114’BİN TURİSTE…”

“Ülkemizin turizm macerası, Saray Hotel ve Celebrity Hotel hariç, 20 Temmuz 1974 yılı itibarıyla başlamıştır. Bu başlangıçta yatırımcılık, acentecilik, otelcilik nedir bilinmiyordu” ifadelerini kullanan Ataoğlu turizm sektörünün gelişimini şu sözlerle aktardı:

“Barış Harekatı sonunda Kuzey’deki 2 bin 621 turistik yatakla, 38 bin 800 turist ve 30 milyon liralık bir turizm geliriyle işe koyulduk. Turizmdeki ilk yerli atağımız olan Turizm Endüstrisi Teşvik Yasası ile turizme lokomotif sektör tanımlaması yaptık. Bu yasa ile yerli yatırımcılarımız yanında Türk yatırımcıları da ülkemize almaya başladık. Bunun yanısıra Kuzey Kıbrıs marka yaratımı, tanıtım faaliyetleri, teşviklendirme ve tur operatörü olabilme çabalarımız başladı.

Hâlihazırda, ayni yasa tahtında 2018 yılında turizm icraatını sürdürüyoruz. Bugün gelinen noktada yatak sayımız 25 binlerde, turist sayımız 1 milyon 114’binlerde, turizm gelirimiz ise 796 milyon dolara ulaşmış durumda.”

“HERKESİN ETEĞİNDEKİ TAŞINI DÖKMESİ EN BÜYÜK TEMENNİMİZ”

Fikri Ataoğlu, bugün varılan kavşağın yeterli olup olmadığının, Kuzey Kıbrıs markasının istenilen yerde olup olmadığının, istenen oranda turist alınıp alınamadığının ve hayal edilen gibi bir turizm yapabilip yapılamadığının tartışabileceğini kaydetti.

Ataoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Ancak en önemlisi 1987 yılındaki yasada vurgulanan Turizm sektörü lokomotif olabildi mi? Turizmde bir devlet politikası geliştirebildik mi? Bu çalıştayda herkesin eteğindeki taşını dökmesi en büyük temennimiz. Saklayarak ve saklanarak doğru bir hedefe ve doğru bir planlama stratejisine ulaşmak mümkün olmayacaktır. Bu noktada, hepimizin siyasi argümanları ve siyasi kimliklerimizi bir yana bırakarak sadece ve sadece turizmi düşünmemiz gerekiyor.Ve inanıyorum ki bu şekilde düşünmeyi başarmamız halinde hem bu çalıştay, hem de Turizm Stratejik Planı 2024, 1987 yılındaki Turizm Endüstrisi Teşvik Yasasından sonra, geleceğe yönelik en önemli ikinci kırılma noktası olabilecektir.

Bu evrenin aşılması ile sürdürülebilir bir turizme sahip olunması bağlamında değişim ve gelişimin hızına uygun bir şekilde hareket ederken, ortaya çıkacak planın uygulanabilir olması, paydaşlar tarafından benimsenmesi ve yöneticilerin kullandığı bir yönetim aracı olarak işlev kazanması gerçek amacımıza ulaşmamızı sağlayacaktır.”

RAKAMLARLA TURİZM

Fikri Ataoğlu, dünya turizminden rakamlara da yer verdiği konuşmasında şunları söyledi:

“Dünya turizmine baktığımızda hızlı bir büyümenin yaşandığına tanık oluyoruz. Toplam dünya nüfusunun yüzde 17’sinin turist olduğu 2017 yılında, 1 milyar 322 milyonluk bir turizm hareketini gözlemliyoruz. Öyle ki, düzenli olarak büyüyen bu hareketin, yakın gelecekte 2 milyara ulaşması bizleri şaşırtmayacaktır.

2017 itibarı ile bu turistler, 1.22 trilyon dolarlık bir turizm geliri yaratırken, küresel ekonomiye de 8.27 trilyon dolarlık bir katma değer yaratmıştır. Bununla birlikte küresel turizm, istihdam payını artırarak istihdam içindeki oranını yüzde 8.9’a yükselterek 266 milyon kişiye ulaşmıştır.

Küresel turizm büyürken, ülkeler de turizm rekabetini artırarak bu pastadan aldıkları dilimi büyütme çabasındadırlar. Ki bu konuda en büyük örnek Güney’in turizmde son 2 yıldır ortaya koyduğu gelişme. Güney Kıbrıs 2017 yılında toplam 3 milyon 650 bin turist ağırlamıştır ve sağladığı büyümenin 2018’de de devam edeceğini öngörmektedir.

Bunlara ek Birleşmiş Milletler’e göre 2020’lerde dünya turizmine turist gönderecek en önemli ülkeler ise Çin ve Amerika Birleşik Devletleri olacaktır. Bahsettiğimiz değerler bizim de dahil olmaya çalıştığımız değerler. Ancak bu değerlere daha yakın olabilmek ve küresel pastadan daha çok kazanım elde etmek istiyorsak öncelikle planlı bir turizm anlayışına sahip olmamız gerektiğine de inancım tam. Çin pazarının turizmdeki etkinliğine ve Amerika’nın gelecekteki destinasyon belirleme yeteneğine hazır olmak durumundayız. Gittikçe küçülen pazarlarda sıkışıp kalmaktan ve lokal bir turizm anlayışından bir an önce uzaklaşmak zorundayız.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR TURİZM SEKTÖRÜ YARATMAK İÇİN HEDEFLERE DAYALI, PLANLI BİR GELİŞİM STRATEJİSİ OLUŞTURMAK ÖNEMLİ”

Sürdürülebilir bir turizm sektörü yaratmak için hedeflere dayalı, planlı bir gelişim stratejisi oluşturmanın önemine işaret eden Ataoğlu şunları kaydetti:

“İşte bu noktada, bugün başlatmış olduğumuz bu çalıştay sonucunda ortaya çıkacak Turizm Strateji Planı 2024 ile hem turizmi gerçek bir lokomotif yapmak, hem de 2024’te varılacak nokta ile 20 Temmuz 1974’ün 50 yılını taçlandırmak mümkün olabilecektir.”

Paylaş