Views: 0
Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasında “Türkiye-KKTC İktisadi İlişkiler” konulu toplantı düzenlendi. Toplantı sonrasında “TC-KKTC Ticaret Odası Forumu” kurulmasına yönelik protokol imzalandı.
İmzalanan protokol ile “TC-KKTC Ticaret Odası Formu” kurulmasının yanı sıra ortak menfaatin bulunduğu ticari ve ekonomik konularda diyaloğu arttırmak, iki-taraflı ve çok-taraflı ticaret ve yatırımları kolaylaştırmak ve iki ülke arasında ticaret, yatırım ve finansal akışlarda genişlemeyi teşvik etmek amaçlanıyor.
Ayrıca protokol ile çok yönlü ekonomik ve ticari işbirliği aracılığıyla kapsamlı ticaret ve yatırımı kolaylaştırma mekanizmalarını oluşturmak; bilgi paylaşımı, beceri gelişimi, eğitim programları, teknik heyet ziyaretleri, forum ve konferanslar aracılığıyla, üzerinde karşılıklı olarak mutabakata varılmış alanlarda, ortak projelerin uygulanmasını amaçlayan, ortak faaliyetlerin geliştirilmesini teşvik etmek öngörülüyor.
Toplantıya Başbakan Tufan Erhürman, Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan ve TC Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay da katıldı.
Toplantının açılış konuşmaları sırasıyla KTTO Başkanı Turgay Deniz, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve Başbakan Tufan Erhürman tarafından gerçekleştirildi.
Ardından Türkiye –KKTC Ticaret ve Yatırım İlişkileri temalı sunumlar KTTO Genel Sekreteri Aysun Önet İleri ve TEPAV Direktörü Prof. Güven Sak tarafından yapıldı.
Soru-cevap bölümünün ardından, toplantı sonrasında “TC-KKTC Ticaret Odası Forumu” kurulmasına yönelik protokol imzalandı. Protokole Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu imza koydu.
ERHÜRMAN: “STATÜKO İKİ HALK ARASINDA SOSYAL VE EKONOMİK KALKINMADA DENGESİZLİK OLUŞTURDU”
Başbakan Tufan Erhürman konuşmasında, kendisinden önceki konuşmacıların Kıbrıs sorununu anarak konuşmalarını yürüttüklerini, kendisinin ise konuşmasını “statüko” kelimesi üzerinde kurmak istediğini kaydetti.
Statükonun Kıbrıs’ın iki tarafında yaşayan halk ve yönetimleri arasında, sosyal ve ekonomik kalkınma alanlarında Kıbrıslı Türkler aleyhine bir dengesizlik oluşturduğunu ifade eden Erhürman, 1974 sonrasında TC yönetimleri ile KKTC yönetimlerinin ciddi çabalar ortaya koyduklarını, 1974’ten bugüne ciddi bir fark olduğunu ancak sosyal ve ekonomik kalkınma açıcından arzu ettikleri noktaya gelebilmiş olmadıklarını belirtti.
“İLERİYE DOĞRU BAKMANIN VAKTİ”
Bunun sorumlulukların kimlere paylaştırılabileceğini, nerelerde hata yapıldığının tartışılabileceğini dile getiren Erhürman, belki de geriye doğru düşünmek yerine ileriye doğru bakmanın vakti olduğunu söyledi.
Sosyal ve ekonomik kalkınma açısından en azından güneyle olan dengesizliği hızla giderecek çözüm formüllerinin nasıl üretilebileceği üzerinde çalışma yapmak gerektiğini belirten Başbakan Erhürman, “Ya da oraya da çok da fazla bakmadan kendi içimizde sosyal ve ekonomik kalkınma açısından nasıl ilerleyebileceğimize bakacağız” diye konuştu.
Dillerinde pelesenk olan kelimelerle izolasyonlardan ya da ambargolardan bahsedilebileceğini dile getiren Erhürman, bir takım sıkıntılar yaşandığını, bir takım sınırlılıklarla karşı karşıya olunduğunu ama burunlarının dibinde tarihsel, sosyal kültürel bağlarının son derce güçlü olduğu bir Türkiye Cumhuriyeti bulunduğunu, doğru yöntemleri ve doğru formülleri üretebilirlerse karşı karşıya oldukları sıkıntı ve sınırlılıkları önemli oranda aşabileceklerini söyledi.
“BEYİNLERİMİZİN İÇİNDE SINIRLILIKLAR…”
Hukuki sınırlılıklar ve uluslararası ilişkiler anlamındaki sıkıntılara ek olarak beyinlerin içinde de sınırlılıklar olduğunu kaydeden Erhürman, beyinler içindeki sınırlılıkları aştıkları takdirde önlerinde katedebilecekleri önemli yollar bulunduğunu dile getirdi.
Başbakan Erhürman, bu yolları TC hükümetleri ve ilgili kurumlarıyla birlikte olurlarsa çok daha hızlı ve kolay aşabileceklerini de belirtti ve bugün yapılan toplantının bu yüzden kendisi için çok önemli olduğunu kaydetti. Erhürman, bugünkü toplantının daha önce yapılan ve akamete uğrayanlarla aynı kadere uğramamasını umduğunu da ifade etti.
“SOSYAL VE EKONOMİK KALKINMA ALANINDA ACİL SEFERBERLİK”
Göreve geldikleri ilk günden itibaren “Bizim acil bir seferberliğe, sosyal ve ekonomik kalkınma alanında bir seferberliğe, bu seferberliği birlikte paylaşmaya ihtiyacımız var” dediklerini, hatırlatan Erhürman, bu seferberliği başlatmak konusunda ülkeyi yönetenlere büyük iş düştüğünü ama ülkedeki çeşitli sektörlere, kurumlara ve sivil toplum örgütü ile sendikalar da büyük iş düştüğünü vurguladı.
“YA BİRLİKTE YA DA O TAŞ ELİMİZİ EZER, TAŞI KALDIRAMAYIZ”
Erhürman, “Ya hepimiz birlikte elimizi, taşın altına koyarız ve taşı kaldırmaya çalışırız, ya da tek tek ellerimizi taşın altına koymaya çalışırız ve o taş hepimizin ellerini ezer ve o taşı yerinden kıpırdayamayız” diye konuştu.
İş dünyası temsilcileri ile “menfaat çatışması olduğu kaydedilen diğer sektör” temsilcileriyle bir araya gelip, yatırım iklimini arzu ettikleri noktaya taşımalarına başta bürokratik olarak nelerin engel olduğunu tespit etme çağrısında bulunan Başbakan Erhürman, hızla yatırım iklimini nasıl iyileştirebilecekleri, nasıl daha kaliteli ve ihtiyaç durulan alanlarda yatırım yapabilecek yatırımcı çekebileceklerini, engeller varsa bunların nasıl ortadan kaldırılabileceği konularını görüşmeleri gerektiğine işaret etti.
“HALK OLMANIN EN TEMEL PSİKOLOJİK BİRLEŞENİ ‘BU İŞİ YAPABİLİRİZ’ DUYGUSUNA SAHİP OLMAK”
Kıbrıs Türk halkının sosyal ve ekonomik anlamda arzu ettiği noktaya gelememesinin ve statükonun bir de psikolojik sonuç yarattığını kaydeden Erhürman, bunun özgüven sorunu olduğunu, bu sorunu hep birlikte aşmakla yükümlü olduklarını, halk olmanın en temel psikolojik birleşeninin “bu işi yapabiliriz” duygusuna sahip olmaları olduğunu kaydetti.
Bu duyguya sahip olmanın ancak başarı hikayeleri üretilmesiyle mümkün olduğunu ifade eden Başbakan Erhürman, bu başarı hikayelerinin bir çok yerde bireysel anlamda üretildiğini ancak artık ihtiyaç durulanın bunu toplumsan bir başarı hikayesine dönüştürmek, “Kıbrıslı Türkler, şunu da yapabilir, bunu da başarabilir” duygusun halkta yaratmak olduğunu vurguladı.
Bunun için Türkiye Cumhuriyetine çok ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Erhürman, Türkiye’nin KKTC’nin dünyaya açılan dev bir penceresi ve KKTC için büyük bir şans olduğunu ifade etti.
DENİZ: ”TÜRKİYE-KKTC TİCARET ODASI FORUMU’NUN KURULMASININ İLK ADIMI”
KTTO Başkanı Turgay Deniz, Türkiye-KKTC Ticaret Odası Forumu’nun kurulmasının ilk adımını atmak için toplandıklarını anımsattı.
KKTC’nin uzun yıllardan beri haksız ve hukuksuz ambargolar altında tutulmaya çalışıldığını belirten Deniz, “Kıbrıs sorunu diye isimlendirilen sorun, sanki de Kıbrıslı Türklerin çıkardığı bir sorunmuş gibi, bu sorununun bedeli Kıbrıs Türk halkına ödettirilmeye; Kıbrıs Türk halkı bu ambargo altında yaşatılırken Kıbrıs’taki temel haklarından vazgeçirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, Kıbrıs sorununun sadece Kıbrıs Türk halkı için değil, aslında bütün bölge halkları için çeşitli bedelleri olduğuna inandığını ve bu sorunun çözümlenmesi için katkı koymaya çalıştıklarını ifade eden Deniz, “Bunun için ilgili bütün taraflarla, bu arada bu adada birlikte yaşamakta olduğumuz ve birlikte yaşamaya devam edeceğimiz Kıbrıs Rum halkı ve onun kurumları ile de işbirliği yapmaya çalışmaktadır” dedi.
Deniz, ne var ki, gerek siyasilerin çabaları, gerekse kendi girişimlerinin Kıbrıs sorununun çözümlenmesi için yeterli olmadığını vurgulayarak, iki halk arasındaki ticari, kültürel ve diğer türden ilişkilerin geliştirilmesi için ortaya koydukları çabaların, geliştirdikleri önerilerin Kıbrıs sorununun siyasi duvarlarına çarparak işlemez hale getirildiğini kaydetti.
“SORUNUN BEDELİNİ BİZE ÖDETTİRMEYE ÇALIŞAN ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİ VE DEVLETLERİ KINIYORUM”
Deniz, “Bu kürsüden bir kez daha; başta Avrupa Birliği olmak üzere, Kıbrıs Türk halkının, onun siyasi ve sivil örgütlerinin çözüm çabalarını görmezlikten gelen, çözüm çabaları ve inisiyatifi sürekli olarak bizim taraftan geldiği halde sorunun bedelini bize ödettirmeye çalışan uluslararası örgütleri ve devletleri kınıyorum” dedi.
Bu kınamanın yeterli olmadığını; gerek çözüm çabalarının, gerekse Kıbrıs Türk halkını daha iyi yaşatma mücadelesinin hedeflerine ulaşmalarına yetmeyeceğini bildiğini ifade eden Deniz, “Bu nedenle, söyleyeceklerimizi söyledikten veya kınamalarımızı ifade ettikten sonra işimize bakmamız, bize yarar sağlayacak işlere yoğunlaşmamız gerektiğinin bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor” dedi.
Deniz, bu bağlamda Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, kendilerine her türlü desteği veren ve açık bir pazar olan Türkiye ile ilişkileri etkinleştirmek, Kıbrıs Türk halkının yaşamına daha fazla katkıda bulunacak şekilde geliştirmek gerektiğine inandığını anımsattı.
“TÜRKİYE BAŞLICA TİCARET ORTAĞI”
Bugün atacakları imzaların temel amacının da bu olduğunu dile getiren Deniz, Türkiye’nin, bugünkü durumda da başlıca ticaret ortağı olduğunu vurguladı.
Deniz, 2017 yılında Ercan’dan geçen 1 milyon 734 bin yolcunun 1 milyon 324 bininin Türkiye yurttaşı olduğunu, gerçekleşen geceleme sayısı 4 milyon 223 bin olurken, 2 milyon 134 bininin Türkiye vatandaşlarının yaptığını söyledi.
Ülkemizde yüksek öğrenim gören gençlerin 55 bininin, toplam öğrecilerin % 50’sinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu kaydeden Deniz, “Ülkemiz bir turizm ve yüksek öğrenim adasıdır. Bu iki sektörümüz için ve diğer ekonomik aktivitelerimiz için gerekli malların çoğunu da Türkiye’den sağlamaktayız. İthalatımızın % 60’ını Türkiye’den yapmaktayız. Benzer şekilde üretebildiğimiz ve iç piyasamızda tüketmediğimiz ürünlerimiz için ilk pazarımız da Türkiye’dir. İhracatımızın % 62’si Türkiye’ye yapılmaktadır” dedi.
“TÜRKİYE İLE YAPABİLECEĞİMİZ DAHA ÇOK İŞ VAR”
Deniz, bu rakamların kimseyi yanıltmaması gerektiğini, Türkiye ile yapabilecekleri daha çok iş olduğunu ifade ederek, bunlara örnekler verdi.
Bu hedeflerin önemini kavramış olan Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesine birinci derecede öncelik verdiğini ifade ederek, ”Gerek oda çalışmamız, gerekse iş insanlarımızın faaliyetleri, Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmenin önünde görünen ve görünmeyen engeller olduğunu ortaya koymaktadır. O kadar ki, bu engeller, bazı zaman, “Türkiye’nin de bize ambargo uyguladığı” söylemlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır” dedi.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın, başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olmak üzere, Türkiye’deki paydaşları ile tam bir işbirliği içinde bu görünür ve görünmez engelleri ortadan kaldırmak için çalışmak kararlılığında olduğuna işaret eden Deniz, bu kapsamda yaptıkları her girişimin Türkiye’deki paydaşlar ve Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri tarafından büyük bir ilgi ile karşılandığını da belirterek bir kez daha teşekkür etti.
Deniz, bu doğrultuda çalışarak Kıbrıs Türk iş insanlarının kapasitelerini geliştireceklerine, pazar olanaklarını artıracaklarına içtenlikle inandıklarını vurguladı.
Deniz, bu çalışmayı hazırlayan ve destek veren herkese teşekkür etti.
HİSARCIKLIOĞLU: “…HEM ORTAĞIMIZ HEM KARDEŞLERİMİZSİNİZ. DAHA ÖNEMLİSİ KUZEY KIBRIS BİZİM GÖZ BEBEĞİMİZ”
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, KTTO Başkanlığına seçilen Turgay Deniz’i kutlayarak, TC Kıbrıs ilişkilerine katkı sağlamasını temenni etti.
19 Nisan’da Turgay Deniz’in Ankara’ya giderek kendileriyle biraraya geldiğini ve işbirliği alanlarını gözden geçirdiklerini, devamında da Brüksel’deki “Euro Chambers” toplantısında birlikte olduklarını anlatarak, Deniz’in Kıbrıs iş dünyasının menfaatlerini savunma konusunda başarılı işler yaptığını söyledi.
KKTC hükümetinin iş dünyasına, ekonomiye ne kadar öncelik verdiğinin en somut göstergesinin bugünkü toplantıya katılımın olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, geçen yıl Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı İstanbul’da misafir ettiklerini ve işbirliği olanaklarını kendisine anlatma fırsatı bulduklarını ifade etti.
“Ekonomi, ticaret, turizm, eğitim, yatırım elbette çok önemli ama en önemlisi bizim kardeşliğimizdir, sizler bizim her alanda hem ortağımız hem kardeşlerimizsiniz. Daha önemlisi Kuzey Kıbrıs bizim gözbebeğimiz” diyen Hisarcıklıoğlu, iki ülkeyi birbirine bağlayan bir dizi etken olduğunu, bu hissiyatla iktisadi bağları güçlendirecek potansiyelin olduğunu da çok iyi bildiğini söyledi.
TÜRK İŞ DÜNYASI OLARAK KIBRISLI TÜRKLERİN ZENGİNLEŞMESİNİ İSTİYORUZ
Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyası olarak Kıbrıslı Türklerin zenginleşmesini istediklerini, Kıbrıslı Türklere haksız yere uygulanan izolasyonların bunu yavaşlattığını da çok iyi bildiklerini vurguladı. Kıbrıslı Türklerin çalışkanlığı ve azmi sayesine zenginleşme sürecinin devam edeceğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, Kıbrıs Türk halkının zenginleşmesinin çözüm çabalarına sağlayacağı katkının da farkında olduğunu belirtti.
Kıbrıs Türk Ekonomisini güçlendirecek ve daha fazla yatırım yapılmasına imkan sağlayacak ekonomik reformların önemli olduğuna da inandığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, “ biz Türk iş dünyası olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıslı Türklerin yanında olacağız” dedi.
YABANCI YATIRIMIN EKONOMİK KALKINMA İÇİN HAYATİ ÖNEMİ VAR
KKTC menfaatlerinin göz ardı edilmeksizin adil ve kalıcı çözüm sürecini her zaman desteklediklerini ve buna devam edeceklerini belirten Hisarcıklıoğlu, doğrudan yabancı yatırımların ekonomik kalkınma için hayati önemi olduğunu ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, “Doğrudan yabancı yatırımlar için anahtar kelime yatırım ikliminin sağlanmasıdır” diyerek, dünyada yabancı yatırımcıyı reddeden olmadığını, şu anki ekonomik savaşların bu yatırımlar konusunda yapıldığını söyledi.
Yatırım için KKTC’de uygun iklimin yaratılması gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, geçmişte bu konuyla ilgili hükümet yetkililerine ve Cumhurbaşkanı’na TC olarak tecrübelerini aktardıklarını 2002’de kurdukları Yabancı Yatırımcı Danışma Konseyi’nin benzerini burada da uygulamayı önerdiklerini anlattı.
Yabancı Yatırımcı Danışma Konseyi’nin çalışmaları çerçevesinde tarafları biraraya getirdiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, “Sağolsun o günkü hükümet buna adım attı ama maalesef devamını getiremedik” dedi.
Hisarcıklıoğlu, tarafları yeniden bir masa etrafında toplamayı ve yatırım için neler gerektiğini istişare etmeyi önererek, bunun iş dünyasının problemlerini öğrenmek açısından da çok önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye-AB ilişkilerinin kendilerine toplumsal huzuru sağlayacak, işçi, zanaatçı işveren gibi tarafların biraraya gelmesine imkan yaratan komiteler kurulmasını sağladığını vurguladı.
AB tavsiyesiyle kurulan komitelerin TC’ye kazandırdıklarına örnekler veren Hisarcıklıoğlu, kendilerinin aynı modeli KKTC’ye de önerdiklerini ve bir araya gelmenin sorunları çözme ve toplumsal barışı sağlama konusunda fayda sağlayacağına inandıklarını söyledi.
Hisarcıklıoğlu, geçmişte Lefkoşa Ekonomik Formu’nu kurduklarını, Türkiye ve Yunanistan Odalar ve Borsalar Birlikleriyle Kıbrıs Türk ve Rum Ticaret odaları olarak 4’lü olarak 3 sefer biraraya geldiklerini ve ticari anlaşmazlıklara tahkim kurma gibi çözüme destek verecek adımlar atmak istediklerini ancak sonuca ulaşamadıklarını kaydetti.
TOBB ÜNİVERSİTESİNE BURS…
Hisarcıklıoğlu, TOBB’nin kaliteli ve itibarlı bir üniversitesi olduğunu hatırlatarak, KKTC’den bu üniversiteye verilen her burs sayısı kadar kendisinin de burs vereceğini taahhüt etti.