Views: 0
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Birleşmiş Milletler(BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, BM Güvenlik Konseyi üyelerine dağıttığı raporun büyük haksızlıklar içerdiğini belirtti.
Genel Sekreteriniki taraf arasında denge oluşturma kaygısıyla bu süreçte Kıbrıs Türk tarafının olumlu, Rum tarafının ise olumsuz yaklaşımlarına değinmediğine işaret eden Burcu, “bu durum, geçtiğimiz Eylül ayında sunulan rapordaki gibi, Kıbrıs Türk tarafına yapılan büyük bir haksızlık” dedi.
Barış Burcu, BM Güvenlik Konseyi üyelerine dağıtılan BM Genel Sekreteri AntonioGuterres’in12 Ağustos 2017 – 21 Mayıs 2018 dönemini kapsayan Kıbrıs’ta çözüm süreciyle ilgili raporu hakkında yazılı açıklama yaptı.
Burcu, BM Genel Sekreterinin raporda, iki toplum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, güven ve işbirliği ortamının sağlanması, doğal zenginliklerin iki toplum yararına kullanılması ve bütünlüklü bir çözüme varılmasının önemine vurgu yaptığını kaydetti.
“Genel Sekreteriki taraf arasında denge oluşturma kaygısıyla bu süreçte Kıbrıs Türk tarafının olumlu, Rum tarafının ise olumsuz yaklaşımlarına değinmemiştir. Bu durum, geçtiğimiz Eylül ayında sunulan rapordaki gibi, Kıbrıs Türk tarafına yapılan büyük bir haksızlık niteliğindedir” ifadelerini kullanan Burcu, Güven Yaratıcı Önlemler altında olan mobil telefonların her iki bölgede kullanımı ve elektrik şebekelerinin kalıcı olarak bağlanmasının Rum tarafının olumsuz yaklaşımlarından ötürü gerçekleşememesinin bir kez daha görmezden gelindiğini kaydetti.
Burcu, şunları ifade etti:
BM Genel Sekreteri Sn. Antonio Guterres’in Kıbrıs’ta çözüm yönünde ilerlemeye dair 12 Ağustos 2017 – 21 Mayıs 2018 dönemini kapsayan raporu Güvenlik Konseyi üyelerine dağıtılmıştır.
BM Genel Sekreteri raporunda, özetle, iki toplum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, güven ve işbirliği ortamının sağlanması, doğal zenginliklerin iki toplum yararına kullanılması ve bütünlüklü bir çözüme varılmasının önemine vurgu yapmaktadır. Sayın Genel Sekreter, iki taraf arasında denge oluşturma kaygısıyla bu süreçte Kıbrıs Türk tarafının olumlu, Rum tarafının ise olumsuz yaklaşımlarına değinmemiştir. Bu durum, geçtiğimiz Eylül ayında sunulan rapordaki gibi, Kıbrıs Türk tarafına yapılan büyük bir haksızlık niteliğindedir. Bunun yanı sıra, örneğin, Güven Yaratıcı Önlemler Paketi kapsamında olan mobil telefonların her iki bölgede engelsiz kullanımı ve elektrik şebekelerinin kalıcı bağlantısı, maalesef Rum tarafının olumsuz yaklaşımlarından ötürü uygulamaya geçemediği bilindiği halde, bu gerçek bir kez daha görmezden gelinmiştir.
Genel Sekreter raporunda, doğal kaynakların her iki toplum yararına kullanılmasına vurgu yapmakta; aynı zamanda, tarafları gerginlik yaratmamaya ve itidalli davranmaya teşvik etmektedir. Kıbrıs Türk tarafı olarak öteden beri bu konuda tek yanlı hareketlerden kaçınılması yönünde uyarılar yapmakta ve doğal kaynakların her iki toplumun yararına, ortak bir akılla yönetilmesini talep etmekteyiz. Hidrokarbon konusu Sayın Guterres’in de raporunda belirttiği gibi çözümün gerçekleşmesi halinde federal yetki olacağından bu yetkinin kullanımında her iki toplumun etkin katılımı söz konusu olacaktır. Ne var ki henüz bir çözüme ulaşılmış değildir. Bu nedenle, çözüm öncesinde de aynı anlayışın uygulamalara yansıtılması bir zarurettir. Zaten Genel Sekreter de raporunda bu konudaki farklılıkların çözüm öncesinde de taraflarca barışçıl yöntemlerle ele alınmasını önermektedir.
Genel Sekreter ayrıca, altı konu hakkında görüşlerini içeren çerçeveyi taraflara Crans-Montana’da, bizim de defalarca altını çizdiğimiz gibi, 30 Haziran 2017 tarihinde sunduğunu bir kez daha teyit etmektedir.
Sayın Guterres yeni ve anlamlı bir sürecin başlamasına olanak tanıyacak şartların olgunlaşıp olgunlaşmadığını belirlemek amacıyla üst düzey bir BM görevlisini adaya gönderme niyetinde olduğunu ifade etmektedir. Anımsanacağı üzere, Kıbrıs Türk tarafı, Genel Sekreter’in adaya göndermeyi düşündüğü BM görevlisine onay vermişti. Bu çerçevede öngörülen temasın uygun zamanda gerçekleşmesini beklemekteyiz.