Views: 0
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İstanbul’da Yeni Bor Stratejisi Lansman ve Teknoloji Transferi Mutabakatı İmza Töreni’nde konuştu.
Bakan Albayrak’ın konuşmasından satır başları:
TÜRKİYE’NİN RÜYASI
“Enerjide son 2,5 yılda tarihi adımlar attık. Türkiye’yi enerji ve maden teknolojilerinde önemli bir merkez üssü haline getirme hedefimiz var.
Bu hedeflerin en büyük ayaklarından birisi, Türkiye’nin rüyası haline dönüşen bugün açıklayacağımız konu. Ocak ayından itibaren bir çok toplantıda ifade ettim. Bor konusuyla ilgili milletimizi sevindirecek önemli bir müjde vereceğimizi ifade ettim. Mayıs ayı itibariyle görüşmeler neticesinde son noktaya getirdiğimiz açıklamayı gerçekleştiriyoruz.
BALIKESİR’DE BOR KARBÜR TESİSİ KURULACAK
Bugün imzalanacak protokolle Türkiye’de yüksek teknoloji bor karbür tesisini artık inşallah Balıkesir’de kuruyoruz. Bor karbür savunma sanayi için kritik önemde.
Çin’li Dalian Jinma şirketi ile Eti Maden anlaşması kapsamında Balıkesir’de bor karbür tesisi kuruyoruz.
Bor karbür ile 400 dolardan 400 bin dolara çıkan bir katma değer oluşacak.
BOR KARBÜR NEDİR?
Peki bor karbür nedir? Madenden çıkan borun katme değerini işleme yoluyla oluşturduğumuz, yaklaşık 2 bin kata kadar artıran bir teknoloji.
Bu gördüğümüz hammaddelerin dışında, işleyerek toz haline dönüştürdüğünüzde tonu 600 dolar civarı bir ürüne dönüştürüyorsunuz. Peki bundan sonraki süreç? İşte bu yüksek teknolojiyle bütün bu çerçeveyle baktığımızda, bor karbüre dönüştürülmüş bu ürünler; dünyada elmastan sonra en sert ve dayanıklı element. Müthiş bir hammadde. Ve bunu dönüştürdüğünüzde, bor karbüre, bunu toz halleriyle birlikte, tonu yaklaşık 40 bin dolara kadar mamul dediğimiz ürüne dönüşüyor.
Ve bu ekosistem içerisinde, tonu 200 dolardan başlayan tonu 40 bin dolara giden bir yolculuk. Bunu yeni teknolojilerle de işleyerek, zırh levhalar, seramik, eğimli kıvrımlı olanların helikopter zırhlarında, nükleer santral nötronları, tutucular noktasında, en sonda zırh ve yelek dediğimiz, özellikle savunma sanayiimizdeki en stratejik ürüne dönüştürülecek bir ekosistem oluşturarak iki şeyi başarmış oluyoruz.”