Views: 0
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, tam bir kültür sentezi olan Lefkoşa’daki Osmanlı dokusunun sadece korunması değil, yaşatılmasının ve turizme kazandırılmasının son derece önemli olduğunu belirtti.
Akıncı, “Turizm denince akla sadece casinoların gelmemesi gerekir. Sunabileceğimiz çok alternatiflerimiz var. Güzel sahillerimiz, güzel mutfağımız, güzel insanlarımız var ama tarihimiz ve kültürümüz de var. Bunları sadece Türk insanıyla değil, dünyanın çeşitli yerlerinden gelebilecek turistlerle buluşturmak bizim görevimiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, TC Vakıflar Müdürlüğü’nün “Vakıf Şehir Lefkoşa” projesi çerçevesinde düzenlenecek etkinliklere katılmak amacıyla KKTC’ye gelen Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve beraberindeki heyeti kabul etti.
Kabulde, TC Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay ve Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu da hazır bulundu.
“TAM BİR KÜLTÜR SENTEZİ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, kabulde yaptığı konuşmada, bugün güzel bir etkinliğe ev sahipliği yapan Lefkoşa’nın bir tarih ve kültür şehri olduğunu, özellikle sabah yürüyüş yapılan bölgenin Lüzinyan’dan Venedik’e, Venedik’ten Osmanlı’ya ve İngiliz koloni dönemine ait mimarinin belli örneklerini barındırdığı “tam bir kültürler sentezi” olduğunu söyledi.
“ADADAKİ VARLIĞIMIZIN TAPU SENETLERİ”
Özellikle Osmanlı’nın bıraktığı mirasın gözle görülür, elle tutulur bir noktada olduğu kaydeden Akıncı, “Bizim adadaki varlığımızın tapu senetleridir bunlar. Bu nedenle onları, özellikle bakıma muhtaç olanları bir an evvel restore edilerek, kazanılması son derece önemlidir” dedi.
Akıncı, bu eserlerin geçmiş dönemlerde, özellikle İngiliz yönetimi döneminde belirli ihmallere uğradığına işaret ederek, kendisinin de katkısının bulunduğu İmar Planı’nda tarihi dokunun korunmasının altının çizildiğini ve bu konuda daha sonra bir uyanış yaşandığını söyledi.
“SADECE KORUNMASI DEĞİL, YAŞATILMASI DA ÖNEMLİ”
Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Korumacılık sadece büyük binaların korunması anlamı ifade ediyordu geçmişte. Halbuki burada çok güzel bir Osmanlı şehri dokusu örneği var. Örneğin, dar sokaklı, cumbalı ve iç avlulu evlerin bulunduğu Arabahmet Mahallesi’nin olduğu gibi korunması lazım.”
Bugün gezerken dahi acil müdahale edilip, korunması gereken bina tespit ettiklerini kaydeden Akıncı, bunların önümüzdeki süreçte belli projeler çerçevesinde bir şekilde korunmaya alınması ve yaşatılması gerektiğini belirtti. “Sadece korunması değil, yaşatılması da son derece önemli” diyen Akıncı, bunun en güzel örneğinin Büyük Han olduğunu kaydetti.
Akıncı, “Büyük Han korundu ama yaşatılıyor. Fonksiyonlarla cazip bir hale getirildi… İnşallah gelecekte güzel Lefkoşa’nın daha da iyiye gitmesi için yeni olanaklar yaratılacak” şeklinde devam etti.
“SUNABİLECEK ÇOK ALTERNATİFİMİZ VAR”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, turizm denince akla sadece “casinoların” gelmemesi gerektiğini belirtti.
Akıncı, şöyle devam etti:
“Sunabileceğimiz çok alternatiflerimiz var. Güzel sahillerimiz, güzel mutfağımız, güzel insanlarımız var ama tarihimiz ve kültürümüz de var. Bir kısmı Güney Kıbrıs’ta kalmış olmakla beraber, Hala Sultan gibi, yine de görülmeye değer çok sayıda Osmanlı eserlerimiz var. Bunları sadece Türk insanıyla değil, dünyanın çeşitli yerlerinden gelebilecek turistlerle buluşturmak bizim görevimiz diye düşünüyorum.”
Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasının sonunda, bu zenginliklerin kazandırılmasına yapmakta oldukları katkılardan dolayı Çavuşoğlu ve hükümetine teşekkür etti.
ÇAVUŞOĞLU
Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu da konuşmasına, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın hürmet ve selamlarını ileterek başladı.
KKTC’de olmaktan onur ve mutluluk duyduğunu kaydeden Çavuşoğlu, bugün gerçekleştirdikleri etkinlikle, adadaki Osmanlı eserleri konusunda farkındalık yaratıp, ülkeye gelecek insanların dikkatine sunma yönünde önemli bir icraat yaptıklarını kaydetti.
Çavuşoğlu, Lefkoşa’daki çok sayıdaki vakıf eserine işaret ederek, bu nadide eserlerin görünmesini ve burada ne kadar köklü eserler bulunduğunun anlatılmasının önemine işaret etti ve başlattıkları projenin önemli kazanımları olacağına inanç belirtti.
Türkiye ile KKTC arasındaki “anavatan-yavruvatan” ilişkinin önemine vurgu yapan Çavuşoğlu, “KKTC göz bebeğimizdir. Sizin ayağınıza diken batsa, bizim yüreğimize hançer saplanır” dedi.