Views: 0
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yer alan İİT Olağanüstü Liderler Zirvesi öncesinde toplanan İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Olağanüstü Toplantısı’na katıldı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan verilen bilgiye göre, Ertuğruloğlu, burada İİT üye ve gözlemci üye devletlerin Dışişleri Bakanları ve temsilcilerine hitap etti.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kudüs’e ilişkin gelişmeler ışığında toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda üyelere hitap etmenin kendisi için büyük bir onur olduğunu belirterek, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yaptığı çağrıdan dolayı teşekkür etti.
“DÜNYA, SİYASETİN HUKUKUN ÜSTÜNE ÇIKTIĞI BİR DÖNEMİ DAHA YAŞIYOR”
Dünya, siyasetin hukukun üstüne çıktığı bir dönemi daha yaşadığını belirten Ertuğruloğlu, bu tecrübenin tekrar İslam ve İslam toplumları üzerinden yaşandığını ifade etti.
Üç din için de kutsal Kudüs şehri ve onun üzerinden oynanan siyasetin, bölgede var olan gerilimi daha büyük bir çatışmaya dönüştüreceğini ifade eden Ertuğruloğlu, Müslüman ve Hıristiyan toplumların buna sessiz kalmasının beklenemeyeceğini ve beklenmemesi gerektiğini kaydetti.
Kudüs meselesinin sadece siyasi bir mesele olarak sunulamayacağını ve Kudüs meselesinin Müslümanlar için bir din ve varoluş meselesi olduğunu belirten Ertuğruloğlu, “Bu kadar hayati bir meselede Müslüman ülkelerin gösterdiği tepki, aldıkları tavır son derece yetersizdir. Müslüman ülkelerin temsilcileri kötü bir sınav veriyor.” dedi.
Ertuğruloğlu şöyle devam etti:
“Bu bölgede var olma ve kendini kabul ettirme mücadelesi veren bir devletin Dışişleri Bakanı olarak söylüyorum. Bizim var olma mücadelemizde Müslüman devletlerin bize yaşattığı hayal kırıklığı, ne yazık ki Kudüs meselesinde de kendini göstermiştir. Bu umursamazlık kimseyi yerinde daha güçlü yapmıyor. Ben bu kadarını beklemezdim. Bize reva görülen muamele maalesef Kudüs’e de görülmüştür. Bu topraklar dünya üzerinde ‘Ben Müslümanım’ diyen herkesin ortak paydasıdır. Burası Müslümanların namusudur. Bir şeyin altını çizmek istiyorum. Koskoca İslam Âlemi içinde bir tek ülke ve bir tek lider bu mücadeleyi korkmadan ve samimiyetle vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsının bu ve benzeri meselelerdeki samimi gayretini tarih yazacaktır diye düşünüyorum.
İslam Ülkeleri’nin ortak problemlerde sahici, samimi ve kolektif bir çözüm pratiği geliştirmesi gerekmektedir. Bölgesel olsun veya olmasın ortak hassasiyetlerin üzerine daha fazla gidilmesi gerekir. Müslüman toplumların kendi içinde çözebilecekleri problemlere başkalarının müdahalesi hiç bir problemi çözmez. Aksine problemleri daha fazla büyütür. Başka merkezlerde kurgulanmış, adı İslam ile anılan, çeşitli terör odaklarının serpilip büyümesine imkân hazırlar.
Eksiğimiz; kurulmuş örgüt ve teşkilatlar değildir. Eksiğimiz; bunların işlevi ve yeniden tanımlanmasıdır. Kendimize güvenmek ve birlikte hareket etme zorunluluğumuz vardır. Ayrıca; Kudüs konusunda alınan bu karar, ne bu kararı alan ne de bu karardan fayda bekleyenlere hiçbir fayda getirmeyecektir. Bu kararın bir an önce iptal edilmesi, bütün bir bölgenin huzuruna hizmet edecektir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığı ve Tel Aviv’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma yönünde aldığı kararın kabul edilemez olduğunu bir kez daha vurgular, bu kararın geri alınması talebimizi yinelerim.”