Önlem alınmazsa yakın gelecekte bu hastalıklarda patlama olabilir.

92
reklam alani

Views: 0

 Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, üçüncü dünya ülkelerinden gelen her öğrenciden tüberküloz açısından akciğer filmi istenmesi, hepatit B, hepatit C ve HIV testlerinin de yapılması gerektiğini belirterek “Aksi taktirde yakın gelecekte bu hastalıklarda patlamalar yaşanabileceği” uyarısında bulundu.

Sağlık ve Eğitim bakanlıkları ile üniversiteleri ve YÖDAK’ı göreve çağıran Tabipler Birliği, hem öğrencilerin tümünün sigortalanıp ihtiyaç anında en iyi ve her türlü sağlık hizmetini almalarının sağlanması, hem de ülkenin toplum sağlığını tehdit edici bir hastalık taşıyıp taşımadıkları yönünden bir taramadan geçmeleri gerektiğini kaydetti.

Ülkede HIV virüsü taşıyan 506 kişi olabileceğinin tahmin edildiğini bildiren Tabipler Birliği, sağlığın herkesin hakkı olduğunu, bunun için de hijyenik koşulların, gıda güvenliğinin ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması gerektiğini belirtti.

Birlik, bu yılki teması “Sağlık Benim Hakkım” olarak belirlenen 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün en önemli amacının farkındalığı artırmak, enfekte olanların sağlık merkezlerine başvurmalarını cesaretlendirmek ve tedavi etmek olduğunu hatırlattı.

“2016’DA 1 MİLYON KİŞİ AIDS’TEN HAYATINI KAYBETTİ”

Birlik Genel Sekreteri Dr. Sonuç Büyük gün nedeniyle yaptığı açıklamada, 2016 itibarıyla tüm dünyada 36.7 milyon insanın AIDS virüsüyle enfekte olduğunu, 2016’da 1.8 milyon insanın AIDS’e yakalanırken 1 milyon hastanın ise hayatını kaybettiğini söyledi.

2017 itibarıyla 2000 yılına göre AIDS vakalarında yüzde 35 azalma sağlanırken, 2005 yılına göre ise AIDS’ten ölümlerde başarılı antiretroviral tedaviye bağlı olarak yüzde 45 azalma görüldüğünü belirten Büyük, “2000 yılında 685 bin insan tedavi şansı bulurken bugün 20 milyondan fazla insan tedavi olabilmektedir. Bu başarı insanların sağlık haklarının olduğu bilincini oturtmakla, uygun sağlık politikaları üretmek ve yeterli finansmanı sağlamakla mümkün olmuştur” dedi.

KKTC VATANDAŞI 55 AIDS VAKASI

Dünya liderlerinin HIV enfeksiyonunu azaltarak 2030 yılında tamamen ortadan kaldırmayı öngördüklerini kaydeden Büyük, KKTC’de şu anda 55 KKTC vatandaşının AIDS virüsüyle enfekte olduğunu açıkladı.

Büyük, sağlık servislerine HIV enfeksiyonu ile başvuran üçüncü dünya ülkelerinden gelen yabancı uyruklu öğrencilerde artış gözlendiğini ifade ederek, şu bilgilere yer verdi:

“506 AIDS VİRÜSÜ TAŞIYAN OLABİLİR”

“Ülkemizde şu anda 2016-2017 öğretim yılı baz alındığında 7 bin Nijeryalı, 1800 Zimbabweli, 1900 İranlı, 1800 Suriyeli, 1700 Ürdünlü, 1100 Libyalı, 1100 Iraklı, 950 Filistinli, 600 Mısırlı, 475 Kazakistanlı ve 52.135 Türkiyeli olmak üzere toplamda 70 bin 560 öğrenci eğitim ve öğretim görüyor. UNAIDS istatistiklerine göre, Nijerya’da HIV / AIDS oranı yüzde 3.1, Zimbabwe’de yüzde 14.7, İran’da yüzde 0.1, Libya’da yüzde 0.13, Mısır’da yüzde 0.1, Kazakistan’da yüzde 0.2, Türkiye’de yüzde 0.04. Suriye, Ürdün, Irak ve Filistin’de ise HIV / AIDS oranına ilişkin istatistiksel veri henüz oluşturulmadı. Buna göre hesaplandığında ülkemizde 506 AIDS virüsü taşıyan insan olabileceği tahmin edilmektedir.”

“KAÇ KKTC VATANDAŞININ HEPATİT HASTASI OLDUĞU NET DEĞİL”

Her yıl 880 bin kişi hepatit B’nin 339 bin kişinin ise hepatit C’nin neden olduğu siroz ve karaciğer kanserinden hayatını kaybettiğini dile getiren Büyük, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğinden alınan bilgilere göre, ülkede KKTC vatandaşı kaç kişinin hepatit B ve hepatit C hastası olduğunun henüz net olarak belli olmadığını bildirdi.
Büyük, ülkedeki öğrenci sayılarına bakıldığında tahmini olarak bu öğrencilerin 3 bin 199’unun hepatit B, 762 sinde hepatit C hastası olduğunun öngörülebildiğini belirtti.

VEREMDEKİ RAKAMLAR

Dünya Sağlık Örgütü sınıflamasına göre KKTC’nin akciğer veremi açısından çok düşük risk sınıfı ülkeler arasında olduğunu ifade eden Büyük, “Hastalığın yıllık verilerini incelediğimizde son 35 yılda görülme sıklığı giderek azalmaktadır” dedi.

Büyük, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Servisi’nden alınan bilgiye göre, 1982– 1990 yılları arasında yıllık ortalama 47.5 vaka, 1991- 2000 yılları arasında yıllık ortalama 52 vaka, 2001- 2010 yılları arasında yıllık ortalama 35 vaka, 2011-2015 yılları arasında yıllık ortalama 33 vakaya rastlandığını 2016 yılında ise 20 vaka saptandığını açıkladı.

“VEREM ÜÇÜNCÜ ÜLKELERDEN GELENLERDE YAYGIN… ÖNERİMİZ AKCİĞER FİLMİYLE GELMELERİ”

“Özellikle son iki yılda dikkat çeken olayın aktif verem vakalarının çoğunun üçüncü dünya ülkelerinden ülkemize gelen üniversite öğrencilerinin olmasıdır” diyen Büyük, bu konudaki önerilerinin, bu öğrencilerin kendi ülkelerinde akciğer filmi çektirip temiz raporu aldıktan sonra ülkeye gelmeleri olduğunu söyledi.

Büyük, Verem Savaş Dispanserinin her yıl rutin olarak, ilkokul birinci ve beşinci sınıf öğrencilerini PPD testi ile taradığını, testi pozitif çıkan öğrencilere 6 ay koruma tedavisi başlandığını ayrıca asker celplerinin de PPD testi ile tarandığını hatırlattı.

“HASTALIKLARDA PATLAMA OLABİLİR”

Büyük açıklamasına şöyle devam etti:

“Üniversitelerimiz hiç kuşkusuz ülkemizin hem tanıtımında çok önemli rol oynamakta, hem ülkemize önemli bir ekonomik katkısı olmakta hem de yatırım ve iş olanakları sağlamaktadır. Ancak eğer bu ülkeyi üniversiteler ülkesi yapacaksak o zaman da sağlık açısından da gerekleri yerine getirmemiz gerekmektedir. Hem gelen öğrencilerimizin tümü sigortalanıp ihtiyaç anında en iyi ve her türlü sağlık hizmetini almaları sağlanmalı, hem de ülkenin toplum sağlığını tehdit edici bir hastalık taşıyıp taşımadıkları yönünden bir taramadan geçmeleri sağlanmalıdır. Bu bağlamda özellikle 3. dünya ülkelerinden gelen her öğrenci için tüberküloz açısından akciğer filmi istenmeli, hepatit B, hepatit C ve HIV testlerinin yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde yakın gelecekte bu hastalıklarda patlamalar yaşanabilir.

RİSKLER

Bu nedenle Sağlık ve Eğitim Bakanlığını, Üniversitelerimizi ve YÖDAK’ı göreve çağırıyoruz. Halkımıza hepatit B, hepatit C ve HIV enfeksiyonunun kan ürünlerinin verilmesi, cinsel ilişki, erkeler arasında eşcinsel ilişki, sağlıksız ortamlardaki diş tedavileri, ortak enjektör kullanımı ve dövme gibi enfekte kan ürünlerinin vücuda girmesiyle bulaştığını hatırlatırız. Riskli hastalara ve özellikle riskli ortamlarda çalışan sağlık elemanlarının hepatit B aşısı ile aşılanmalarını tavsiye eder, halkımıza sağlıklı günler dileriz.”

 

Paylaş