Views: 0
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay sosyal medyadan parti ve şahsı adına yapılan eleştirilere yanıt verdi.
Günlerdir dört bir koldan hem şahsıma hem de Halkın Partisi’ne dönük olarak ithamlar, karalamalar yapılıyor. Öncelikle şunu söyleyeyim, bunlar bizi yıldırmaz ve yolumuzdan ve mücadelemizden alıkoymaz, daha da bir güçlendirir.
Geçtiğimiz hafta ortaya atılan iddiaları Genç Tv’de Baykan Gürses’in programında yanıtlamıştım (bir kısmı Yenidüzen Gazetesi’nde de yayınlanmıştı), ancak öyle anlaşılıyor ki bu karalama kampanyasını sistematik olarak sürdürüyorlar.
Geçen hafta yaptığım açıklamaları görmeyenler için bir kez daha yazayım:
1- Bir kere bu çamur atma girişimleri sırf seçimler geldiği için ve yıpratmak için yapılıyor.
2- Halkın Partisi’ne kim bağış yaptıysa MAKBUZ KARŞILIĞINDA yaptı. Kayıtlıdır, dosyamızdadır ve yasalarımıza uygun olarak Yüksek Mahkemeye de sunulmuştur.
3- Biz bir yasal bir zorunluluk olmamasına rağmen, başka siyasi partiler bunu yapmıyor olmasına rağmen periyodik olarak GELİR-GİDER TABLOMUZU KAMUOYUNA AÇIKLADIK ve bir sonrakini de gelecek hafta açıklayacağız.
4- 2015 yılında Cumhurbaşkanı adayı olduğumda mal beyanında bulunmuştum, 2016’da da Halkın Partisi kurulduğunda mal beyanımı yenilemiştim ve kamuoyuna açıklamıştım. Mal varlığım ve borcum da kamuoyu önde şeffaf şekilde açıklanmıştır.
5- Siyasal partiler yasası partilerin bağış almasını düzenler. Bizim aldığımız tüm bağışlar YASAL SINIRLAR İÇİNDE olmuştur. 42. Madde, gerçek ve tüzel kişilerin her birinin bir siyasi partiye aynı yıl içerisinde ASGARİ ÜCRETİN 30 KATINI AŞAN miktarda bağışta bulunmasını yasaklar. Makbuz alınmasını da şart koşar. HP için alınan bağışlarda bu miktarın üzerine HİÇ çıkılmadığı gibi, bugüne değin en fazla bunun da yarısı kadar bağış ancak alınmıştır. Yani yasalara uygun davranılmıştır.
6- Bağış alındığında her kim olursa olsun makbuz üzerindeki şu cümlenin altına imza koyarak bağış yapabilmiştir: “Halkın Partisine yaptığım bu bağış karşılığında toplumsal menfaat dışında herhangi bir menfaat beklentim yoktur”. Yani yapılan bağışla bir menfaat ilişkisi içerisine girilmemiş, kimseye bir söz verilmemiştir.
7- İddia edilenin aksine bugüne değin partiye bağış yapanlar kendileri bağış yapmış, kendilerinden bağış talep edilmemiş/para istenmemiştir ve yaptıkları bağış yasanın sınırları içerisinde, makbuzun üzerindeki o yazının altını imzalayarak ve bizden hiçbir şey talep etmeden gerçekleşmiştir. Yani herhangi bir menfaat ilişkisi kurulmamıştır.
8- Bunca yıl yasal sınır tanımadan, bavullarla paraları partilere taşıyanlar, taşırken bir kısmını ceplerine atanlar oldu. Hiçbirinin makbuz kestiğini görmedik, hesaplarını Yüksek Mahkemye dahi vermediler ve yasayı ihlal ettiler. Kimisi yıllarca abuk subuk piyango satışı yapıp sonra hediyeleri kimseye çıkartmayıp akıldan çıkmayan skandallara imza attılar. Şimdi biz Halkın Partisi olarak bunu kendileri gibi yapmış olsaydık, yasadaki sınırı dikkate almadan ihlal ederek, makbuz kesmeden el altından alarak, İnsanların talebiyle değil biz talepkar olarak almış olsaydık buna çok sevineceklerdi orası kesin.. Bütün kızgınlıkları herşeyi yasalar çerçevesinde yapıyor olmamızdandır.
9- Ben bir bilim insanıyım, kafamı kesseniz asla hayatım boyunca kimseden “yahu bu ankette bizi birinci göster yahut yüksek göster ya da kazanır göster” DEMEDİM, DEMEM, DEMEYECEĞİM! Açık ve net söylüyorum. Biz Halkın Partisi yöneticileri olarak hiçbir anket şirketine para verip bizi birinci çıkartmasını ya da yüksek çıkartmasını talep etmedik, bir başkasından para alıp böyle bir maksat için bir anket firmasına da para vermedik.
10- Türkiye’de yapılan darbe girişimi ertesinde burada düzenlenen mitinge şahsen katılmamış olmama rağmen Halkın Partisi’nin destek vermesi hiçbir biçimde KİMSENİN baskısı yahut telkini ile olmamıştır, olamazdı da zaten. Verdiğimiz destek Çiftçiler Birliği’nin resmi daveti sonucu olmuştu. Biz o mitinge Anadolu halkına bir dayanışma mesajı olsun diye destek verdik, Türkiye’deki herhangi bir partiye yahut siyasiye destek olsun diye değil ve o günlerde de bunu net şekilde açıkladık.
“Alnım açık, vicdanım rahattır” dedim ve yine diyorum. Gaileyi siyaset üzerinden servet sahibi olanlar çeksin.
Bu menfaat düzeninin bekçileri bizi yolumuzdan döndüremeyecekler, bunu herkesin bilmesini isterim. Bu yapının çatırdamasına sayılı günler kaldı, söylenen kadar ve çoğu zaman söylenenden de fazla onu kimin ne maksatla söylediği önemlidir.
Herkes her şeyin farkındadır ve bizim de güvendiğimiz tek nokta Halkın iradesi ve değerlendirmesidir.
Sessiz çoğunluk bu menfaat düzenini sarsacak güce sahiptir.