Kıbrıs Türk devleti, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın hedeflerine tamamıyla bağlıdır

84
reklam alani

Views: 0

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çalışmaları kapsamında her yıl düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) gayri resmi Bakanlar Konseyi Toplantısı’na katılarak, üye ülkelere hitap etti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu konuşmasında, Kıbrıs’ta; Kıbrıslı Türklerin sebebi olmadıkları ve sürdürülmesine neden olmadıkları bir sorunun esiri haline getirilmelerinin büyük bir haksızlık ve insanlık dışı olduğunu vurguladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Ertuğruloğlu, uluslararası topluma şöyle seslendi:

“Kıbrıs’ta uluslararası toplumun da desteği ile Ada’daki iki tarafın güçlü komşuluk ilişkileri kurabileceği ve yan yana barış ve istikrar içerisinde yaşayabilecekleri farklı çözüm alternatiflerinin artık değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Bu yalnızca Ada barışı ve istikrarı için değil, çatışmalar sebebiyle sorunların yaşandığı bölgemizin barış ve istikrarı açısından da büyük bir önem taşımaktadır.”

KKTC’nin “Kıbrıs Türk Devleti” sıfatıyla gözlemci üye olarak yer aldığı EİT üyesi ülkelere hitap eden Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, ilk olarak Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Halil İbrahim Akça’ya, Kıbrıs Türk halkına verdiği destek ve işbirlikleri için teşekkür etti.

“Üye devletlerle ortak bir tarih ve kültüre sahip olan Kıbrıs Türk devleti, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın hedeflerine tamamıyla bağlıdır” diyen Ertuğruloğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“Kuzey Kıbrıs, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın aktivite ve etkinliklerine 1992 yılından beri katılmakta ve 2012 yılından beridir söz konusu Teşkilat’ta gözlemci üye statüsü ile yer almaktadır. Kıbrıs Türk Devleti olarak önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek olan teşkilat çalışmalarına katkı sağlamaya hazırız.

Bu vesileyle yıllardır devam eden ve kritik bir dönemeçten geçtiğimiz Kıbrıs sorununa kısaca değinmek istiyorum. Bilindiği üzere, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin tüm yapıcı çabalarına rağmen, 28 Haziran-7 Temmuz 2017 tarihleri arasında İsviçre’nin Crans-Montana kentinde gerçekleştirilen Kıbrıs Konferansı’ndan, Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmaz ve maksimalist tavrı ve statükoyu perçinleyen ucu açık müzakerelerin devam ettirilmesindeki ısrarı sebebiyle sonuç alınamamıştır. Bahse konu konferans, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonu parametreleri çerçevesinde iki toplumlu, iki kesimli federasyon temelinde 50 yıldır sürdürülmekte olan müzakerelerin tükendiğini açıkça gözler önüne sermiştir.

Bu cihetle, Kıbrıslı Türklerin sebebi olmadıkları ve sürdürülmesine neden olmadıkları bir sorunun esiri haline getirilmeleri büyük bir haksızlıktır ve insanlık dışıdır. Geçmiş geleceğin aynasıdır: bu noktada, Kıbrıs Rum Dışişleri eski Bakanı Rolandis’in, Kıbrıs Rum tarafının geçmişte de 15 kez çözüm çabalarını engellediğini şahsen itiraf ettiğini hatırlatmak isterim. Dönemin Birleşmiş Milletler Genel-Sekreteri Kofi Annan’ın 28 Mayıs 2004 tarihli raporunda belirttiği üzere, Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıs Türk halkı ile güç ve refah paylaşımına hazır değildir. Bu değerlendirme, Kıbrıs’taki mevcut durumu bugün için de doğru bir şekilde yansıtmaktadır.”

“Farklı çözüm alternatifleri artık değerlendirilmeli”

Uluslararası toplumun da desteği ile adadaki iki tarafın güçlü komşuluk ilişkileri kurabileceği ve yan yana barış ve istikrar içerisinde yaşayabilecekleri farklı çözüm alternatiflerinin artık değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Ertuğruloğlu, bunun yalnızca Ada barışı ve istikrarı için değil, çatışmalar sebebiyle sorunların yaşandığı bölgedeki barış ve istikrar açısından da büyük önem taşıdığını kaydetti.

Turizm ve yükseköğrenim

Ertuğruloğlu şunları ifade etti:

“Bildiğiniz üzere, iki ana ekonomik sektörü yükseköğrenim ve turizm olan Kuzey Kıbrıs genç, ancak hızla gelişen bir ülkedir. Ülkemiz hem yükseköğrenim hem de Doğu Akdeniz’de önde gelen bir turizm destinasyonu olarak ortaya çıkmaktadır.

Turizmi, üye ülkelerin işbirliği yapabilecekleri ve üye ülkelerin yararına geliştirilebilecek önemli bir alan olarak değerlendiren EİT hedefleri ile de uyumlu bir şekilde, ülkemizin el değmemiş doğası, zengin kültürel ve tarihi mirasının EİT üye ülkelerinden kardeşlerimiz için ideal bir turizm merkezi olduğuna dair inancımız büyüktür.

2017 yılı istatistikleri, yaklaşık 1 milyon turistin ülkemizi ziyaret ettiğini göstermektedir. Ülkemizde toplam 22 bin yatak kapasiteli yaklaşık 133 tatil beldesi bulunmaktadır. Konaklama seçenekleri beş yıldızlı lüks otellerden, tatil köylerine kadar çeşitlilik göstermektedir. Kuzey Kıbrıs’ın aynı zamanda Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinden aileler için ideal bir turistik mekân olduğunu da sözlerime eklemek isterim.

Yükseköğrenim, ekonomimizin önemli bir sektörünü teşkil etmektedir. Günümüzde, Kuzey Kıbrıs’ta mevcut 15 üniversitemiz ve yaklaşık 90 bin öğrencimiz bulunmaktadır. Bunların yaklaşık 50 bini Türkiye’den gelmekte olup, 14 bini Kıbrıslı Türk ve 26 bini de uluslararası öğrencilerden oluşmaktadır. Öğrencilerimizin 131, öğretim üyelerimizin ise 65 farklı ülkeden geliyor olmaları, ülkemizdeki Yükseköğrenimin uluslararası karakterini yansıtmaktadır. Ülkemiz üniversitelerinde okuyan 5 bin 500 öğrencinin EİT üye ülkelerinden gelmekte oluğunu belirtmekten de memnuniyet duyarım. Bu öğrencilerin birçoğu Pakistan, İran, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’dan gelmektedir. Öncelikli hedefimiz, önümüzdeki dönemde EİT Üye Ülkelerinden üniversitelerimize gelecek öğrenci sayısını artırmaktır.

Yabancı yatırımcıya teşvik

Hükümetimiz, yabancı yatırımcıların Kuzey Kıbrıs’a gelmelerini fiilen teşvik etmek istemektedir. Bu vesileyle, üye ülkelerden yatırımcıları Kuzey Kıbrıs’taki yatırım imkânları ve hükümetimizin verdiği teşviklere ilişkin bilgilendirmeye hazırız.

Başta turizm olmak üzere, çeşitli alanlarda yatırım teşvikleri mevcuttur. Otel, konferans turizmi, yat turizmi ve marina inşası gibi özel ilgi turizm alanlarda verilen teşvikler ülkemizdeki yabancı işadamlarına yönelik fırsatlardan sadece birkaç tanesini teşkil etmektedir. Yeni gelişmekte olan alanlar, örneğin sağlık turizmi ve tarım-sanayi sektörleri de özel sektör ve yabancı yatırımcılar için çekici fırsatlar arasındadır.

KKTC’de 2 EİT organizasyonu

Mart 2017 tarihinde İslamabad’da gerçekleştirilen 13. EİT zirvesinde kabul edilen takvim ile uyumlu olarak, bu yıl ülkemizde 2 EİT organizasyonu gerçekleştireceğiz. ‘Kapasite Geliştirme ve Biyolojik Çeşitlilik Konularındaki En İyi Uygulamalara ilişkin İkinci Çalıştay’ 31 Ekim – 2 Kasım 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek, ‘4. Uzmanlar Ekoturizm Grup Toplantısı’ ise 12 – 14 Aralık 2017 tarihleri arasında yapılacaktır.

Tüm üye ülkelerden katılımcıları bu önemli etkinliklerde ağırlamak için sabırsızlanıyoruz. 2018 yılında daha fazla EİT etkinliğine ev sahipliği yapma arzusunda olduğumuzu da yinelemek isteriz.”

Paylaş