Views: 0
İspanya‘nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminde, “yasa dışı” ilan edilmesine rağmen 1 Ekim’de yapılmak istenen bağımsızlık referandumu ülkenin egemenliğinin yanı sıra ulusal zenginliklerini de riske sokuyor.
Katalonya, topraklarında yaşayan 7 milyon 523 bin kişiyle, 17 özerk yönetimden oluşan İspanya’da, Endülüs’ten sonra en büyük nüfusuna sahip ikinci özerk bölge olarak öne çıkıyor.
Tarihten gelen Madrid-Katalonya rekabeti ekonomiden spora, her alanda kendini gösterirken, bu çekişme özellikle bağımsızlık girişimleriyle daha da ön plana geçti.
İspanya ekonomisinin en güçlü iki dinamiği Madrid ve Katalonya’dan birinin kayba uğramasının tüm ülkeyi ciddi krize sokacağı ülkedeki uzmanlar tarafından sıkça dile getiriliyor.
Resmi verilere göre, 2015 ve 2016’da, yüzde 3,5’er büyüme oranıyla İspanya ortalamasının neredeyse iki katı ekonomik büyüme elde eden Katalonya, aynı zamanda ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) yüzde 19,2’sini karşılayarak İspanya’nın ulusal zenginliğinin 5’te 1’ini elinde tutuyor.
İspanya’da kişi başına düşen yıllık milli gelir 24 bin avro civarında iken Katalonya’da bu rakam 27 bin avroyu buluyor.
Hem turizmin hem futbolun kaynağı
Diğer yandan İspanya’nın ihracatının yüzde 26’sına sahip Katalonya, gerek üniversiteleri gerekse endüstriyel boyutta gelişmiş Ar-Ge şirketleriyle de ülkenin kalkınmasındaki öncü bölgelerin başında geliyor.
İspanya’daki aktif şirket sayısının 5 bin 418’i yabancı yatırımcı olmak üzere toplamda 635 bin 704 şirketle yüzde 18,9’una sahip Katalonya, ticaret hacmi ve sermaye bakımından ilk sırada olan Madrid’i çok yakından takip ediyor.
Katalonya, ayrıca 2016 yılında İspanya’ya gelen 75,6 milyon turistin yaklaşık 19 milyonunu ağırlayarak ülkedeki turizm destinasyonları arasında ilk sırada yer alıyor.
Katalonya’nın bağımsızlık ilan etmesi halinde yalnızca turizm değil futbol da etkilenecek.
Forbes dergisinin haziran sayısında 3 milyar 640 milyon avro ile dünyanın en zengin 2. kulübü olarak gösterilen Barcelona’nın (3 milyar 640 milyon avro) da İspanya 1. Futbol Ligi’nin (La Liga) dışında kalacağı belirtiliyor.
Bağımsızlık talebinin kaynağı kaybedilen haklar
İspanya’da 1979’dan bu yana özerklik statüsüne sahip Katalonya’da 2011’den bu yana artarak devam eden bağımsızlık girişimlerinin temelinde ise 2006 yılında elde edilen yeni özerlik statüsünün 14 temel maddesinin 2010’da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve İspanya’nın yaşadığı ekonomik kriz yatıyor.
Ulus olarak tanınmanın yanı sıra mali, siyasi, adli ve Katalanca diliyle ilgili kazanılan tüm yeni haklarını kaybeden Katalanlar, bağımsızlık yanlısı ilk büyük gösteriyi 10 Temmuz 2010’da “Biz ulusuz, geleceğimize kendimiz karar veririz” sloganıyla Barselona’da düzenlemişti.
Katalonya, 2010 yılındaki olağan yerel seçimin ardından bağımsızlık girişimlerinden dolayı 2012 ve 2015 yıllarında iki erken seçim yaşarken, bağımsızlık talebiyle bağlantılı kendi yerel parlamentosunda alınan kararların tümü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Özerk Yönetim Başkanı olarak 2010-2016 yıllarında görev yapan Artur Mas’ın İspanya devleti ile yeni mali anlaşma yapma talebiyle merkezi hükümetinin kapısını her çalışında, ekonomik kriz gerekçe gösterilerek Katalanların bu isteği reddedildi.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla “yasa dışı” ilan edilmesine rağmen 9 Kasım 2014 tarihinde yapılan bağımsızlık yanlısı halk oylaması da hiçbir meşruluğu olmamasından dolayı başarı sağlayamadı.
Bu halk oylamasında “Katalonya’nın bir devlet olmasını ister misin?” ile “Evet ” seçeneğini işaretleyenler için “Bu devletin bağımsız olmasını ister misin?” şeklinde iki seçenekli soru yöneltilmişti. Sonucunda da katılım oranı yüzde 37,2’de kalırken, oy kullanların yüzde 80,76’sı iki seçeneğe de “Evet” diyerek tam bağımsızlık istediklerini açıkça ortaya koymuştu.
Katalonya Özerk Yönetim Başkanı olan Carles Puigdemont’un, 12 Ocak 2016’dan beri, radikal sol görüşlü Halk Birliği Adaylığı (CUP) partisinin dışarıdan desteğini alarak kurduğu azınlık hükümeti, Katalonya’da ikinci kez bağımsızlık referandumu denemesi yapıyor.
Daha önce 2014’teki gibi, İspanya devleti ile anlaşmalı referandum talebi merkezi hükümet tarafından reddedilen Katalonya özerk hükümeti, yerel parlamentosunda çıkardığı yasalarla referanduma gitmeyi denese de yine Anayasa Mahkemesinin aldığı iptal kararlarıyla tüm meşruluğunu kaybetmiş gözüküyor.
Ülkede gelinen mevcut durumda İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, “Hiçbir seçeneği dışarıda bırakmadan bu referandumu engellemek için her şeyi yapacağım. Bu referandum gerçekleşmeyecek.” açıklamasında bulunurken, Katalonya Özerk Yönetim Hükümeti Sözcüsü Jordi Turull bu yoruma “1 Ekim, hiç kimsenin durduramayacağı bir demokrasi tsunamisi olacak.” karşılığını verdi.