Views: 0
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununun, tüm ilgili tarafların rızası ile bir çözüme kavuşmadıkça bir şekilde gündemde olmaya devam edeceğini belirterek, ancak geçmekte olan zamanın bugüne kadar konuşulan federal çözümün gerçekleşmesine katkı yapmadığını ve iki ayrı devlet varlığını pekiştirdiğini söyledi.
Kıbrıs’ta ya tek çatı altında eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde paylaşıma dayalı bir yaşam biçimine gidileceğini ya da yan yana iki ayrı çatı altında var olmanın yolunun bulunacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Her durumda tarafların mutabakatı kaçınılmazdır. Aynı coğrafya olarak toplamda 9000 km2’lik güzel bir adanın toplumları olarak barış ve işbirliği içinde yaşayabilmenin koşullarını oluşturmak sorumluluğu devam etmektedir” dedi.
AKINCI HALKIN BAYRAMINI KUTLADI
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kurban Bayramı mesajında halkın Bayramını kutladı. Akıncı, mesajında, Kıbrıs sorununda gelinen durum ve güncel konulara da değindi.
“Bayram günlerini aileniz ve sevdikleriniz ile birlikte sağlık ve huzur içerisinde geçirmenizi diliyorum” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Geçtiğimiz Ramazan Bayramında yine sizlere seslenmiş ve Crans Montana’daki son Kıbrıs Konferansının hemen öncesinde yer alan bu konuşmamda, konferansın ya çözüm için gerekli kararlılık ve iradenin karşılıklı olarak gösterilip sonuca varılacağı, ya da bu yapılmadığı takdirde başarısızlıkla sonuçlanacak bir konferans olacağını vurgulamıştım” dedi.
O dönemde geçmiş tecrübeleri nedeniyle halka gereksiz ve zeminsiz umutlar vermek yerine, ihtiyatlı olmayı tercih ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Rum tarafında erken başlamış bir seçim atmosferinin hüküm sürdüğüne de işaret etmiştim. Gelecek seçimler yerine gelecek nesillerin düşünülmesi gerektiğinin de altını çizmiştim” diye konuştu.
“TARİHİ ÇÖZÜM FIRSATI HEBA EDİLDİ”
“Üzülerek ifade etmek isterim ki Crans Montana’daki Kıbrıs Konferansında ihtiyatlı olmakta ne kadar haklı olduğumuz çok net olarak anlaşılmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti:
“Tüm iyi niyetli çabalarımıza ve gösterdiğimiz irade ve kararlılığa rağmen, Rum tarafında aynı karşılığı göremedik. Konferansa makul bir çerçevede uzlaşmak için gelmek yerine, suçlu yaratmak için geldiler. İç politik kaygıların çok ağır bastığı konferans boyunca kendini gösterdi ve ne yazık ki tarihi bir fırsat bu tutum nedeniyle heba edildi.”
Rum liderliğinin, konferansta içine girmeye yanaşmadığı Gutteres çerçevesini, şimdi ikide birde gündeme getirerek o çerçevede müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduklarını tekrarlamakta olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, eski alışkanlıkla ön şartlar da koştuklarına dikkati çekti.
Crans Montana’daki son Kıbrıs Konferansı’nın tüm taraflar için müzakerenin ötesinde bir karar konferansı olduğunu ve bunun sadece kendilerinin değil Birleşmiş Milletlerin de anlayışı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Türk tarafı olarak üzerimize düşeni hakkıyla yerine getirerek ve Türkiye’nin de makul sınırlar içerisinde bizlere yardımcı olması için gerekli çabayı göstererek tarihi sorumluluğumuzun bilinci içerisinde hareket ettik. Zamana oynamadık, kararlı davrandık.
Esasen 5’li konferans toplanabilmişse bu en başta Kıbrıs Türk tarafının gayretleri ile olmuştur. Ne yazık ki aynı şeyi Rum tarafı için söylemek mümkün değildir” dedi.
“SÖZDE ÇAĞRILARININ HİÇBİR ANLAMI YOK”
“Gelinen bu aşamada, gerekli kararlılığı gösteremeyen Rum liderliğinin söylediklerinin ve yaptığı sözde çağrıların hiçbir anlamı yoktur. BM dahil konferansın diğer tarafları da durumun farkındadır” ifadelerini kullanan Akıncı, “Benim samimi inancım odur ki, benzeri süreçlerle, varacağımız sonuç da diğerlerinin aynı olacaktır. Aynı anlayışlarla ve aynı metotlarla farklı bir sonuca ulaşmamız olanaksız görülmektedir. Ucu açık bir müzakere sürecinin artık devam edemeyeceği ortadadır” diye konuştu.
Daha önce de değindiği gibi, Rum tarafında bir zihniyet dönüşümünün olup olamayacağını görmeleri gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “İçine biraz da erken olarak girdikleri seçim sürecinde yaşanacaklar ve ortaya konacaklar bu açıdan önem taşımaktadır. Ne var ki şu ana kadar ifade edilenlerin pek umut vermediğini de belirtmem gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“Bilinen bir gerçekliktir ki diplomaside nokta konulmak istenmez. Ya noktalı virgül ya da virgül konur, yine devam edilir. Bir yerde uluslararası bir sorun varsa bir şekilde yeniden gündeme getirilir. Kıbrıs sorunu da tüm ilgili tarafların rızası ile bir çözüme kavuşmadıkça bir şekilde gündemde olmaya devam edecektir” diyen Akıncı, “Burada sorun geçmekte olan zamanın bugüne kadar konuşulan federal çözümün gerçekleşmesine katkı yapmadığı ve iki ayrı devlet varlığını pekiştirdiğidir. Eminim bu uyarıyı defalarca yaptığımı anımsayacaksınız” ifadelerini kullandı.
“ADADA İKİ AYRI DEVLETİN VARLIĞI BİR GERÇEKTİR”
“Kim ne derse desin Kıbrıs’ta iki ayrı devletin varlığı bir gerçektir. KKTC tanınmamış olsa da bir gerçekliktir” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunun temel nedeni de Rum tarafının yıllar süren Enosis mücadelesidir. 1963’te ortaklık Devletinin dışına atılan Kıbrıs Türkü kendi yönetim mekanizmalarını kurmak durumundaydı. Bu çerçevede oluşturulan Kıbrıs Türk Yönetimi, 1974 sonrasında Kıbrıs Türk Federe Devletine ve ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine dönüşmüştür. Yönetimi paylaşma anlayışı çerçevesinde Federal çözüme ulaşılabilse KKTC eşit iki kurucu devletten birine dönüşmüş olacaktı. Bize bağlı olmayan nedenlerle bunun olamadığı bir durumda ise elbette KKTC ortadan kalkmayacaktır.
Kısacası Kıbrıs’ta ya tek çatı altında eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde paylaşıma dayalı bir yaşam biçimine gidilebilecek ya da yan yana iki ayrı çatı altında var olmanın yolu bulunacaktır. Her durumda tarafların mutabakatı kaçınılmazdır. Aynı coğrafya olarak toplamda 9000 km2’lik güzel bir adanın toplumları olarak barış ve işbirliği içinde yaşayabilmenin koşullarını oluşturmak sorumluluğu devam etmektedir.”
“BİR ÇOK ALANDA KÖTÜYE GİDİŞ VARDIR”
“Kıbrıs sorununda varılacak sonuç ne olursa olsun; o yönde uğraş verirken içimizi düzeltme sorumluluğunu bir gün dahi ihmal etme hakkına sahip değiliz. Çünkü yaşam durmuyor. Bazı alanlarda iyiye gidiş olsa da, bir çok alanda ne yazık ki kötüye gidiş vardır” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, çevre, trafik, gıda güvenliği, sağlık ve eğitim alanlarındaki sorunlara dikkat çekerek, gerekli atılımların yapılarak bu konularda ileri mesafeler kaydedilmesinin geciktirilmemesi konusundaki düşüncelerini paylaştı.
“Kötüye gidişi durdurmak ve genç kuşaklara daha güzel bir gelecek kurmak hepimizin en büyük sorumluluğudur” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yaşadığımız çevreyi tahrip etmemek, kirletmemek; trafik anarşisinin önüne geçecek bilimsel yaklaşımları benimsemek, gıda güvenliğini sağlamak, eğitimde, sağlıkta gerekli atılımları gerçekleştirip kaliteyi artırmak başarılması gereken konulardan sadece birkaç tanesidir”.
“EĞİTİM SİSTEMİNDE YOZLAŞMAYA FIRSAT VERİLMEMELİ”
Konuşmasının son bölümünde eğitim sistemine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Akıncı sözlerini şöyle tamamladı:
“Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolu açan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı da Kurban Bayramı arifesinde kutlamış bulunuyoruz. Atatürk sadece Türkiye için değil Kıbrıs Türkleri için de önemli bir liderdir. Onun “Yurtta Barış Dünyada barış” ilkesi Kıbrıs’ın özel durumu nedeniyle de sıklıkla anımsadığımız en temel ilkelerden biridir. Bunun yanında çağdaş uygarlık hedefi ve laiklik ilkleri Kıbrıs Türk toplumunun içselleştirdiği ve yaşam biçimi haline dönüştürdüğü temel kavramlardır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde daha güzel bir gelecek yaratma çabalarımızı sürdürürken, demokratik, laik, çoğulcu, barışçı, hoşgörülü ve bilimin ışığında yürüyen bir toplumsal yapıyı yaratmak hedefini gözetmek durumundayız. Bunun için eğitim sistemimizin yozlaşmasına fırsat vermemek, çağdaş ve bilimsel niteliğini gözümüz gibi korumak en önemli sorumluluklarımızdan biridir.
Bu düşüncelerle bir kez daha Kurban Bayramınızı kutlar, hepinize, sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.”