Bizimkiler, Türkeş’in ‘Kıbrıs Türk Halkı’na olan sevgisini en güzelinden istismar etti

83
reklam alani

Views: 0

Eski Başbakanlardan, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Türkiye ile ilişkileri düzeltmek adı altında para için protokolü imzalayan ama ardından içeriğini dalga geçer gibi umursamayan hükümetin, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in Türkiye’de bu görevden gitmesine neden olduğunu savundu.

İddialı konuşan Soyer, ‘‘Görevden alınan Türkeş’in başını, onu istismar eden bizim hükümet yedi” iddiasında bulundu.

Eski Başbakanlardan, CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Türkiye ile ilişkileri düzeltmek adı altında para için protokolü imzalayan ama ardından içeriğini dalga geçer gibi umursamayan hükümetin, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in, Türkiye’de bu görevden gitmesine neden olduğunu söyledi.

Hükümetin, Türkeş’in Kıbrıslılığı ve Kıbrıs Türk halkına sevgisini istismar ettiğini iddia eden Soyer, “Protokolü uygulamadılar, uymadılar. Tuğrul Bey de bunları elbette zorladı ancak uymamalarına karşın Kıbrıs Türklerinin sıkıntı yaşamaması için katkı yapmaya devam etti. Bizimkiler de bunu en güzelinden istismar etti ve sonunda Türkeş’in de Türkiye’de başını yediler. Bunu açık ve seçik söylüyorum” diye konuştu.

Hükümetin, Kıbrıs Türk halkından “50 ışık yılı uzakta” olduğu benzetmesini yapan Soyer, Başbakan Özgürgün’ün “Kimseye artık borcumuz yok” açıklamaları hakkında ise devletin yıllardır biriken iç borçlarına işaret ederek, rakamların ütopik seviyelere ulaştığını söyledi.

Seçimin bir an evvel yapılması gerektiğini söyleyen Soyer, aksi halde genel seçim için nisan ve yerel seçim için ise yasal zorunluluk haziran ile düşünüldüğünde koca bir 2018 yılının da heba olacağını sözlerine ekledi.

Eski Başbakanlardan, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Türkiye ile ilişkileri düzeltmek adı altında para için protokolü imzalayan ama ardından içeriğini dalga geçer gibi umursamayan hükümetin, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in Türkiye’de bu görevden gitmesine neden olduğunu savundu.

Hükümetin, Türkeş’in Kıbrıslılığı ve Kıbrıs Türk halkına sevgisini istismar ettiğini iddia eden Soyer, “Protokolü uygulamadılar, uymadılar. Tuğrul Bey de bunları elbette zorladı ancak uymamalarına karşın Kıbrıs Türklerinin sıkıntı yaşamaması için katkı yapmaya devam etti. Bizimkiler de bunu en güzelinden istismar etti ve sonunda Türkeş’in de Türkiye’de başını yediler. Bunu açık ve seçik söylüyorum” diye konuştu.

“DEVLETİN 7 BUÇUK MİLYAR TL İÇ BORCU VAR. NASIL KİMSEYE BORCUMUZ YOK?”

Kıbrıs Postası’na konuşan Soyer, şöyle dedi: “Hükümet, Kıbrıs Türk halkından elli ışık yılı uzaktadır… Sayın Başbakan Özgürgün, ‘Rumlar ve dünya artık bizi bir değer olarak kabul etmelidir. Bizi bir değer olarak kabul etmedikleri için anlaşma olmuyor’ diyor. Kendisi kendi halkını değer kabul ediyor mu! Kooperatif Merkez Bankası’ndaki pozisyon nedir mesela? KKTC Merkez Bankası’nda sınavsız münhalsiz istihdamlar… keyfi vatandaşlıklar… Türkiye ile imzalanan protokolün çöpe atılması… Su konusunda DSİ sorumlusu ile Tarım Bakanlığı arasında yapılan açıklamalar arasındaki uçurumlar… Kıbrıs Türk halkı büyük bir ekonomik felaket içinde. KKTC üniversitelerinin kontenjanlarının yüzde elliye kadar dolması ve Türkiye öğrencilerinin buradan uzaklaşması… Uçak biletlerinin, mobil konuşmaların ve internetin pahalılığı… Özgürgün diyor ki ‘Kimseye artık borcumuz yok.’ Kooperatif Merkez Bankası’nın milyonlarca borcu var. Devletin 7 buçuk milyar TL iç borcu var. Nasıl kimseye borcumuz yok? O nedenle, elli ışık yılı uzaktalar.’’

“BUNLAR, TUĞRUL TÜRKEŞ BEYİN KIBRIS SEVGİSİNİ İSTİSMAR ETTİ”

Soyer, Türkiye ile ilişkileri düzeltmek adı altında para için protokolü imzalayan ama ardından içeriğini dalga geçer gibi umursamayan hükümetin, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in Türkiye’de bu görevden gitmesine neden olduğunu savundu.

“Bunlar, Tuğrul Türkeş Beyin Kıbrıs sevgisini istismar ettiler. Sayın Türkeş, Kıbrıslı ve Kıbrıs Türk halkına sevgisi olan bir insan… Bunu istismar ettiler. Protokolü uygulamadılar, uymadılar. Tuğrul Bey de bunları elbette zorladı ancak uymamalarına karşın Kıbrıs Türklerinin sıkıntı yaşamaması için katkı yapmaya devam etti. Bizimkiler bunu istismar etti ve sonunda Tuğrul Türkeş’in de Türkiye’de başını yediler. Bunu açık ve seçik söylüyorum.’’

“ZANNEDİYORSUN Kİ SARAYÖNÜ DİKİLİTAŞ METOTLARI HERKES TARAFINDAN KABULDÜR”

Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “Protokolün tartışılması gereken noktaları vardı mesela ama hayır ver imzalayacağım dediler ve parayı alacağız dediler. Gereğini de umursamadılar. Türkiye indinde bu toplumun güvenilirliğini sarstılar. Bunlar hep önümüze çıkacak. En basitinden şunu söyleyeyim: Bir ihale yasası çıkarttık, buna hiç uymayan işlerle Güzelyurt Hastane ihalesini yaptılar mesela… Sonuçta büyük tartışmalar oldu ve herkes birbirini hırsızlıkla suçladı. Sonuçta ne oldu? İhale Ankara’da çıktı. Şimdi nedir bu diye sorma zemininiz kaldı mı? Kalmadı. Çünkü zannediyorsun ki Sarayönü Dikilitaş metotları herkes tarafından kabuldür.”

“BİZ HEDEFİ KAYBEDİYORUZ”

“Biz hedefi kaybediyoruz. Hedef, kendi gelirlerimizle kendi giderlerimizi karşılayabileceği, üretkenlik ve verimin artacağı bir hukuk ve adaletli bir yapının oluşması. Artık bunlar konuşulmuyor. İlişkiler de gittikçe kötüleşiyor ve Türkiye ile ilişkiler salt alan-veren ilişkisine dönüyor ve erozyon neticesi, manevi derinlikten, kültürel zenginlikten ve demokratik dinamikten yoksunlaşıyor. Bu önemlidir diye düşünüyorum.”

“SEÇİMİN HİÇ GECİKMEMESİ LAZIM”

Seçimin bir an evvel yapılması gerektiğini söyleyen Soyer, aksi halde genel seçim için nisan ve yerel seçim için ise yasal zorunluluk haziran ile düşünüldüğünde koca bir 2018 yılının da heba olacağını da sözlerine ekledi.

Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Seçimin hiç gecikmemesi lazım. Nisanda genel seçim olsa ve yerel seçimler derken temmuzun sonuna kadar seçim… Bu, 2018’in kaybı demektir. Protokol için 2017 kayboldu. Haliyle 2018 de kaybolacak. Bu bakımdan aralık ayının içine kadarki sürede bir an evvel seçim olmalı ve arkasından haziranda yapılması gereken seçim gerçekleşmeli ki hiç olmazsa önümüzdeki 5 yılı netleştirebilelim. Koltuk sevdası için bu topluma yazıktır. En erken zamanda seçim olmalı ki 2018 yılında temel sorunlara konsantre olunabilmeli.”

Paylaş