Views: 0
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Kıbrıs’ta artık söylenmesi ve kabul edilmesi gereken, 50 yıldır devam müzakere sürecinin çöktüğü ve bittiğidir. Kıbrıs’ta artık yeni bir sayfa açılmalıdır” dedi.
Ertuğruloğlu, İsviçre’deki son toplantının bir “son” olduğunun defalarca Cumhurbaşkanı dahil herkes tarafından söylediğini, ancak bu açıklamalara rağmen çöken süreci bir şekilde yeniden canlı tutmaya açık kapı bırakan söylemleri onaylamalarının söz konusu olmadığını söyledi.
Bakan Ertuğruloğlu, “Hatta eğer ben Sayın (Cumhubraşkanı Mustafa) Akıncı’nın yerinde olsam sürecin bittiğini dünyaya göstermek adına bu geldiğimiz noktada gider Meclis’e bir oturumda bilgi veririm ve sonuçta da derim ki ‘Müzakerecilik görevimi Meclis’e iade ediyorum.’ Çünkü BM Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonu çerçevesinde yürütülen toplumlar arası görüşmeler bitmiştir” diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, katıldığı bir televizyon programında konuşan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu,11 Şubat 2014 tarihli iki liderin ortak açıklamasının da artık anlamı kalmadığını ve yok hükmünde olduğunu, çünkü o sürecin de bittiğini belirtti.
Kıbrıs müzakere süreciyle ilgili yıllardır hep aynı söylemler ve duruş ortaya konduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda günübirlik politikalar değil, geleceği inşa etmek adına istikrarlı bir duruş olması gerektiğini ifade etti.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda istikrarlı bir duruşun Kıbrıs Türk halkının geleceği açısından daha faydalı olacağına işaret etti.
“Bundan sonra ne olacağı veya KKTC’nin tanınması için neler yapılacağı” gibi sorulara yanıt vermek için erken olduğunu, çünkü Kıbrıs Türk halkının bunu ilk önce Anavatan Türkiye ile birlikte saptaması gerektiğini ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının tek başına çıkacağı yolda başarı şansının sıfır olduğunu, o yüzden hangi yeni sayfa açılacaksa Anavatan’ın desteğinin şart olduğunu vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımıyla Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleştirilen toplantının bu istişarelerin ilkini oluşturduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, o toplantıda herkesin görüşlerini masada paylaştığını ifade etti.
“50 YILDIR DEVAM EDEN MÜZAKERE SÜRECİ ÇÖKTÜ”
Görüşlerin tam olarak örtüşmediğini, ancak Crans-Montana’da söylenenlerin burada tersinin söylenmesinin veya orada yaşananların yaşanmamış gibi görülmesinin de kendisine göre yanlış olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, “Ancak söylenmesi gereken ilk şey; 50 yıldır devam müzakere sürecinin çöktüğüdür. Bunu herkesin görmüş olması, kabul etmiş olması ve söylüyor olması gerekir” dedi.
“KIBRIS TÜRK HALKININ 50 YILI ÇALINDI”
BM’nin, başarı şansı olmayan müzakere zemini ile Kıbrıs Türk halkının 50 yılını çaldığını ifade eden Ertuğruloğlu, bu süreçte başarı şansının olmadığını çok defalar söylediğini bunun üzerine muhalefet tarafından eleştirildiğini kaydetti.
“BM TARAFSIZ DEĞİL… BM KIBRIS TÜRK HALKINA İHANET EDEN BİR TARAFTIR”
Kıbrıs’ta iki eşit toplum olduğu kabul edilmeyen bir müzakere sürecinden başarı yakalanamayacağına işaret eden Ertuğruloğlu, BM’nin Kıbrıs konusunda tarafsız olmadığını, bu örgütün Rum tarafının tek başına BM üyeliğini sürdürmesini kabul ederek Kıbrıs Türk halkına en büyük kötülüğü yaptığını ve Kıbrıs Türk halkına ihanet ettiğini söyledi.
Ertuğruloğlu, AB’nin de Kıbrıs Türk halkını görmezden geldiğini, Rumları tek başına üye yaptığını, Kıbrıs Türk halkına verdiği sözleri tutmadığını, ancak esas hatayı yapanın, ihanet edenin BM olduğunu kaydetti.
“KOSOVA’YI 100’E YAKIN ÜLKE TANIYOR AMA BM ÜYESİ DEĞİL”
KKTC’nin tanınması için KKTC’de veya Türkiye ile birlikte bir karar alınmadığını belirten ve Kosova modeline işaret eden Ertuğruloğlu, Kosova’nın yüze yakın ülke tarafından tanındığını, ancak BM’ye üye olmadığını, dolayısıyla BM’ye üye olmadan da tanınma olabileceğini vurguladı.
“SÜREÇ CANLI TUTULAMAZ”
Rum Liderin müzakerelere kalındığı yerden devam edilebileceği söylemlerini eleştiren ve Cumhurbaşkanı’nın Crans-Montana’nın “bir son” olduğunu söylediği anımsatan Ertuğruloğlu, şöyle konuştu:
“Bu zirvenin bir son olduğu defalarca Cumhurbaşkanı tarafından da söylendi. Ancak Sayın Akıncı’nın bu söylemlerine rağmen etrafındaki arkadaşlarının bu süreci bir şekilde canlı tutmaya açık kapı bırakan söylemlerini bizim onaylamamız söz konusu değildir.
CUMHURBAŞKANI’NDAN BEKLENTİM…
Hatta eğer ben Sayın Akıncı’nın yerinde olsam bu geldiğimiz noktada gider Meclis’e bir oturumda bilgi veririm ve sonuçta da derim ki ‘Müzakerecilik görevimi Meclise iade ediyorum. Çünkü BM Genel Sekreterinin iyi niyet misyonu çerçevesinde yürütülen toplumlar arası görüşmeler bitmiştir.’
Bunu dünyaya ispat etme, kendimizin inandırıcılığını göstermek adına benim Cumhurbaşkanımdan beklentim Dışişleri Bakanı olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Meclis’te bir oturumla son bir sunuş yapması, Cenevre ve Crans-Montana’yı özetlemesi, bilgi vermesi ve o toplantının sonunda da, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde sürdürülen müzakerecilik görevini Meclise iade etmesidir.”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, BM’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde sürdürdüğü süreç bittiğine göre, Cumhurbaşkanı’nın da müzakerelerdeki otomatik olarak üstlendiği müzakerecilik görevinin ortadan kalktığını ve Cumhurbaşkanı’nın görüşecek bir şeyinin kalmadığı görüşünü ifade etti.
“ORTAK AÇIKLAMA YOK HÜKMÜNDEDİR”
Ertuğruloğlu, 11 Şubat 2014’te liderler tarafından imzalanan ortak açıklamasının da artık anlamı kalmadığını ve yok hükmünde olduğunu çünkü sürecin bittiğini ifade ederek, artık Kıbrıs’ta yeni bir sayfa açılması gerektiğinin herkes tarafından kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
“EIDE DE TARAFSIZ DEĞİL”
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide’nin de BM gibi tarafsız olmadığını, BM’nin Rum’a taraf olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkından vazgeçtiği veya vazgeçmeyi kabul ettiği ile ilgili söylemlerin asla doğru olmadığını, Crans-Montana’da asla böyle bir noktaya gelinmediğini belirtti.
“TÜRK TARAFI BAŞARILI BİR MÜZAKERE YÜRÜTTÜ”
Bakan Ertuğruloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk tarafı Crans-Montana’da son derece başarılı, uzmanca bir müzakere süreci yürüttü. Süreci ‘ya başarıyla sonuçlanır ya da başarılı olamadığı BM Genel Sekreteri tarafından açıklanır’ stratejisiyle yürüttü ve sonuna kadar kararlı ve akılcı bir şekilde götürdü. Sonuçta da iki seçenekten biri yaşandı.
Türkiye müzakere taktiği gereği tek yanlı müdahale hakkının kaldırılması konusunda ne evet ne hayır cevabı vermedi. Türkiye en fazla ‘önce bir görelim, bu ortaklık iyi çalışırsa ve 3 dönem bir Türk Cumhurbaşkanı seçilir ve ilişkiler hiç sorunsuz gerçekten anlaşma gereği iyi gidiyorsa (takriben 15 yıl) ondan sonra bir yeniden gözden geçirilir’ demesi başka bir şeydir, ‘Türkiye müdahale hakkından vazgeçti’ başka bir şeydir. Yani bunları bu şekilde ifade etmek art niyettir. Halkımızı doğru bilgilendirelim. Kıbrıs konusu artık siyasi partiler arası rekabetten çıkarılmalı. Rum tarafında Ulusal Konsey var ve kim seçilirse seçilsin bu konseye uyar. Ama biz bunu beceremedik. Karşı taraf da dış güçler de bu aramızdaki dağınıklığı iyi kullanıyor.
ATILACAK HER ADIM ANAVATANLA İSTİŞARE İÇERİSİNDE ATILACAKTIR
Kıbrıs konusunda tek güveneceğimiz yer Anavatanımızdır. Bunu herkes görmeli, Anavatan Kıbrıs Türkü’nü hiçbir zaman satmaz, yalnız bırakmaz. İç politika uğruna kendimizi dışa karşı zora düşürmemeliyiz. O yüzden Kıbrıs müzakere sürecinin çökmesi ile ilgili Rum’un suçlu olduğu ortadayken, Türkiye’nin suçlanması doğru değildir.
KKTC’nin B Planı veya Kapalı Maraş ile ilgili haberler de doğru değildir. Biz hiçbirinde tek başımıza adım atamayız, bu dava Anavatan’la birlikte yürütülen bir davadır ve atılacak her adım Anavatan’la istişare içerisinde atılacaktır.”
“KKTC SERBEST TİCARET BÖLGESİ OLMALI”
“KKTC’nin tanınma yoluna çıkması veya B planı için ilk adımın ne olması gerektiği” yönündeki soru üzerine Ertuğruloğlu, şöyle cevap verdi:
“Bana göre ilk olarak Cumhurbaşkanı’nın görüşmeci görevini Meclis’e iade etmesi gerekir. Sonra da Türkiye ile istişareler yapılması gerekir. Bence en başından söylediğim gibi KKTC tümden serbest ticaret bölgesi olmalı. Bizim ülkemizi uluslararası ülkelere ve yatırımcılara cazip hale getirmemiz gerekir. Serbest ticaret bölgesi ile sıfır fon, sıfır vergi ülkeyi çok ucuzlaştıracak ve ülkeye insan çekecektir. Ülkedeki pahalılaştırmaya son vermemiz gerekiyor. Ülkede özel bir ekonomik politika hayata geçirilmeli, ülke ucuzlatılmalı ve yatırımcılara olanaklar sağlamalıdır. Bu Özal döneminden beridir gündemde ama hiçbir zaman yaratılamadı. Bu da Anavatan ile oturulup konuşulmalı. Devletin ilk yıllarda bir miktar kaybı olur ama bu noktaya gelmeliyiz.”
“KOMİSYON CANLANDIRILMALI”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun canlandırılması” ile ilgili bir soru üzerine, komisyonun çalıştırılması gerektiğini, ancak ödemelerin sadece Türkiye tarafından yapılmasının istenmesinin doğru olmadığını kaydetti.
Ertuğruloğlu, ülkede çözüm yönünde beklentinin yüksek olduğunu çünkü halkın mutlu olacağı bir ortam yaratılamadığını, iç politikada yaşanan olumsuzlukların halkı mutsuz ettiğini ifade ederek, vatandaşı mutlu eden bir yaşam standardının yaratılmasının şart olduğunu söyledi.
“TEK GÜVENLİĞİMİZ TÜRK ASKERİ”
Barış Gücü askerinin adadaki varlığı ile ilgili bir soru üzerine, Barış Gücü askerinin Kıbrıs Türk halkının güvenliğini hiçbir zaman sağlanmadığını belirten Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının gerçek güvenliğinin Türk askerinin varlığı olduğunu kaydetti.
Ertuğruloğlu, Barış Gücü askerinin büyük bir ödemesinin Rum ve Yunanistan tarafından ödendiğini, ayrıca bu askerin Karpaz’daki Rumlara yardım paketlerini halen taşıdığını, ancak bu Rumların orada tutsak olmadığını ifade ederek, bu konuların artık ciddi ciddi ele alınması gerektiğini işaret etti.
“ANAVATAN DESTEĞİ OLMADAN TANINMA YOLUNA ÇIKAMAYIZ”
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, izleyicilerden gelen “tanınma” ile ilgili sorulara verdiği cevapta, KKTC’nin Anavatan desteği olmadan tanınma yoluna çıkamayacağını, çıksa da başarılı olamayacağını, her adımın Türkiye ile birlikte atması gerektiğini vurguladı.
“DOĞAL GAZ HAKLARINI ANCAK TÜRKİYE KORUYABİLİR”
Türkiye’nin bölgesel bir güç ve bölgede bir aktör olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, doğal gaz konusunda da Kıbrıs Türk halkının haklarını ancak Türkiye’nin koruyabileceğini kaydetti.
Rum liderin “Kıbrıslı Türkler Türkiye ile göbek bağını kesmeli” ve “Türkiye ve bazı Kıbrıslı Türkler görüşlerini değiştirirse çözüm kolay olur” sözlerini gündeme taşıyan Ertuğruloğlu, bu “bazı Kıbrıslı Türkler” sözünün irdelenmesi gerektiğini, çünkü bu sözü duyduğunda bazı Kıbrıslı Türklerin Rum lider gibi, bazılarının da farklı düşündüğünün anlaşıldığını söyledi, bu söylemi eleştirdi ve ülkedeki herkesin Kıbrıs davasında Anavatan ile birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs Türk halkını yıllardır ezen, ambargolar altında tutanın Rum tarafının iyi, yıllardır her türlü desteği veren Türkiye’nin kötü gösterilmesinin ve bunun “çözümcüyüm” adı altında yapılmasını eleştiren Ertuğruloğlu, Türkü azınlığı gören Rum’un boyunduruğu altına asla girmeyeceklerini söyledi.