Views: 0
Kıbrıs’ın hem güneyinden hem de kuzeyinden çevreci aktivist ve sivil toplum örgütleri altın madenliğine karşı inisiyatif oluşturdu. İnisiyatif, altın çıkarmak için izin talebinde bulunan şirketin siyanür kullanacağını ve halkı zehirleyeceğini vurguladı ve siyanürün dünya savaşlarında kimyasal silah olarak kullanıldığını iddia etti.
Kıbrıs’ta altın madenciliğine karşı inisiyatif oluşturan çevreci aktivist ve örgütler, Helen Bakır Madenleri’nin, Kıbrıs’ta altın madenciliğine başlamayı amaçladığını iddia ederek, buna tepki gösterdi.
“NEDA – Yeni Enternasyonalist Sol, Doğrudan Demokrasi Hareketi, Mathiatis Tarih ve Çevre Koruma Topluluğu, Mathiatis’te Yeniden Açılan Antik Madenden Etkilenenler Topluluğu, Dromolaxia – MeneuInisiyatifi, Anakyklos Perivalontiki, DRAN+” aktivistlerinden ve örgütlerinden oluşan inisiyatif, toplumu bilgilendirmek amacıyla bir basın bildirisi yayımladı.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan inisiyatif, maden çıkarma işleminin Skouriotissa’daki Fukasa Madeni’nde gerçekleşeceğini belirtti. İnisiyatif açıklamasında, şirketin Çevre Bakanlığı’na verdiği ilgili rapora göre, öncelikli olarak Fukasa Madeni’ndeki atıklardan gelen cevherleri kullanacağını, ayrıca şirketin Mathiatis’deki Stroggylo Madeni’nin cevherlerinde bulunan altının çıkarılması için de izine başvuracağını iddia etti.
İnisiyatif olarak süreç boyunca, şirketin diğer madenlerin cevherlerinden de altın çıkarmak isteyeceklerini düşündüklerini belirterek, altını çıkarmak için şirketin siyanür kullanacağını ve bunun büyük bir risk yaratacağını iddia etti.
İnisiyatif ayrıca, madendeki cevherlerde altın miktarının çok düşük olduğunu (sadece 0.8gr / kilo), dolayısıyla şirketin çok fazla siyanür kullanması gerekeceğini söyledi. Bu işlemde kullanılacak siyanürün, yağmur suları, hava ve rüzgârla savrulan toz toprak ile yakın bölgelere ve yeraltı sularına aktarılacağını öngören inisiyatif, konunun önemine dikkat çekti.
“Siyanür kullanılacak”
Mathiatis’te hali hazırda Altın Madenciliğine Karşı Halk Komitesi oluşturulduğunu ve Strogylos Madeni’nin yeniden açılmasına karşı çıktıklarını da ifade eden inisiyatif, şirketin Skouriotissa’daki cevherleri siyanür ile işleyeceğini, kullanabilecekleri yeni madenlerin arayışını da sürdüreceklerini iddia etti. Bu nedenle, Skouriotissa’daki altın madenciliğinin durdurulması gerektiğini dile getirdi.
Kıbrıs’ta altın madenciliği de dâhil olmak üzere her türlü madenciliğe karşı olduklarını söyleyen inisiyatif, altın çıkarmak için en tehlikeli zehirlerden biri olan siyanürün kullanılacağını ve bu zehirli maddenin Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda kimyasal silah olarak kullanıldığını hatırlattı.
“Hiçbir turist maden ocağı yanında tatil yapmak istemez”
İnisiyatif açıklamasına, “Maden çıkarılırken doğaya, suya, toprağa ve rüzgâra, serbest biçimiyle öldürücü olabilen civa, arsenik, kurşun, baryum vb. tehlikeli elementler karışacaktır. Skuriotissa Maden Ocağı civarında organik tarım yapılmaktadır. Bugüne kadar maden ocağının işlemesi, organik tarımı olumsuz etkilememişti ama madenciliğin alanı genişletilirse, siyanür rüzgâr, yer altı suları ve tozlarla tarım alanlarını etkileyecektir. Bu da civar köylerin ekonomisini olumsuz yönde etkileyecektir. Madencilikten kaynaklanacak zehirli toz sadece kendi çevresinde sınırlı bir alanı değil, çok daha geniş bir alanı zehirleyecektir. Sahra Çölü’nün kumunun 1500 kilometre uzaklıktaki Kıbrıs’a rüzgârla taşındığını düşünürsek, o zaman, zehirli tozun, 1,5 km uzakta olan Katidata’ya, yaklaşık 3 km uzakta olan Linu ve Flasu’ya, 6 km uzaktan olan Omorfo’ya (Güzelyurt), 60 km uzakta olan Lefkoşa’ya varmasının, hiç de zor olmadığını anlayabilmekteyiz. Şirketin tüm ölçümlerine rağmen herhangi bir mevzuatta asgari emniyet altına alınmış toz bedelinin olmadığını şirketin kendisinin itiraf etmesi nedeniyle tozun ne kadar üretileceği bizi endişelendiriyor. Bu boyuttaki madencilik sadece tarımı değil turizmi de olumsuz etkileyecektir. Hiçbir turist, bir maden ocağının yanında tatil yapmak istemez” diyerek devam etti.
Son olarak, dünyadaki örneklere de değinen inisiyatif, Avrupa Parlamentosu’nun çoğunluğunun, maden endüstrisinde siyanür kullanımının yasaklanması yönünde oy kullandığını, Macaristan ve Slovakya’da siyanür kullanımına yasak getirildiğini açıklamalarına ekledi.