“BİR YILDA 12 BİN HASTA…”

    55
    reklam alani

    Views: 0

    KKTC’deki Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanları, ülkedeki kadınların hamilelikte yeterli iyot almadığına dikkat çekerek, gebelikte görülen hafif ve orta dereceli iyot eksikliğinin çocukta öğrenme güçlüğüne, ağır ve kronik iyot eksikliğinin de zeka geriliğine neden olabileceği konusunda uyardı.

    Sağlık Bakanlığı ile Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi’nin 2015-2016 yılları arasında 300’e yakın gebe kadın üzerinde yaptığı iyot araştırmasının sonuçları basın toplantısıyla açıklandı.

    Araştırma sonuçlarına göre, ülkedeki gebelerin yarıdan fazlası yeterli iyot almıyor. Uzmanlar, gebelerin takibinde vitamin, mineral, eser element takviyesinin ele alınması gerektiğine işaret ederek, “İyot almasının sakıncalı olduğu bilinenler dışındaki tüm gebelere iyot içeren multivitaminler verilmeli” vurgusunda bulundu.

    Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi’nde bu sabah düzenlenen basın toplantısında, Servisin Klinik Şefi Dr. Hasan Sav ile Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Umut Maraşuna, geçen ay Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki “Avrupa Tiroid Kongresi”nde de sunulan KKTC’deki gebelerin iyot durumuyla ilgili çalışmanın sonuçlarını  paylaştı.

    Basın toplantısına Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğu, Bakanlık Müdürü Ümit Özkıran, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Bülent Dizdarlı, Başhekim Yardımcısı Dr. Adil Özyılkan da katıldı.

    Sav ve Maraşuna, çalışmayla ilgili sunuma geçmeden önce Başhekim Dizdarlı ve Bakan Sucuoğlu birer konuşma yaptı. Basın toplantısında Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi’nin hizmetleri hakkında bilgi de verildi. Geçtiğimiz yıl endokrin ve diyabet polikliniğinde yaklaşık 12 bin hasta görüldüğü ve yaklaşık 5 bin kişiye kan şekeri takibi yapıldı açıklandı.

    DİZDARLI: “NALBANTOĞLU’NUN EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OLMASI İÇİN ÇALIŞMALAR VAR…”

    Başhekim Dr. Bülent Dizdarlı, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin yarı süreli bir ihtisas hastanesi olduğunu, burasının eğitim ve araştırma hastanesi olması için de adımlar atıldığını anlattı.

    “Bu yönde bir takım çalışmalar yapılıyor” diyen Başhekim, söz konusu çalışmaların hastalıkların nedenlerine ve önlenmesine yönelik olduğunu ancak hastanede tedavi yönlü araştırmalar da yapıldığını söyledi.

    Dizdarlı, gebelerde iyot eksikliği konulu araştırmanın da bu kapsamda yapıldığını aktardı.

    SUCUOĞLU: “TÜM SIKINTILARA RAĞMEN HASTANELERİMİZDE GÜZEL İŞLER YAPILIYOR”

    Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, görevde olduğu yaklaşık 4,5 ay içinde Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki servislerde ve branşlarda verilen hizmetler konusunda basın mensuplarıyla 4-5 kez bir araya geldiğini, buralardaki hizmetlerin halkla iletilmek istendiğini söyledi.

    Sucuoğlu, “Tüm alt yapı sıkıntılarına, personel yetersizliklerine rağmen Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ve diğer hastanelerimizde güzel işler yapılıyor. Fakat haklı olarak otelcilik hizmetindeki sıkıntılar nedeniyle bu güzel tıbbi ve cerrahi girişimler ve tedaviler göz ardı ediliyor. Bu da motivasyon, kendimizi, özellikle doktorlarımızın kendilerini ifade etmesi açısından sıkıntı yaratıyor” şeklinde konuştu.

    Sucuoğlu, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı’nın hazırladığı ve hamilelerdeki iyot eksikliğini konu alan çalışmanın, Güney Kıbrıs’ta benzeri yapılmadığından uluslararası kuruluşlarda tüm Kıbrıs’ın sonucu olarak değerlendirildiğini vurguladı.

    Faiz Sucuoğlu, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin bir eğitim hastanesi olduğunu da kaydetti.

    SAV: “ÇALIŞTAY DÜZENLEMEYİ HEDEFLİYORUZ”

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi Klinik Şefi Dr. Hasan Sav, ülkede 3 kez iyot taraması yaptıklarını, iyotla ilgili ilk defa 1998’de araştırma yapıldığını, bu araştırmayla ülkenin iyot durumunun “sınırda ve yeterli” olarak belirlendiğini söyledi.

    Sav, Türkiye’de iyotlu tuz kullanma zorunluluğu getirilmesiyle, 2003’te yeni bir araştırma daha yapma gereksinimi duyduklarını belirtti.

    Hasan Sav, 2003’te KKTC’de iyot durumunda iyi yönde artış görüldüğünü söyledi. Son araştırmalarını hamileler üzerinde yaptıklarını  belirten Sav, gebelerin yarıdan fazlasının yeterli iyot almadığına dikkat çekti.

    Sav, konuşmasında, Türkiye’den, çocuk, yeni doğan hekimleri ve kadın doğum uzmanlarının da katılımıyla bir çalıştay düzenlemeyi hedeflediklerini, buradan çıkacak sonuca göre iyot kullanımı konusunda bir politika belirlemeyi hedeflediklerini aktardı.

    “İYOTLU TUZ KULLANIN” ÇAĞRISI

    Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Sav, gebeler dışında da toplumun tüm kesimlerine “iyotlu tuz kullanın” çağrısı yaptı.

    Sav, ancak iyotlu tuzun, bilinen tiroid hastalığı olmayan, endokrin uzmanı tarafından özel kısıtlamaya tabii tutulmayan kişiler tarafından kullanabileceğini vurguladı.

    İyodun insan vücuduna en sağlıklı şekilde nasıl geçeceği konusunda da açıklamada bulunan Hasan Sav, iyot uçucu bir madde olduğundan iyotlu tuzun ağzı kapalı bir kapta ve ışık görmeyen bir ortamda saklanması, buharlaşmaması için pişirilen yemeğe en son eklenmesi gerektiğini kaydetti.

    MARAŞUNA: “İYOT BEBEĞİN BEYİN GELİŞİMİNİN TAMAMLANMASINDA ÖNEMLİ BİR ELEMENT… EKSİKLİĞİ TAMİR EDİLEMEZ”

    Sav’dan sonra söz alan Umut Maraşuna, iyodun gebelikte neden önemli olduğunu anlattı.

    Araştırmalara işaret eden Maraşuna, iyot eksikliği olan bölgelerde yaşayan çocuklarda entelektüel fonksiyonun ve motor becerilerin azaldığını, ağır ve kronik iyot eksikliğinin IQ (zeka) düzeyinde 12-13.5 bir düşüşe neden olduğunu söyledi.

    Bebeğin tek iyot kaynağının anne olduğunu da vurgulayan Umut Maraşuna, iyodun bebeğin beyin gelişiminin tamamlanmasında önemli bir element olduğunu, eksikliğinin ise tamir edilemeyeceğini söyledi.

    Maraşuna, bazı çalışmaların, hamilelikte görülen hafif ve orta derecede iyot eksikliğinde çocukta öğrenme güçlüğü ve benzeri sorunlar izlenebileceğini gösterdiğini aktardı.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün her yaş grubu için günde alınacak iyot miktarını belirlediğini anımsatan Maraşuna, genç erişkinlerde ve erişkinlerde söz konusu iyot miktarının günde 150 mikrogram olduğunu söyledi.

    Maraşuna, “Günlük ihtiyaç hamilelerde 1 buçuk, emziren annelerde 2 kat artıyor” dedi.

    2015-2016 yılları arasında Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne herhangi bir sebeple başvuran gebe kadınlarda iyot çalışması yapıldığını, çalışmada gebeliğin her 3 dönemine ait 258 gebenin idrarlarının incelendiğini söyleyen Maraşuna, sonuçların şaşırtıcı olduğunu belirtti.

    “ÜLKEMİZDEKİ GEBELERİN YARIDAN FAZLASI YETERLİ İYOT ALMIYOR”

    Umut Maraşuna sonuçları şöyle aktardı:

    “Gebelerin yüzde 60.8’inin (157) idrar iyodu, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği 150 mikrogram/Litre düzeyinin altında. 119 gebenin  (% 46.1 ) idrar iyodu 100 mcg/L altında. 41 gebenin  (% 15.8) idrar iyodu 50 mcg/L altında. Bu sonuçlara göre ülkemizdeki gebelerin yarıdan fazlası yeterli iyot almıyor.”

    Dr. Umut Maraşuna sunumu şöyle tamamladı:

    “Bizim akıllı, sağlıklı bebeklere ihtiyacımız var. Bu da annelerin yeterli iyodu almasıyla sağlanır. Ülkemizdeki gebelerin takibinde vitamin-mineral-eser element takviyesi bilinçli olarak ele alınmalı. İyot almasının sakıncalı olduğu bilinenler dışındaki tüm gebelere iyot içeren multivitaminler verilmelidir.”

    Bu konuda nasıl bir tedavi politikası izlenileceği ileride yapılması planlanan çalıştay ile daha detaylı olarak ele alınacak ve tavsiye kararları duyurulacaktır.”

    SAV: “BİR YILDA YAKLAŞIK 12 BİN HASTA…”

    Öte yandan Dr. Hasan Sav, basın toplantısında Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi hakkında da bilgi vererek, geçtiğimiz yıl endokrin ve diyabet polikliniğinde 11 bin 831 hasta görüldüğünü açıkladı.

    Sav, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi’nin 2004’ten beri Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bünyesinde, diyabet (şeker hastalığı), tiroid hastalıkları, obezite (insülin direnci/hipoglisemi), hipofiz, paratiroid ve böbreküstü bezi hastalıkları, büyüme ve gelişme gerilikleri, osteoporoz (kemik erimesi) ilgili alanlarda hizmet verdiğini söyledi.

    Servisin, dünyada da giderek artan hasta kitlesine hitap ettiğini aktaran Sav, verdikleri hizmetleri “Endokrin ve diyabet polikliniği, diyabet-göz polikliniği, diyet polikliniği, podiatri, diyabet eğitimleri, özel endokrin testler, şeker yükleme testleri” olarak aktardı.

    Sav, endokrinoloji servisinde 2 uzman hekimin, 3 hemşire (iki uzman diyabet hemşiresi), 1 sekreter, 1 servis elemanı ve 1 hizmetli görevlisinin çalıştığını, dönüşümlü olarak göz ve diyet uzmanlarının da burada görev yaptığını kaydetti.

    Sav, 2015 istatistiklerine göre, endokrin ve diyabet polikliniğinde 11 bin 831 hasta görüldüğünü, serviste 755 hasta için endokrin konsültasyonu verildiğini, göz polikliniğinde 553, diyet polikliniğinde 3 bin 216 hasta görüldüğünü söyledi.

    YAKLAŞIK 5 BİN KİŞİYE KAN TAKİBİ…

    Bu serviste 753 kişiye diyabet eğitimi verildiğini, 33 özel endokrin test yapıldığını, 192 özel enjeksiyon yapıldığını belirten Sav, 4 bin 783 kişinin kan şekeri takibin yapıldığını dile getirdi.

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi’nde bilimsel araştırmaların da yapıldığını söyleyen Sav, hem Türkiye’deki hem de Avrupa’daki kongrelerde sunumlar yaptıklarını, panellere katıldıklarını söyledi.

    Sav, European Society of Endocrinology’ye üye olduklarını da dile getirerek, Iodine Global Network’de (IGN) temsil edildiklerini belirtti.

    Paylaş