BÜYÜKKONUK “SLOWFOOD” ÜYESİ

    46
    reklam alani

    Views: 0

    Büyükkonuk Belediye Başkanı Ahmet Sennaroğlu, Büyükkonuk’un “Slowfood” üyeliğinin bugünden itibaren yürürlükte olduğunu bildirdi.

    Büyükkonuk Belediye Başkanı Sennaroğlu yazılı açıklamasında, Büyükkonuk Belediyesi’nin yaklaşık 8 ay önce yaptığı başvurunun bugün yasallaştığını kaydetti.

    Sennaroğlu, Slowfood Birliği’nin başkenti İtalya’da birliğe resmi müracaatta bulunduklarını ve 8 ay süren kontrol ve izlenimler sonucunda Büyükkonuk’un Slowfood’a üyeliğinin uygun görüldüğünü vurguladı.

    Yılda 2 kez gerçekleşen Eko Gün etkinliklerin etkisinin bunda büyük olduğunu ifade eden Sennaroğlu, logosu kırmızı renk salyangoz olan Slowfood’u alma hakkına sahip oldukları için duyduğu mutluluğu dile getirdi.

    Bölgesel yiyecek ve içecekleri öne çıkarmak amacı ile böyle bir girişim başlattıklarını anlatan Sennaroğlu, Büyükkonuk’un çok yakında fark yaratan bir belde olacağını söyledi.

    Sloowfood sitesi üzerinden “BÜYÜKKONUK (KOMİKEBİR) SLOWFOOD”un yasal olarak bugünden itibaren yayınlanmaya başladığını belirten Sennaroğlu, “yavaş yemek ve yavaş yaşamak” anlamına gelen Slowfood’un , dünyada en yavaş ilerleyen canlı olan salyangoz logosu ile ifade edildiğini ve tüm dünya tarafından bilindiğini kaydetti.

    SLOWFOOD NEDİR?

    Slowfood veya Türkçe ifadesiyle “Yavaş Gıda” 1986’da Carlo Petrini tarafından başlatılan uluslararası bir harekettir. Hızlı, ayaküstü yemek alışkanlığına (fast food) karşı alternatif olarak geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini, yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden hareket, Yavaş Hareketi’nin bir parçasıdır.

    Bir organizasyon anlamında ilkin İtalya’da Arcigola organizasyonunun öncülüğünde Roma’da açılan McDonald’sa karşı 1986’da başlatılmıştır.

    Slowfood hareketinin yaklaşık 50 ülkede 800 yerel şubesi ve 83 bin üyesi olduğu ifade edilmektedir.

    SLOWFOOD /YAVAŞ GIDANIN AMAÇLARI

    Yavaş Yemek hareketinin misyonuna yönelik bazı amaçlar ise şöyle belirtildi:

    “Yerel biyo çeşitliliği korumak amacıyla tohum bankası oluşturmak ve sürdürmek, Yerel ve geleneksel besin maddelerini korumak ve teşvik etmek, Tat eğitimini teşvik etmek, Tüketicileri fast food ürünlerinin riskine karşı eğitmek, Organik çiftçiliği teşvik edici kamuoyu oluşturmak, Ürünlere yönelik genetik mühendisliğinin müdahalelerine karşı çıkmak, Ürünlerde böcek ilaçlarının kullanımına karşı kamuoyu oluşturmak, Öğrenciler ve mahkûmlara bahçıvanlık becerisini kazandırmak.”

    Paylaş