Views: 0
Kamu Yönetimi Uzmanı, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) öğretim görevlisi Deniz İşçioğlu, yeni genç bir devlet olduğumuzu hatırlatarak kaygan bir zeminde büyük bir mücadele verdiğimizi söyledi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşunun 41. yılı kutlanıyor, değerlendiriliyor…
Kamu Yönetimi Uzmanı, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) öğretim görevlisi Deniz İşçioğlu, yeni genç bir devlet olduğumuzu hatırlatarak kaygan bir zeminde büyük bir mücadele verdiğimizi söyledi.
Deniz İşçioğlu, “Sadece yönetim bacağını düzeltmek, onunla uğraşmak yeterli değildir” dedi.
1983 doğumlu olduğunu söyleyen akademisyen-yazar İşçioğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 1983 doğumlu “Cumhuriyet çocuklarına”, Ey Cumhuriyet Çocukları, hitabıyla bir mektup gönderdiğini, bu nedenle de kendilerini özel hissettiklerini anlattı.
Katıldığı TV programında konuşan DAÜ öğretim görevlisi Prof. Dr. Deniz İşçioğlu, KKTC’nin kuruluşunun 41. yılı vesilesi ile şunları kaydetti;
“41 yaş insan hayatının ortalarıdır, olgun bir dönemdir. Bir devlet için aynı şeyi söylemek mümkün değil… Her defasında da bunu söylüyoruz; Genç bir devlete sahibiz, diyoruz. Uluslararası alanlarda yaşadığımız sorunlar. Bir taraftan ekonomik meseleler… Kamusal, yönetimsel sorunlar. Bir şeyleri başarabilmek için zemin arayışı sürerken, zeminin de hep kaygan olduğun görüyoruz.
Elbette çok büyük bir mücadele sonucunda KKTC kuruldu. Bunun devamı, tanınması faaliyetleri, Türk dünyası içindeki çakışmalar sürerken tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir de Kıbrıs sorunu var.
Acaba kalıcı bir anlaşma olur mu, derken bu iki paradigma arasında kalmış bir KKTC… Hani tek bir hedefimiz olsaydı çok daha güçlü olurduk. Uluslararası alanlardaki denge değişiklikleri… Biraz daha kendi ayakları üzerinde duran bir yapı kurabilmek, biraz daha yapıyoruz üretiyoruzu ortaya koymak için bir mücadele vermememiz gerek…
Sadece yönetim bacağını düzeltmek, onunla uğraşmak yeterli değildir. 41. yılı kutlarken gururla kutluyoruz. Diğer taratan da gözümüz uluslararası alanda… Yeniden bir zemin olur mu, hareketlilik olur mu. Kaygan bir zeminde büyük bir mücadele veriyoruz…”