Views: 0
Birleşmiş Milletler’in Öncülüğünde Küresel Hijyen Farkındalığının artırılması hedefleniyor. Uzmanlar, özellikle okullarda ve kamuya açık alanlarda sağlıklı ve temiz tuvalet koşullarının sağlanmasının toplum sağlığı açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor
19 Kasım, dünya genelinde tuvalet ihtiyacına dikkat çekmek ve güvenli, temiz sanitasyon erişimini sağlamak için 2013 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Tuvalet Günü” olarak kutlanıyor.
Her yıl farklı bir tema ile kutlanan bu gün, özellikle gelişmekte olan ülkelerde milyonlarca insanın güvenli tuvalet ihtiyacının karşılanmadığını vurguluyor.
KÜRESEL ÖLÇEKTE HİJYEN SORUNU
Birleşmiş Milletler’e göre, dünya nüfusunun yaklaşık %30’u, yani 2 milyardan fazla insan, güvenli bir tuvalet hizmetinden yoksun.
Yetersiz hijyen ve sanitasyon hizmetleri, özellikle çocuklar arasında çeşitli sağlık sorunlarına ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden oluyor. Dünya Tuvalet Günü, bu sorunun önemine dikkat çekerek daha temiz, sağlıklı ve erişilebilir tuvalet altyapısının sağlanması için farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
2024 TEMASI: “TEMİZ SU VE GÜVENLİ SANİTASYON HERKESİN HAKKIDIR”
Bu yılın Dünya Tuvalet Günü teması, temiz suya erişim ve güvenli sanitasyon hakkının evrensel bir insan hakkı olduğunu vurguluyor. Özellikle eğitim kurumlarında ve işyerlerinde hijyenik koşulların sağlanması, temel insan haklarından biri olarak kabul ediliyor. Temanın, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere kırılgan grupların sanitasyon ihtiyaçlarına dikkat çekmesi bekleniyor.
Tüm dünyada temiz su ve hijyenin toplum sağlığı üzerindeki etkileri konusunda eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları düzenlenmesi hedefleniyor.
Uzmanlar, özellikle okullarda ve kamuya açık alanlarda sağlıklı ve temiz tuvalet koşullarının sağlanmasının toplum sağlığı açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor.
SADECE SAĞLIK DEĞİL, ONUR MESELESİ
Birleşmiş Milletler, güvenli ve temiz tuvalet erişimini yalnızca bir sağlık konusu olarak değil, insan onuruna saygının bir parçası olarak ele alıyor. Güvenli ve temiz tuvaletlerin eksikliği, özellikle kadınların ve çocukların günlük hayatını zorlaştırırken, bu durum toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de artırabiliyor.
İKLİM KRİZİNİN ÇARESİ OLABİLİR
Birleşmiş Milletler verilerine göre küresel olarak üretilen atık suyun neredeyse %80’i arıtılmadan ekosisteme geri dönüyor. En kötü senaryoya göre 2050 yılında 5,7 milyara yakın insan, su kıtlığı çekecek. Bu öngörü eşi benzeri görülmemiş bir su rekabeti riskine de işaret ediyor. Hızla artan iklim değişikliğinin de temiz su kaynaklarına ulaşımı güçleştireceği öngörülüyor. Birleşmiş Milletler bu noktada tuvaletlerin önemini bir kez daha vurguluyor. İnsan atıklarını güvenli, erişebilir ve onurlu bir ortamda toplayan tuvaletlerin hak ve gereklilik olduğunu savunuyor. Bir sonraki aşama ise söz konusu atıkların doğaya zarar vermeden yok edilmesi ya da geri dönüştürülmesi yönünde.