Views: 3
Kuzey Kıbrıs’ta, yaşanan pahalılık geleceğimiz için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Pahalılık; hayatı yaşanamaz, İşletmeleri çalışamaz hale getirmiştir. REKABET GÜCÜMÜZ ERİMİŞTİR! Pahalılıkla, tüm gücümüzü kullanarak mücadele etmek zorundayız. Bu, toplumsal bir görevdir.
Buna karşın pahalılıkla mücadele etmek yerine hayat pahalılığının peşinden sürüklenip gidilmekte, hiçbir ciddi tedbir alınmadan pahalılığın daha da artmasına neden olunmaktadır. Bunun adı, PAHALILIK GIRDABIDIR. Bu girdaptan kurtulmak zorundayız. Hükümetimize düşen görev, pahalılığın kaynaklarını kurutmaktır. Bunun için elektrik ve gaz gibi temel girdiler ile et ve süt gibi temel gıda ürünlerinin fiyatları bir süre için de olsa kamu kaynakları ile sübvansiye edilerek fiyatları düşürülmelidir. Ayrıca, mali politika düzenlemeleri yapılarak kamuda tasarruf ve kayıtdışılığı önleyecek tedbirler alınmalıdır.
Bu sayede hane halkının geçimi kolaylaşacak, işletmelerimiz kaybettikleri REKABET GÜCÜNE YENİDEN KAVUŞABİLECEKLERDİR. Bizi ayakta tutacak olan, bu REKABET GÜCÜDÜR. Rekabet edebildiğimiz oranda İşletmelerimiz ayakta kalarak güçlenecek ve istihdam yapabilecektir.
28 Ekim Pazartesi günü, Kuzey Kıbrıs’ın Lefkoşa, Gazimağusa ve Girne gümrüklerinde gerçekleştireceğimiz GÜMRÜKTEN MAL ÇEKMEME eylemi ile uyarımızı daha ileri bir düzeye taşımayı amaçlıyoruz.
Bu, bir UYARI EYLEMİ olacaktır. Bu uyarı dikkate alınmazsa pahalılığın etkilerinin artarak devam edeceğini biliyoruz. Pahalılık artacak; ailelerimizin ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geleceğiz. Pahalılık artacak; iş yerlerimizi kapatmak zorunda kalacağız. Pahalılık artacak; gençlerimizi yurtdışına göndermenin acısını yaşayacağız.
Bu UYARI EYLEMİ bir başlangıç olacaktır. Mesajımız yerine ulaşmaz ve pahalılık girdabından kurtulmamız için gerekli adımlar atılmazsa daha ileri eylemleri gündeme getirmekten çekinmeyeceğiz.
PAHALILIĞA KARŞI MÜCADELE ETMEKTE KARARLIYIZ. Hükümetimizi, bu mücadeleye öncülük etmeye davet ediyoruz. Bu mücadeleyi halkımızdan aldığımız güçle başarıya ulaştırabileceğimize inanıyoruz.