Views: 0
CTP, yanlış diplomatik hamlelerin kabul edilmemesinden, BM Genel Sekreteri Guterres’i doğrudan temsil eden kişisel temsilcisi Holguin’i sorumlu tutmanın ve haksız yere suçlamanın kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), “yanlış diplomatik hamlelerin kabul edilmemesinden, Birleşmiş Milletleri (BM) ve BM Genel Sekreteri Guterres’i doğrudan temsil eden kişisel temsilcisini sorumlu tutmanın ve haksız yere suçlamanın kabul edilemez olduğunu” ifade etti.
CTP’den yapılan açıklamada, ülkede “çözümsüzlük çözümdür” anlayışı güdüldüğünü ve bu anlayışının temsilcilerinin kendi başarısızlıklarını BM yetkililerini suçlayarak haklı çıkarmaya çalıştığını, uluslararası hukuk nezdinde anlaşılması ve kabulü mümkün olmayan maksimalist önerileri meşrulaştırma girişiminde bulunulduğu savunuldu.
Açıklamada, kalıcı, kapsamlı ve karşılıklı kabul edilebilir, sürdürülebilir, güvenli ve toplumların kabul edebileceği yegane gerçekçi çözüm modelinin iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon olduğu dile getirildi.
“SUÇLAMALAR KIBRIS TÜRK HALKINA VE SİYASETİNE ZARAR VERİCİDİR”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kişisel Temsilcisi Holguin’in taraflar arasında ortak zemin arayışı hedefi ile ocak ayı itibarıyla göreve başladığı ve Kıbrıs’a yaptığı 3 ziyarette, her iki toplum liderinin yanında, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri, iş dünyası temsilcisi örgütler ve siyasi partilerle de görüştüğü hatırlatılan açıklamada, Holguin’in bu ziyaretlerinde BM’nin rolünün liderleri cesaretlendirmek, var olan durumu saptamak ve sürecin ilerlemesinde kolaylaştırıcı olmak olduğunu belirttiği kaydedildi.
Açıklamada, 13 Mart’ta Holguin’in CTP’ye de bir ziyaret yaptığına işaret edilerek, bu ziyarette herhangi bir görüş paylaşmaktan öte CTP’nin görüşlerini dinlemeyi tercih ettiği, çeşitli sorular yönelterek var olan tıkanıklıkların aşılması noktasında Birleşmiş Milletlerin nasıl katkı koyabileceğini anlamaya çalıştığı belirtildi.
Holguin’e yönelik “provokasyon yapmak, kışkırtıcı faaliyetlerde bulunmak, haddini aşmak, 5. kol faaliyeti yürütmek” gibi ifadelerde bulunulduğu belirtilen açıklamada, bu tür suçlamaların Kıbrıs Türk halkına ve siyasetine zarar verici olduğu ifade edildi.
“KALICI ÇÖZÜM SADECE BMGK KARARLARINDA BELİRTİLDİĞİ ÇERÇEVEDE GERÇEKLEŞEBİLİR”
Adadaki değişimin ve kalıcı çözümün sadece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kapsamlı çözüm ile ilgili kararlarında belirtildiği çerçevede gerçekleşebileceği vurgusu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Sonuç odaklı, belirli bir zaman diliminde tamamlanacak, siyasi eşitliğin pazarlık konusu yapılmadığı, bir kez daha Kıbrıs Rum Liderliğinin ayak sürümesi neticesinde başarısızlıkla karşılaşılması durumunda statükoya geri dönülmeyeceğinin baştan güvence altına alındığı, metodolojisi iyi kurgulanmış bir müzakere sürecine ihtiyaç vardır.
CTP olarak, iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon temelinden ayrılmanın çözümsüzlüğün devamına ve sonuçlarına mahkum olmak anlamına geldiğini belirtir, çözüm yönündeki mücadelemizin kararlılıkla devam edeceğini belirtiriz.”